Adana Şube Başkanımız 5 Haziran Dünya Çevre Günü Nedeniyle Basın Açıklaması Yaptı


Adana Şube Başkanımız 5 Haziran Dünya Çevre Günü Nedeniyle Basın Açıklaması Yaptı

İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; çevre felaketlerin yaşanmasında insan faaliyetlerinin rolünün oldukça fazla olduğuna, önlem alınmazsa sorunların daha da büyüyeceğine dikkat çekti.  

BASIN AÇIKLMASI METNİ
ÇEVRE FELAKETLERİN YAŞANMASINDA, İNSAN FAALİYETLERİNİN ROLÜ BÜYÜKTÜR

Birleşmiş Milletler tarafından çevre konusunda farkındalığı arttırmak ve alınacak önlemler üzerinde baskı oluşturmak için 5 Haziran gününü, Dünya Çevre Günü olarak belirlemesinin üzerinden 49 yıl geçti.

Ancak çevre tahribatları hızını kesmeden devam etmekte; çevre sorunları gerilemek yerine her geçen gün daha da artmaktadır. Ve ne yazıktır ki bu felaketlerin yaşanmasında insan faaliyetlerinin rolü oldukça fazladır.

MARMARA DENİZİ ÖLÜYOR
Bu konuda verilecek en önemli örneklerinden birinin Marmara Denizi`nde ortaya çıkan Musilaj diğer adıyla Deniz Salyasıdır.  Musilajın oluşmasında iklim değişikliği, betonlaşmanın yanı sıra asıl etken evsel ve endüstriyel atıklardır. Şu anda Marmara Denizi`ne sınır değerlerinin çok üstünde atık deşarj edilmekte;  bazı yerleşim yerlerinde arıtma tesisinin bile bulunmamaktadır.  Uzmanlara göre bu şekilde devam edilirse Marmara Denizi ölecektir ve eğer musilaj yok edilemezse, Ege Denizi`ne, Akdeniz`e oradan da Okyanusa kadar uzanacaktır.

Ülkemiz için öne çıkartılacak bir diğer çevre konu ise Kanal İstanbul Projesidir.  Deprem tehlikesi ile karşı karşıya bulunan İstanbul`un depreme hazır hale getirilmesi ve binaların güçlendirilmesi için tüm olanakların seferber edilmesi gerekirken ve bunu gerçekleştirmenin maliyeti açıkken, kamu kaynaklarını Kanal İstanbul Projesine yönlendirmek akıl almaz bir durumdur. Bu projeyi gerçekleştirerek İstanbul`u üçe bölmek,  olası bir depremde ulaşım sorunları yaratacak, aynı zamanda yeraltı sularına, deniz canlılarına, tarıma zarar verecektir. Projenin zemin göçüklerine yol açma olasılığı da bulunmaktadır. Kuzey Anadolu fay hattına yaklaşık 15 kilometre mesafede olması da unutulmamalıdır. İstanbul Kanalı Projesini gerçekleştirmek, musilaj sorunu ile birlikte Marmara Denizinin ölüme doğru gidişini hızlandırmaktır. 

Devletin önde gelen görevlerinden birinin yaşam alanlarını, doğal varlıklarımızı, su kaynaklarımızı, ormanlarımızı korumak olması gerekirken; Rize İkizdere İşkencedere Vadisi`nde, Mersin Gözne Vadisi`nde, Tunceli Çemişgezek`te ve diğer doğal değerlerimizde, halkın direnişine rağmen taş ocağı, maden ocağı, baraj, HES projeleri yapılmasına, iktidar onay vermeye devam ederek tabiat varlıklarımıza zarar veriyor.

ANIZ YAKIMI TOPRAKTAKİ ORGANİK MADDELERİ ÖLDÜRÜR 
Kentimizde de pek çok çevre sorunuyla karşı karşıyayız. Hasat mevsiminin başlamasıyla Adana ve çevresinde topraktaki organik maddeleri öldüren anız yakmaya, bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi devam edilmektedir. Oysaki anız yakımı topraktaki organik maddeleri öldürmekte ve önemli bir çevre kirliğine yol açmaktadır. 

Adana`da bir süre önce, Avrupa`dan ithal edilen plastik atıkların doğaya atıldığı ya da yakıldığı görüntülendi. İngiltere`nin Türkiye`ye ihraç ettiği plastik atıkların sadece bir senede, 2020 yılında, 210 bin ton civarında olduğunun kaydedildiğini düşünürsek, bunların küçümsenmeyecek bir kısmının doğaya atıldığını ya da yakıldığını da eklersek; tarımın gözbebeklerinden olan Adana`ya verilen zarar büyüktür. 

KENDİ ATIKLARIMIZIN DÖNÜŞÜMÜNÜ SAĞLAMALIYIZ
Kendi atıklarımızın dönüşümünü sağlayamazken başka ülkelerin çöpünün, atıklarının ithal edilmesi kabul edilemez.  Durumun iç ve dış kamuoyunda yankı bulmasının ardından Ticaret Bakanlığı olumlu bir kararla etilen polimer atık ithalatını, "ithalatı yasak diğer atıklar" listesine ekledi. 

Ancak bu yeterli değildir. Doğa talanı hızını artırarak devam ediliyor, kentlerimizdeki betonlaşma had safhada,  parklar, yeşil alanlar ve deprem toplanma alanları rahatlıkla imara açılıyor, tabiat varlıklarımıza ve su kaynaklarımıza madencilik, taşocağı vb. yapmak üzere şirketlerin kullanımına veriliyor,  fabrikaların atıkları tarım arazilerini, su kaynaklarını mahvediyor. Tüm bunlar iklim değişikliğiyle birlikte yaşam alanlarımız, doğal varlıklarımız üzerinde büyük tehdit oluşturuyor.  Bu tehdit karşısında hepimizin,  tüm kurum ve kuruluşların kararlılıkla mücadele etmesi elzemdir. TMMOB bu konularda o kadar hassastır ki; bilimsel ve teknik gerekçelerle Rize İkizdere`deki İşkencedere Vadisi`nde taş ocağı projesini destekleyen İMO Rize Temsilcisini görevden almıştır.

Bizler de, İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak doğal varlıklarımıza yönelik talan politikalarına karşı kararlılıkla, yıllardır olduğu gibi mücadele etmeye devam edeceğiz.