Adana Şube Başkanımız, Şehit Erkut Akbay Mahallesinde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin açıklama yaptı
İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur Şehit Erkut Akbay Mahallesinde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin açıklama yaptı.
İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, Şehit Erkut Akbay Mahallesinde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin yaptığı açıklamada, mahalle sakini vatandaşların hiçbir bilgi verilmeden, görüşleri alınmadan çalışma yürütüldüğünü belirterek Şubelerine başvurduklarını belirterek, yürütülen çalışmaların niteliği konusunda bilgi verdi. 13 Ocak 2021
BASIN AÇIKLAMASI METNİ:
ŞEHİT ERKUT AKBAY MAHALLESİNDE "HAVADAN" DEĞER TESPİTİ!
UZATILAN SÜRE İÇERİSİNDE VATANDAŞLARIN MAĞDURİYETİGİDERİLMELİDİR
Yüreğir İlçesinde yer alan Şehit Erkut Akbay Mahallesinde yürütülen Kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili vatandaşlarımızdan çok sayıda şikayet alıyoruz. İMO Adana Şubemize başvuran vatandaşlarımız haksızlığa uğradıklarını, kendileriyle görüşülmeden, hiçbir bilgi verilmeden, evlerine gelip değer tespiti yapılmadan gönderilen tebligatla 1 Şubat 2021 tarihine kadar evlerinin boşaltılmasının istendiği belirterek mağduriyetlerini dile getiren şikayetlerini iletmişlerdir. Konuyla ilgili araştırmalarımız devam ederken İdarenin yoğun şikayet üzerine boşaltma kararını ertelediğini öğrendik.
Vatandaşlarımızın şikayette bulundukları Şehit Erkut Akbay Mahallesi sınırları içinde 105 dönümlük alan, Cumhurbaşkanı Kararı ile "riskli alan" ilan edilmiş, karar 21 Ağustos 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Konuyla ilgili Yüreğir İlçe Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir açıklamalarında; 104 dönümlük alanda ilk etapta yaklaşık 46 dönümde dönüşüm yapılacağını, gazetelerde yer alan ifadesiyle Bakanlığın firması olarak belirttiği GEDAŞ firması tarafından değer tespit çalışmalarının yapılacağını beyan etmiştir.
Vatandaşlara gelen tebligattan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 31.08.2020 tarihli oluru ile söz konusu alanda yürütülecek çalışmaların 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun 6/A maddesi uyarınca re`sen yapılmasının uygun görüldüğü bildirilmektedir. Bu madde; çalışmaların vatandaşın oluru alınmadan yapılabileceğini işaret etmektedir.
Vatandaşların evlerinin değer tespiti, evlerine gidilip ilgili uzman kişi ve/veya kuruluşlar tarafından yapılan bir çalışmayla değil, dron marifetiyle yapılan çekimler neticesinde yapılmıştır. Mevcut bina kıymet tespit temayüllerine uyulmamıştır. Firmanın kurduğu konteynerde, vatandaşlara evlerine "havadan" biçilen değer bildirilmiştir. Vatandaşlar bu değer tespitlerine itirazlarını bildirmişlerdir.
Evet, yoğun itirazlar üzerine alınan süre uzatımı kararı olumludur, süre uzatımı yapılacağı için maliklere boşaltmaları için yeni tarihi içeren tebligatlar gönderilecektir. Ancak bu süre zarfında evlerin değerinin bizzat evlere gidilerek uzman kişi ve kuruluşlarca yapılması, aynı zamanda vatandaşlara alanda yapılacak evlere ilişkin proje sunulması durumunda bu olumluluk anlam bulacaktır.
İnsanların depreme, sel felaketlerine ve her türlü doğal afete dayanıklı binalarda oturmasının sağlanması hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir konudur. Ancak bunun sağlanması adına yapılan uygulamaların, vatandaşın mağduriyetine sebebiyet vermesi kabul edilemez. Uygulamanın 6306 sayılı yasanın 6/A maddesine göre yapılması vatandaşın elini kolunu bağlamaktadır. Hangi süreyi verirlerse versinler süre sonunda boşaltılmaması durumunda kolluk kuvvetleri aracılığıyla boşaltmanın yapılacağına dayanacaktır. Bu nedenle İdarenin bundan sonra atacağı adımlar önemlidir.
Evlerini boşaltmaları istenen maliklere, ev sahibi olabilmelerini sağlayacak koşullar sunmak, barınma hakkına saygı göstermek devletin asli görevidir. Ayrıca öncelikle evi boşaltacak maliklere uygun koşullarda ev sahibi olabilecekleri projeler sunulmalıdır. İlk görüşmelerde vatandaşlar projeyi sorduklarında "yıkımdan sonra projelerin sunulacağı" cevabını almışlardır. Bu durum insan haklarını, barınma hakkını, hiçe saymaktır; orada oturan vatandaşları yok saymaktır. Ülkedeki antidemokratik uygulamaların yansımalarının bir başka örneğidir.
İnsanların yılların emeğiyle konut sahibi olduklarını unutmamak gerekli; vatandaşların çoğunluğunun yeniden borcun altına girerek gücü yoktur; özellikle yoksulluk, işsizlik, ekonomik krizin ve pandeminin olduğu bu dönemde bunu sağlamaları mümkün görünmemektedir.
Devletin görevi bu durumu göz önünde bulunduracak çözümler sunmaktır, çalışmaları bir firmaya vererek vatandaşın alın terinin bu firmanın insafına bırakmak değildir. Uzatılan süre içerisinde Bakanlık bir an önce vatandaşların mağduriyetini giderme konusunda adım atmalıdır.
İlgililere, yetkililere ve kamuoyuna duyurulur.