Teoman Öztürk, Ölümünün 29. Yılında Anıt Mezarı Başında Anıldı
Teoman Öztürk, Ölümünün 29. Yılında Anıt Mezarı Başında Anıldı
TMMOB`nin unutulmaz Başkanı Teoman Öztürk, 11 Temmuz 2023 tarihinde, ölümünün 29. yılında Karşıyaka Mezarlığındaki Anıt Mezarı başında ailesi, dostları ve yol arkadaşlarının katıldığı bir törenle anıldı.
Anma töreninde Oğuz Türkyılmaz, Hikmet Tümer, Elif Öztürk, İsmet Rıza Çebi ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz birer konuşma yaptılar. Koramaz konuşmasında; "Sevgili başkanımızın sonsuzluğa yürüyüşünün 29. Yılında yine anıt mezarı başındayız. Kendisini sevgi ve özlemle anıyorum. Sizleri, Teoman Abi`nin şahsında, bilimi ve tekniği halkımızın hizmetine sunma mücadelesine omuz vermiş sonsuzluğa uğurladığımız tüm meslektaşlarımızın ve tüm TMMOB kadrolarının, bağımsızlık, eşitlik, özgürlük, barış, demokrasi, devrim ve sosyalizm mücadelesinde yitirdiğimiz tüm dostlarımızın, tüm yoldaşlarımızın anısına hepinizi bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum. Sevgili arkadaşlar, 1994 yılında aramızdan ayrılan Teoman abi 1973-1980 yılları arasında TMMOB Başkanlığını yürüttü. Teoman Abi`nin ölümünün üzerinden 29 yıl geçti, TMMOB başkanlığını bırakmasının üzerinden ise tam 43 yıl geçti. Aradan geçen bunca zamana rağmen Teoman Abi`nin ne sevdiklerinin ve mücadele arkadaşlarının kişisel hayatlarına kattığı değerler eksildi, ne de TMMOB`nin örgütsel hayatında bıraktığı izler ortadan kalktı. Aradan geçen bunca zamanda değişen yegane şey, ona olan özlemimizin her geçen süre daha da büyümesi oldu. Sevgili dostlar, Teoman abi ve arkadaşlarının TMMOB yönetimlerine geldiği dönem gerek dünyada yaşanan küresel kriz, gerekse uygulanan ambargolar nedeniyle ülkemizde büyük ekonomik zorlukların yaşandığı bir dönemdi. 70`li yıların başı emeğiyle geçinen geniş halk kesimlerinin hızla yoksullaştığı, haklarını kaybettiği, geçim ve yaşam zorluğu içine sürüklendikleri bir dönemdi. Mühendis ve mimarlar da bu hayat zorluğundan payını düşeni alıyordu. O dönemde TMMOB`yi benzeri meslek örgütlerinden ayıran en önemli şey, Teoman abi ve çevresinde bulunan ilerici, devrimci, yurtsever kadroların bu krize ve hak kayıplarına karşı emeğin çıkarlarını korumak doğrultusunda gösterdiği çabaydı. Biliyorlardı ki krizin asıl nedeni kapitalizmin sömürü anlayışına dayalı üretim mantığıydı. Biliyorlardı ki mühendis ve mimarların kurtuluşu, işçi sınıfının ve yoksul halk kesimlerinin kurtuluşuyla birlikte mümkündü. Bu devrimci anlayış, TMMOB`nin makas değiştirmesini, seçkin zümre çıkarları yerine toplumun genel çıkarını savunan bir örgüt haline dönüşmesini sağlamıştı. TMMOB`yi yurtsever, bağımsızlıkçı, emekten yana, toplumcu bir çizgiye taşıdılar. Emekçi sınıflarla, halkla buluşturdular. 70`li yıllar boyunca TMMOB Kadroları halkımızın ve meslektaşlarımızın hak ve özgürlüklerini savunmak için ellerinden gelen mücadeleyi verdiler. Bu mücadeleleri nedeniyle devletin ve sivil faşist odakların hedefi oldular. Yaşadıkları olanca zorluğa rağmen mücadeleden asla geri adım atmadılar. Bize bıraktıkları bu devrimci mirası alnımızın akı gibi, gururla taşımaya devam ediyoruz. 1970`li yılların krizi ve o krize karşı toplumun geniş kesimlerinin direnişi 12 Eylül askeri darbesiyle bastırıldı. Devrimci kadrolara büyük bedeller ödetildi. Kurumlarımıza büyük zararlar verildi. En önemlisi de toplumdaki örgütlü mücadele anlayışı ortadan kaldırıldı. Bir yandan neoliberal politikalar, diğer yandan postmodern ideolojik saldırılar, diğer yandan da devlet eliyle topluma nüfuz ettirilen Türk-İslam sentezi anlayışı toplumu paramparça etti. Sendikalar, dernekler, meslek örgütleri, siyasi partiler etkisizleşirken cemaat ve tarikatlar güçlendi. Bugün yaşadığımız karanlığın temelinde, 12 Eylül darbesiyle birlikte ilmek ilmek örülmeye başlanan gerici, toplum düşmanı, bireyci politikalar yatmaktadır. AKP iktidarını var eden, AKP`nin toplumsal temelini hazırlayan da bu politikalar olmuştur. Toplumu hedef alan saldırı bugün AKP eliyle en ileri ve pervasız şeklini almış bulunuyor. Cumhuriyetin 100. Yılını yaşarken emek düşmanlığı, doğa düşmanlığı, barış düşmanlığı, bilim ve aydınlanma düşmanlığı tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar revaçta. Ülkemiz büyük bir karanlık içinde yaşıyor. Dahası ve en kötüsü de toplumun geniş kesimlerinin, örgütlü yapılardan uzaklaştıkları, örgütlü hak arama mücadelelerinden koptukları için büyük bir yılgınlık ve korku içinde olmaları. Örgütsüzlük insanları çaresizliğe ve teslimiyete sürüklüyor. Kendi cellatlarından iyilik dilenir hale getiriyor. Ne yazık ki bu durum iktidarın pervasızlığını her geçen gün daha da arttırıyor. Muhalif siyasetçiler hapsediliyor, basın organlarına ölçüsüz cezalar veriliyor, haber yapan gazeteciler içeri atılıyor. Festivaller, konserler, mezuniyet kutlamaları yasaklanıyor. Sosyal medyayı kontrol altına alınmak isteniyor. Birliğimiz ve yöneticilerimiz de sıklıkla bu saldırıların hedefi oluyor. Anayasal görev ve sorumlulukları gereği Gezi Parkına ve Taksim meydanına sahip çıkan arkadaşlarımız 1 yılı aşkın zamandır cezaevinde tutuluyor. Toplumsal olanı koruma yolundaki inadımız ve gayretimiz onları rahatsız ediyor. Fabrikalarımızın, madenlerimizin, kıyılarımızın, ormanlarımızın, parklarımızın satılmasına karşı kamusallığı savunmamız onları rahatsız ediyor. Gerici, muhafazakar uygulamalar karşısında ilericiliği, çağdaşlığı, laikliği savunmamız onları rahatsız ediyor. Eşitliği, özgürlüğü, kardeşliği, emeği ve alın terini savunmamız onları rahatsız ediyor. Ancak şunu bilsinler ki, ne yaparlarsa yapsınlar, hangi cezaları verirlerse versinler, bu ülkenin mühendisleri, mimarları ve şehir plancıları tek adam rejiminin tehditlerine, tek adam rejiminin yasaklarına boyun eğmeyecek! Ülkemizin ve halkımızın geleceğini, yozlaşmış iktidar sahiplerinin insafına ve emperyalistlerin kirli emellerine terk etmeyeceğiz. Bu ülkenin eşitlikten, özgürlükten, emekten demokrasiden, barıştan, bağımsızlıktan, kalkınmadan ve hakça bölüşümden yana tüm güçleriyle omuz omuza, yan yana mücadele etmeye devam edeceğiz. Toplumcu duruşumuzdan asla geri adım atmayacağız. TMMOB`nin ilerici, devrimci, demokrat, yurtsever çizgisini kararlılıkla korumaya devam edeceğiz. Teoman Öztürklerin bizlere miras bıraktığı mücadeleyi daha da büyüteceğiz. Bilimi ve tekniği emperyalistlerin ve sömürgenlerin değil halkının hizmetine sunan bir Türkiye`yi mutlaka kuracağız. Yaşasın TMMOB Örgütlülüğü, Yaşasın Mücadelemiz" dedi. Oğuz Türkyılmaz ise şöyle konuştu: "Teoman Öztürk`ün eşi, kızları, damadı, torunları, arkadaşları, onu şahsen tanımamış da olsa, savunduğu değerleri, uğruna mücadele verdiği amaçları savunan yol arkadaşları! Merhaba! Bugün 29.kez Teoman Ağabey` ile birlikteyiz. Ne kadar çok gelir olduk Karşıyaka`ya. .Elli bir yıl önce, 12 Mart faşizminin karanlığında Ulaş`la, Mahir`le, Deniz`le, Yusuf`la, Hüseyin`le başladı buraya gelişlerimiz. Sonra devrimci arkadaşlarımız. Sivas`ta Madımak kırımında yitirdiklerimiz, Halit Çelenk ağabeyimiz, Şekibe Çelenk ablamız, Muzaffer Erdost, devrimci avukat arkadaşımız İbrahim Tezan, orman mühendisi Sümmani Can ve daha nice dostumuz, yoldaşımız, arkadaşımız. Yakın bir çalışma ve mücadele arkadaşı olarak, Teoman Başkanı anma törenlerinin çoğunda konuştum. Bugün, geçtiğimiz yıllarda yaptığım konuşmalara tekrar baktım. Tekrarlama pahasına da olsa, bazı noktaları vurgulamak zorundayım. Bugün bizi burada bir araya getiren , Teoman Öztürk`ün kişiliğine, toplumcu mücadelesine, mücadelede kararlılığına, sosyalizme olan inancına saygımız. Onun bağımsız, demokratik ,sosyalizme doğru yürüyen bir ülke, eşit, özgür, adil bir toplum için verdiği mücadeleye olan inancımız ve mücadeleyi sürdürme kararlılığımız. Geçen yılı anma törenine konuşmamı şu sözlerle bitirmiştim. 11 Temmuz 2023`de, yine burada bu karanlık dönemi, baskıcı yönetimi geride bırakmış olarak bir araya gelmek için çalışalım, uğraşalım, mücadele edelim. Ne yazık ki, dileğim gerçekleşmedi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında CHP döneminde devlet yapısı içinde yuvalanan, DP döneminde de desteklenen, 60larda varlığını sürdüren ,1980 faşist darbesince desteklenen şeriatçı odaklar, 2002`den bu yana AKP iktidarı döneminde daha da güçlendiler. Şimdi sokaklarda da saldırıya geçtiler. Çok zor koşullarda faaliyet göstereceğimiz, yoğun baskılara hedef olacağımız bir dönemin eşiğindeyiz. Teoman Öztürk`le TMMOB`de birlikte çalıştığım 70`li yılların ikinci yarısında da , sermaye iktidarları ve onların güdümündeki faşist çeteler, emekçi halka ve emek örgütlerine saldırıyordu. Necdet Bulut, Bedrettin Karafakioğlu ve başka üyelerimiz, İMO Teknik Güç Yazı İşleri Md. Zeki Erginbay faşistlerce katledildi. TMMOB Binasının kurşunlandığı, bombalandığı, arkadaşlarımızın katledildiği çok zor günler yaşadık. Ben, TMMOB`ye yönelik faşist bir saldırıda, yaşamımı yitirmekten kıl payı kurtulmuştum. . Bütün gerici faşist saldırılara direndik, teslim olmadık, çünkü Teoman Öztürk ve arkadaşlarının, 1980 öncesi TMMOB kadrolarının ,bizlerin sözlüğünde yılgınlık diye bir sözcük yoktu. Sermaye kesimlerinin egemen olduğu ülkemizde, TMMOB ve Odalar; Uzmanlık alanlarında toplum ve kamu yararına politika ve uygulamalar önerdikleri için, Bağımsız ve demokratik bir ülkeye ulaşmak için emperyalizme karşı mücadele ettikleri için, Bugün de demokrasi dışı, diktatöryel bir gücün baskılarına hedef oluyoruz, sesimiz kısılmaya çalışılıyor, Mücella, Tayfun ve Can arkadaşlarımız zindanlara konuluyor. Ancak, toprak bu gerici yönetimin ayaklarının da altından hızla kayıyor. Şimdi, izlenen özelleştirme, soygun ,talan, yakınları kollama uygulamalarının gür bir sesle deşifre etmek, dile getirmek , kamuoyu gündemine taşımak, emekçi halktan yana kamucu politika ve uygulamaları topluma mal etme zamanı; -Nasıl bir dünya, nasıl bir Türkiye, nasıl bir kent, nasıl bir işyeri, okul, sağlık, eğitim, kültür, spor tesisi istediğimizi, -Öngördüğümüz enerji, çevre, ulaşım, sanayi, kentleşme, tarım politikalarını, Hangi kurumlarla, hangi araçlarla ve kaynaklarla, Ne tür bir kamusal planlama kurgusu ve anlayışı ile uygulayacağımızı somutlamak, katılımcı ve şeffaf bir tarzda, bunları nasıl yapacağımızı anlatmakla da yükümlüyüz. Üyelerimize ve halkımıza duyuracağımız bir çok önerimiz var. Kamunun küçültülmesine, kamu varlığının talan edilmesine karşı, kamunun varlıklarının tekrar kamuya dönmesini , Sosyal fayda yaratan tüm alanlarda da oluşturulacak güçlü kamusal kuruluşlar ve yapılar yoluyla, kamu tekrar hemen her alanda lokomotif olmasını, Kamu işletmelerinde şeffaflık temel kural haline gelmesini Çalışanların yanı sıra üretilen hizmetlerden yararlananlar, ürünleri kullananlar ve özellikle enerji, madencilik, altyapı ve sanayi yatırımlarında, tesislerin bulunduğu bölgede yaşayan halkın demokratik temsilcileri karar alma süreçlerinde ve denetimde etkin, söz ve karar sahibi olmasını, Sendikal örgütlenmenin yaygınlaşması, üretenlerin yönetmesi TMMOB Yasası değişse de, nisbi temsil de getirilse, söz hakkımız kısıtlansa da, bilinçli, inançlı ve kararlı devrimci kadrolarla baş etmenin kolay olmadığını bilumum yandaşlara, yalakalara göstermeliyiz. Teoman Başkan, nasıl kapısı kilitli, evrakları bir hizmetliye bırakılmış bir TMMOB`yi arkadaşlarıyla birlikte ayağa kaldırdıysa, Bizler geçmişte de zor koşullarla boğuştuk, bugün de boğuşuruz , bilinçli , inançlı, yürekli kadroların imkansız denileni nasıl yapabileceklerini gösteririz, çünkü biliyoruz direnenler yenilmez. Ne diyor usta ozan Melih Cevdet Anday Uyuyamayacaksın Memleketinin hali Seni seslerle uyandıracak Oturup yazacaksın Çünkü sen artık o eski sen değilsin Sen simdi issiz bir telgrafhane gibisin, Durmadan sesler alacak Sesler vereceksin Uyuyamayacaksın Düzelmeden memleketinin hali Düzelmeden dünyanın hali Gözüne uyku girmez ki Uyumayacaksın Bir sis cani gibi gecenin içinde Ta gün ışıyıncaya kadar Vakur metin sade Çalacaksın. Teoman Başkanın yolundan bu tür çalışmalarla yürürüz. TMMOB ve Oda yöneticisi, Odaların aktif üyesi arkadaşlar! Yolumuz uzun, işimiz zor, yolumuz açık olsun!"