Saros Körfezi’nde Yapılması Planlanan İskelenin Değerlendirilmesi

Saros Körfezi`nde Yapılması Planlanan İskelenin Değerlendirilmesi
  
PROJENİN AMACI VE KONUMU
Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) tarafından, Edirne İli, Keşan İlçesi, Sazlıdere Köyü sınırları içerisinde "Saros FSRU Gemi İskelesi" olarak planlanan projede 270 m uzunluğunda iskele, dolgu platformu ve iskelenin uç kısmında oluşturulacak dolfenler ile 100.000 DWT büyüklüğüne kadar gemilerin yanaşabileceği özellikte bir yanaşma yapısının inşa edilmesi tasarlanmıştır. Gemilerin güvenli biçimde yanaşabilmesi ve en elverişli elleçleme için, yanaşma ve hizmet yapılarının kıyıdan yeterli bir uzaklıkta ve en az 12 metre derinlikte olması gerekmektedir.

Projenin gerçekleştirilmesi planlanan 52,3 ha büyüklüğündeki alan, Saroz Körfezi`nin kuzey kıyılarında, Edirne şehir merkezinin kuş uçuşu yaklaşık 24 km güneyinde Sazlıdere Köyü, Bekirçavuş Burnu ve Köpekli Deresi arasındaki bölgede yer almakta; yakın çevrede Sazlıdere Köyü ve Gökçetepe Köyü yerleşimleri bulunmaktadır.


Proje ile LNG ve FSRU gemilerinin kıyı ötesi sabitleme sisteminin iskele ve rıhtım olarak belirlenmesi ve tasarımlarının bu yönde yapılması, boru hattının FSRU gemisinin bağlandığı noktadan kıyıya kadar iskele üzerinden taşınması öngörülmüştür (Şekil 1).


Tasarlanan projede amaç: sıvılaştırılmış doğal gazın (LNG- Liquefied Natural Gas) LNG gemileriyle taşınması, yüzer sistemlerle depolanması ve gazlaştırılması işlemini yapan "Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Gemileri (Floating Storage and Regasification Unit- FSRU)"nin yanaşacakları iskele ile Boğazlar`daki tanker trafiğini artırmadan, açık denizden ulaşılabilen bir bölgede, ülkemize yeni bir doğal gaz arz noktası ve doğal gaz depolama ve gazlaştırma ek kapasitesi kazandırılması olarak belirlenmiştir.

SAROS KÖRFEZİ`NİN  DOĞAL YAPISI VE EKOLOJİK DENGESİ

Saros Körfezi, biyoçeşitlilik bakımından zengindir. Marmara, Karadeniz, Ege ve Akdeniz`de görülen deniz canlılarının türleri, Saros Körfezi`nde yaşamaktadır. Bunun yanında: Saros Körfezi ve Kuzey Ege, az tuzlu, serin ve nispeten soğuk suları ile buzul döneminden kalan canlıların günümüze kadar varlığını sürdüren türlerinin devamına olanak sağlayan bir ortam olmuştur.

  
Bu bağlamda, Saros Körfezi`ni korumak tüm çevre denizlerde yaşayan canlı türlerinin temsilcilerini ve daha doğrusu Akdeniz baseninde yaşayan tüm canlı türlerinin genlerini korumak demektir.

1- Körfez suyu, doğal akıntılar ile  kendini temiz tutmaktadır. Bu nedenle körfez sularında 144 cins balık, 78 tür deniz bitkisi ve 34 tür sünger yaşamaktadır (ANKAÇED, 2018).  Körfezin Yunanistan`a doğru kuzey kıyılarında Erikli, Vakıf, Karagöl gibi denizle irtibatı olan Lagün gölleri öncelikle flamingo ve çok sayıda kuş türlerinin göç zamanlarında konakladıkları yerlerdir. Saros Körfezi`ne dökülen akarsuların getirdiği bol ve çeşitli besinler, bölgedeki canlı türlerinin çeşitliliğinin devamı ve zenginliği için çok önemlidir. 

Bu nedenle, Saros Körfezi: Özel Çevre Koruma alanı olarak ilan edilen ve korunması gereken önemli deniz alanlarından biridir.

2-Gemi yanaşma ve LNG elleçleme hizmetleri için planlanan tesis, 2010 yılında ilan edilen Saros Özel Çevre Koruma Bölgesinin 2,8 km yakınındadır.


T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından hazırlattırılan,
"Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi, Karasal ve Denizel Biyolojik Çeşitliliğin Tespiti Projesi" kapsamında yapılmış çalışmalar, Saros Körfezi`nin Ege Denizi ile etkileşimini, karasal ve denizel biyolojik çeşitliliğin kapsamını ortaya koyan önemli bir belgedir. 
Bu proje, Saros Körfezi`nin daha iyi korunması, kullanılması ve değerlendirilmesi için karar vericilere destek sağlamayı amaçlamaktadır.

3-Tesisin yeri Türkiye- Yunanistan DGBH`na en uygun lokasyonda seçilmiş ise de, tesisi kullanacak gemilerin rotalarının Saros Özel Çevre Koruma Alanı`ndan geçmesini kaçınılmaz duruma getirmiştir. Uzak yollardan gelen ve gemi tabanına yapışan farklı deniz canlılarını da beraberinde taşıyan bu gemilerin Özel Çevre Koruma Alanına girmesi, bu alandaki canlı türlerine zarar verecek yabancı türlerin alana gelmesine yol açacaktır


4- İskeleyi kullanacak gemilerin su kesiminin 15m ve gemi uzunluklarının 345m`ye kadar olacağı bilinmektedir. Bu gemilerin pervanelerinin oluşturacağı su jetlerinin deniz tabanına etkisi, yer seçimi aşamasında göz önüne alınmalıdır. 

Bakanlık tarafından hazırlanan projede: PIANC (1997) ve EAU isimli uluslararası kabul görmüş şartnamelerde yer alan pervane etkisi ile oluşan su jetleri kaynaklı akıntıları hesap yöntemi ( "Port Designer`s Handbook: Recommendations and Guidelines"; sayfa 393-395) kullanılarak, bunların deniz tabanına etkileri değerlendirilmiştir.  

Buna göre: planlanan projede İskeleye gelecek en küçük LNG FSRU gemisi 80000 DWT tonajdadır (ANKAÇED, 2018). 80000 DWT büyüklüğünde; 50000 kW gücünde motoru, 8m pervane çapı ve 20m su kesimi olan (pervanesi deniz tabanından 30m yüksekte olarak geçen) tek pervaneli bir geminin 50m su derinliğindeki bölgede dipte yaracağı akıntı hızı, yaklaşık 2.2-3.3 m/sn olarak hesaplanmıştır. Tasarlanan projede iskeleyi kullanacak gemiler 80000 DWT`den büyük olacağından, hesaplanan jet hızları daha da yüksek olabilecektir.


İskeleyi kullanacak gemilerin, Saros Körfezi`nde tüm deniz canlılarının yaşadığı 30 m veya daha sığ sulardan geçerken dipte yaratacağı akıntı hızı 5m/sn değerlere ulaşacak; Körfez içinde izlenecek rota boyunca yalnızca canlılara değil, onların yaşam alanlarına da kesinlikle zarar verecektir.

5-Saros Körfezi, Kuzey Anadolu Fayı`nın (KAF) Marmara Denizi`nden Ege Denizi`ne geçtiği yerde olması nedeniyle, jeolojik hareketlilik göstermektedir. Yaltırak, Alpar ve Yüce (1998), Saros Körfezi`nin tektonik hareketlere bağlı olarak oluştuğunu belirtmektedir.


Marmara Denizi`nden Saros Körfezi`ne geçen Saros-Gaziköy Fayı (Ganos Fay segmenti) KAF`ın karadaki en batı ucudur ve bu fay üzerinde, son 1000-1200 yılda, ortalama yinelenme aralığı 250-300 yıl olan dört büyük deprem olmuştur. Bu faydan kaynaklanan son büyük deprem olan 1912 Şarköy-Mürefte depremi (Mw=7.4), KAF üzerinde oluşan en büyük depremlerden biridir (ANKAÇED, 2018). 


Ayrıca, Altınok vd. (2011) içinde Kuzey Ege`yi etkileyen birçok tsunami olayından bahsedilmektedir. Ocak 1893`te meydana gelen deprem sonrasında Saros Körfezi tsunamiden etkilenmiştir.

Körfezde planlanan proje için: deprem ve tsunami olasılığı büyük bir tehlike olarak göz önüne alınmalıdır. 

SONUÇ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Yukarıda özetle verilen nedenlerden görüleceği üzere:
FSRU, LNG gemi iskelesinin Saros Körfezi`nin kuzey kıyılarında Sazlıdere köyü, Bekirçavuş Burnu ile Köpekli Deresi arasında kalan bölgede yapılması körfezin biyoçeşitliliğine etki edeceği için uygun değildir.

İskelenin planlanan yerde değil daha batıda, Saros Körfezi dışında yapılması, özellikle biyoçeşitlilik üzerine olumsuz etkileri ortadan kaldıracaktır.


İnşa edilmesi planlanan FSRU-LNG Gemi yanaşma, hizmet iskelesi ve kıyı tesisleri, ülkemizin enerji ihtiyacını karşılayacak tesislerden biri olabilir. Bu tesisin Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Boru Hattına bağlanmayı gerektirmesi nedeni ile Kuzey Ege kıyılarımızda inşası zorunludur. Ancak tesisi kullanacak gemilerin Saros Özel Çevre Koruma Bölgesinden geçmesi nedeniyle, tesis alanının çevresel etkileri biyoçeşitlilik açısından çok sakıncalı olacaktır.


Tesisin konumu, çevresel etki değerlendirmesi kapsamında yapılacak bilimsel çalışmalar sonucunda, olumsuz etkileri azaltacak ve koruma alanındaki biyoçeşitliliğe zarar vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
  
TMMOB
İMO Yönetim Kurulu