Ankara Şubemiz: Kaza Değil Cinayet!


Kaza Değil Cinayet!

16 Haziran 2021 Çarşamba günü saat 08.00 sularında, kalıp ustaları Şaban Tınış ve Mustafa Tınış Ankara`da inşaat halindeki okulun 5`inci katındaki iskelenin çökmesi sonucu hayatlarını kaybetti. İki gün sonra da 18 Haziran 2021 Cuma günü de Polatlı Yeni Sanayi Bölgesi`nde inşaatta meydana gelen göçükte 18 yaşındaki Özgür Aydaş inşaat kalıbının çökmesi sonucu hayatını kaybetti. Kendilerini saygı ile anıyor, ailesinin ve dostlarının acısını paylaşıyoruz.

Ülkemizde iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden emekçilerin sayısına dair herhangi bir iyileşme görülmemektedir. Özellikle inşaat çalışma alanı ve bu çalışma alanındaki iskele ve kalıp sistemlerindeki kusurlalar sonucu ortaya çıkan ölümlerin sayısal olarak fazlalığı; yaşananlardan ders alınmadığının, önlem alınmadan ve denetimsiz bir şekilde çalışmaya devam edildiğinin göstergesidir. Şaban Tınış, Mustafa Tınış ve henüz 18 yalında olan Özgür Aydaş da iş cinayeti sebebiyle hayatlarını yitirmiştir. Sebebi her ne olursa olsun tüm iş cinayetlerinde olduğu gibi bu örneklerde de emekçiler yeterli güvenlik önlemi alınmadığı ve önleyici çalışmalar yapılmadığı için yaşamlarından olmuştur. Çalışanların, önleyici ekipmanlar ve standartlara uygun bir iskele kalıp sistemi ile çalışması durumunda zarar görmesi imkânsıza yakındır. Ancak yasa, yönetmelik ve standartlara uygun çalışmaların yapılıp yapılmadığına dair kamusal denetimin eksikliği sebebiyle her gün yeni bir ölüm haberi alıyoruz.

İş cinayetleri ile mücadele ertelenebilir, ötelenebilir bir gündem değildir. İş cinayetlerinin yaşanmaması için yürütülen mücadelenin güçlendirilmesi ve gerekli yasal düzenlemeler ile birlikte kamu denetiminin zaman kaybetmeden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Yaşanan iş cinayetlerinde, işyerinde gerekli tedbirleri almayan işverenler, yasal düzenlemeleri, ikincil mevzuatları olması gerektiği gibi hazırlamayanlar ve gerekli denetimleri yapmayan ilgili bakanlıklar doğrudan sorumludur. Çünkü işçi sağlığı ve iş güvenliği bütün çalışanları ilgilendiren, çalışma yaşamının en temel unsurlarından biridir. Bu alana ilişkin göstergeler temel insan hakları, çalışma yaşamı ve ülkelerin gelişmişliklerine ilişkin en önemli göstergelerin başında gelmektedir.

Bu alana dair işveren ve iktidarın sorumlulukları, mühendislere ve iş güvenliği uzmanlarının üzerine yıkılamaz. Gerekli önleyici çalışmalar ve bu önlemlerin denetimi yapılmalıdır. Ancak yaşanan iş cinayetleri ile ortaya çıkarmaktadır ki, ilgili Bakanlıkların ve kurumların aldıkları kararlar ve önlemler yetersizdir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda gerçekçi adımlar atılabilmesi için işverenleri sorumluktan kaçıran yaklaşıma son verilmesi gerekmektedir. İşverenleri temel sorumluluktan kurtaran, sorumluluğu bir günah keçisi olarak iş güvenliği uzmanları ve şantiye şeflerinin üzerine yükleyen mevcut sistemde, önleyici ve engelleyici bir faaliyetin organize edilmesi mümkün olmayacaktır. 

Bir tek emekçinin dahi kaza geçirmemesi, bir tek emekçinin dahi yaşamını kaybetmemesi için bu alan emek ve meslek örgütlerinin, sendikaların ve üniversitelerin iş birliği ile kamusal denetime açılmalıdır. İş kazaları kader değildir. İş kazalarının, meslek hastalıklarının işin doğal bir sonucu olarak görülmesi, yeni iş cinayetlerine davetiye çıkarmaktadır. Sağlıklı ve güvenlikli bir ortamda çalışmak her çalışanın hakkıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması öncelikle devletin ve işverenin görevidir.


Kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olmanın sorumluluk ve bilinciyle, iş cinayetlerinin önlenebilir olduğunu bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunuyor ve hayatlarını kaybeden emekçiler Mustafa Tınış, Şaban Tınış ve Özgür Aydaş`ın ailelerine başsağlığı diliyoruz.


İMO Ankara Şubesi
Yönetim Kurulu