Eşitlik, Özgürlük ve Adalet için; Yaşasın 1 Mayıs!

Eşitlik, Özgürlük ve Adalet için; Yaşasın 1 Mayıs!

Türkiye, ekonomik krizle birlikte bir sistem krizi yaşıyor. 2017 yılında yapılan anayasa değişikliği ile cumhuriyetin temel dayanakları olan güçler ayrılığı ilkesi yok edildi, parlamenter sistem rafa kaldırıldı, ülkenin kaderini belirleyen tüm karar alma süreçleri tek bir elde toplandı. Tüm sorunlara çare olarak gösterilen bu sistem değişikliğiyle birlikte biriken sorunların çözülmesi bir yana; toplumsal ve ekonomik bunalımın derinleştiği, işsizliğin rekorlar kırdığı, insanların açlıkla sınandığı, gençlerin umutlarını yitirerek ülkeyi terk ettiği, kadın katillerinin cezasız bırakıldığı, her yıl iki binin üzerinde iş cinayetinin yaşandığı, başta eğitim olmak üzere kamu kurumlarının cemaatlere-tarikatlara pay edildiği, eşit yurttaşlık ilkesinin yok edilerek ayrımcılığın, kayırmacılığın, liyakatsizliğin benimsendiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Çoğulcu demokrasiye, özgürlüklere ve adalete olan ihtiyaç en yakıcı haliyle kendini hissettiriyor.


Ekonomik kriz koşulları her geçen gün daha da ağırlaşıyor, işsizlik ve enflasyon başta olmak üzere ekonomik veriler son yılların en kötü seviyelerinde seyrediyor.  TÜİK`in verilerine göre Mart 2022`de mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) yüzde 21,8 seviyesinde gerçekleşti. Genç nüfusta işsizlik oranı %20,7 oldu. Geniş tanımlı kadın işsizliği oranı ise yüzde 28,8 seviyesinde gerçekleşti. Ne yazık ki inşaat mühendisleri arasında durum ülke genelindeki vahim tablodan bile kötü durumdadır. Odamızın geçtiğimiz yıl üyelerimiz arasında yaptığı araştırmaya göre her üç meslektaşımızdan biri işsizken bu oran kadın meslektaşlarımız ve 35 yaş altı meslektaşlarımızda yüzde 50`ye ulaştı. Meslek alanımızdaki denetimsizlik, plansızlık, mevcut mevzuatlara bile uyulmaması, mühendislik hizmetlerinin kağıt üzerinde kalması nedeniyle meslektaşlarımız arasında bu işsizlik seviyeleri ortaya çıktı.

Kamu hizmetlerindeki plansızlık, kamucu politikalardan uzaklaşarak piyasanın ihtiyaçlarına göre hareket eden anlayış, toplumun ihtiyaç duyduğu temel hizmetlerin aksatılmasına, kaynakların yanlış yönetilerek ülkenin zarara uğratılmasına neden oluyor, halkın can ve mal güvenliği tehlikeye atılıyor. Hasta garantili hastanelere, yolcu garantili yollara kamu kaynakları akıtılırken kamuda mühendis istihdamı neredeyse ortadan kaldırılıyor. Bugün her on mühendisten yalnızca ikisi kamuda çalışıyor. 

Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %61,14`e çıkarak rekor kırmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan yüzde 50 zam yılın ilk üç ayında çoktan fiyat artışları karşısında eridi. Üstelik asgari ücretin üzerinde ücret alanların neredeyse hiçbiri bu seviyelerde zam alamadı. Asgari ücret ortalama ücret haline geldi. Geçtiğimiz yılın verilerine göre yüzde 27,5`i asgari ücretin bile altında ücret alan mühendislerin yüzde 20,3`ü ise asgari ücret veya onun biraz üstünde gelir elde ediyordu. Bu sayıların 2022 yılında çok daha kötüye gittiği açıktır.
Kendi işyerinde çalışan meslektaşlarımız ise sektörde yaşanan krizin altında ezildi, inşaat taahhüt işleri yapan firmalar kamudan ödeneklerini alamadıkları için veya malzeme fiyatlarında oluşan farkın ödemelere yansıtılmaması nedeniyle iflas noktasına geldi. Pandemi döneminde kendi işyerinde faaliyet gösteren inşaat mühendislerinin yüzde 88`inin iş hacmi azaldı.

İşsizlik, derinleşen yoksulluk, yüksek enflasyon, konut, sağlık, eğitim ve ulaştırma krizleri, insan hakları ihlalleri, kadın cinayetleri, iş cinayetleri, mülteci krizi, göçmenlerin ucuz iş gücü olarak kullanılması, çevre felaketleri, doğanın ve kentlerin yağmalanması gibi bir çok gündemle 1 Mayıs`ta alanlara çıkılıyor. 

Tam da 1 Mayıs öncesi, cumhuriyet tarihinin en kitlesel özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesi olan Gezi yargılamalarında 8 kişi hakkında mahkumiyet kararı verildi. Toplum vicdanının kabul etmediği bu karar en kısa zamanda bozulmalı ve daha fazla geç olmadan tüm tutuklular serbest bırakılmalıdır. Hiçbir karalama çabasının Gezinin haklılığına, meşruluğuna ve masumiyetine leke çalamayacağı bir gerçektir.

1 Mayıs, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm çalışan kesimlerin dayanışmayı ve sorunlarına karşı mücadelesini örgütlediği alan olarak eşit, adil, özgür bir geleceğin dinamizmini taşır. Biz inşaat mühendisleri de hem toplumumuz hem de mesleğimizin, meslektaşlarımızın sorunlarına karşı sesimizle, birliğimizle 1 Mayıs alanlarında olacağız.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu