İstanbul Şubemiz İstanbul Mirasının Deprem Riskinin Yönetimi Çalıştayı

İstanbul Şubemiz İstanbul Mirasının Deprem Riskinin Yönetimi Çalıştayı

İMO İstanbul Şubesi - İBB işbirliği ile düzenlenen "İstanbul Mirasının Deprem Riskinin Yönetimi Çalıştayı" İPA Florya Kampüsünde gerçekleşti. Etkinliğin açılış konuşmalarında sırasıyla Oktay Kargül (İstanbul Planlama Ajansı Genel Sekreteri), Şube Başkanı Fusun Sümer, Mahir Polat (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı) yer aldı.
Sümer konuşmasına "On binlerce inşaat mühendisi göreve hazır durumdadır. İnşaat mühendisleri kentimizi, binalarımızı, tarihi eserlerimizi korumak, onları geleceğe taşımak için taşın altına elini sokmaktan, bilgi birikimini kamunun yararına sunmaktan imtina etmeyecektir." diyerek başladı. "Yıllardır hem merkezi düzeyde hem de yerel düzeyde meslek alanımıza giren konularda düzenlenen etkinliklere katılım sağlamak için çaba gösterdik. Bilimle, fenle, deneyimle, mesleğimizin evrensel kabulleri ışığında kentlerimizin, yapılarımızın, tarihi eserlerimizin deprem güvenliği sağlamak doğrultusundaki çalışmalara katkı vermek istedik. Lakin olmadı. Katılımcılığa yer vermeyen bir zihniyetin ördüğü duvarı aşamadık. Sadece mühendislerin bilgi birikimini yok saymamakla yetinmediler. İnşaat mühendislerini, yapı üretim sürecinde etkisizleştirdiler. Belki de hepsinden önemlisi, yapı stokuna ve deprem tehlikesine dikkat çeken uyarılarımızı, bilimsel-teknik toplantılardaki üretimi görmezden geldiler. İşin ilginç tarafı ne dediysek, hangi konularda uyardıysak hemen hepsinin ne kadar dayanaklı olduğu 6 Şubat depremleriyle görüldü." diyen Sümer, günümüzde inşaat mühendislerini bekleyen sorumluluğa işaret ederek, tarihi eserleri geleceğe taşımak ve deprem güvenliğini sağlamak gerektiğini vurguladı ve bunun için bütçe ayrılması, yerel yönetimlerin inisiyatifi ile yetinilmemesi, merkezi yönetimin bütün olanakları ile devreye girmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Olası bir İstanbul depreminde hazırlık hiç şüphe yok ki sadece oturduğumuz binaların, iş yerlerimizin güvenli hale getirilmesini kapsamıyor, aynı zamanda İstanbul gibi kadim bir kentte bulunan tarihi yapıların da korunmasını içeriyor." diyen Sümer, Odamız tarafından düzenlenen "Tarihi Eserlerin Korunması ve Geleceğe Güvenle Aktarılması" sempozyumlarına işaret ederek, "Tabii bu noktada güçlendirme ve restorasyon çalışmalarının ne kadar sağlıklı yapıldığıyla ilgili tartışmaların zaman zaman kamuoyuna yansıdığını biliyoruz. İnanıyoruz ki tarihi eserlere müdahalenin uzmanlık alanı olduğuna, farklı meslek disiplinlerinin eşgüdümüne ihtiyaç bulunduğuna dair bir bilinç söz konusudur. Aksi durumda en az deprem kadar hasar verebileceği bilinmelidir. Bu konuda da inşaat mühendislerinin kente ve tarihe hizmete hazır olduğunun bilinmesini isterim." dedi.
Sümer, "Anadolu köksüz bir coğrafya değildir. "Türk şiirinin üstadı Ahmed Arif Anadolu`ya bakıp Havva anayı bile dünkü çocuk saymıştır. Yani bu kadar eskidir bu toprakların tarihi. İstanbul da kadim kentlerden biridir. Özetle sorumluluğumuz büyüktür. Bu kadim kenti sadece tarihi ile anmayacağız, tarihi ile zenginleştirerek geleceğe hazırlayacağız." sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Etkinlikte "Koruma ve Güçlendirme Mevzuatı Üzerine Değerlendirme ve İstanbul`un Metruk Sorunu", "1766 Yılı İstanbul Depremleri; Hasarlar, Onarımlar, Zihniyet", "Deprem Riskinin Yönetimi Kılavuzu Hazırlık Deneyimi Üzerine Değerlendirme ve Tarihi Yapılarda Güçlendirme", "6 Şubat 2023 Tarihinde Doğu Anadolu Fay Zonu`nda Meydana Gelen Depremlerin Kültür Varlıklarında Neden Olduğu Hasarlar", "Tarihi Yapılarda Gergi Sistemleri ve Güçlendirme Önerileri", ve "Deprem Hasarları Üzerinde Yerel Zemin Koşullarının Etkisi ve Alınabilecek İyileştirme Önlemleri" başlıklarında sunumlar gerçekleştirildi.
https://www.youtube.com/watch?v=hzqxBW7rWMU