İstanbul Şubemizin 12 Kasım 1999 Düzce Depreminin Yıldönümünde Yaptığı Açıklama

 

12 KASIM`DAN 30 EKİM`E; 1999 DÜZCE DEPREMİNDEN 2020 İZMİR`E: DEĞİŞEN NE VAR?

(İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu tarafından, 12 Kasım 1999 Düzce Depremi`nin yıldönümünde yapılan açıklama-12 Kasım 2020)

Başlıktaki sorunun yanıtı şudur: Ne yazık ki hiçbir şey değişmedi. Her depremden sonra kentlerin makûs talihinin değişmesi beklendi. Daha eski tarihlerden örnek vermek gerekmiyor. 1998 Ceyhan depreminden sonra hiçbir şeyin değişmediği, 1999 Marmara depreminde açığa çıktı. 1999 depreminden sonra hiçbir şeyin değişmediği 2011 Van depremiyle anlaşıldı. Van depreminden sonra her şeyin eskisi gibi devam ettiği gerçeğiyle 2020 İzmir depremiyle bir kez daha karşı karşıya kaldık.

Hatırlanacaktır: 17 Ağustos 1999 depremi büyük bir yıkıma yol açtı. 7,4 büyüklüğündeki depremde binlerce kişi hayatını kaybetti, on binlercesi yaralandı, on binlercesi evsiz kaldı. Ekonomide telafi edilmesi mümkün olmayan zarar oluştu. Türkiye henüz Ağustos depreminin yarattığı travmayı aşamamışken 12 Kasım`da bir kez daha deprem gerçeğiyle yüzleşti. 7,2 büyüklüğüne sahip Düzce Kaynaşlı merkezli depremde resmi kayıtlara göre 845 kişi hayatını kaybetti. 5 binden fazla vatandaş yaralandı. 13 bin bina, 2 bin işyeri ya yakıldı ya da kullanılmayacak derecede hasar aldı. 3 binden fazla binanın acilen boşaltılmasına karar verildi.

Elbette kentleşme ve imar politikaları, çarpık yapılaşma, sağlıksız kentleşme bu topraklarda meydana gelen depremlerin can ve mal kaybına yol açmadan atlatılmasını mümkün olmaktan çıkarmaktadır. Evet deprem bir doğa olayıdır ve mevcut yapı stokunu düşününce depremlerin yıkıma yol açması şaşırtıcı değildir. Ancak 1999 17 Ağustos depreminden sonra bilim insanlarının Düzce bölgesini işaret etmesine rağmen, depremde binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesi, yaralanması hem şaşırtıcı hem de kabul edilebilir değildir. Tıpkı diğerlerinde olduğu gibi Düzce depremi göz göre göre gelmiş ve büyük acılara yol açarak deprem tarihindeki yerini almıştır.

Şu nokta bizler açısından açıktır: Kısa, uzun ve orta vadede yapılacaklar bellidir. 17 Ağustos`tan 12 Kasım`a kısa süre içinde alınacak önlemler yıkımın derecesini azaltabilirdi. 1999 depreminden sonra kayda değer adım atılmadığı için "vade"ler arasındaki fark da anlamını yitirdi. 1999 depreminden sonra uzun biçilen uzun vadeye erişmiş bulunuyoruz. Ancak İzmir depreminden sonra iktidar sahiplerinin açıklamasına bakıldığında, yeni bir uzun vade planlaması yapıldığı, senede 100 bin konutun depreme güvenli hale getirileceği vaadinde bulunulmaktadır. "Şimdiye kadar neden yapılmadığı" sorusuyla kamuoyunun karşısına çıkmak elbette doğal hakkımızdır. Aynı şekilde yeni bir uzun vade planlamasını inandırıcı bulmadığımızı da vurgulama hakkımızın olduğu gibi.

Her depremden sonra ya da depremlerin yıldönümlerinde şu gerçeği ısrarla ve yüksek sesle dile getirdik, bundan sonra da getireceğiz. Ta ki yapılarımız, kentlerimiz depreme güvenli hale getirilene kadar: Türkiye bir deprem ülkesidir. Ne Düzce depremi ilkti ne de İzmir depremi son olacaktır. Asıl soru yapı stokumuzdan kaynaklanmaktadır. Yapı stokumuzun büyük bölüm mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir; kaçaktır, ruhsatsızdır, üretim işlevsel ve sağlıklı yapı denetim sistemine dahil olmadan gerçekleştirilmiştir. Günümüzde de imar planlamasından zemin etüdüne, zemine uygun planlamadan yapı malzemelerinin niteliğine yapı üretim sürecinin sağlıklı şekilde denetlendiğini, sistemin sorunsuz olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değildir.

Karşı karşıya kaldığımız her bir deprem bilim insanlarının, inşaat mühendisliği de dahil meslek disiplinlerinin uyarılarının ne kadar önemli olduğunu, görüş ve önerilerin hayata geçmesiyle depremin yıkıcılığının gözle görülür düzeyde azaltılabileceğini göstermektedir.

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak beklentimiz, üniversiteleri, meslek odalarını içine alan merkezi ve yerel yönetim işbirliğinde kentlerimizin ve yapılarımızın bir an önce güvenli hale getirilmesidir.

Bizler ne Düzce depremini unuttuk ne de İzmir depremini unutacağız. Kaldı ki deprem bu ülkenin bir gerçeği olarak kendisini büyük acılara sebebiyet vererek hatırlatmaktadır.

12 Kasım 1999 Düzce depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha saygıyla ve özlemle anıyor, ailelerine sabır diliyoruz.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası

İstanbul Şube Yönetim Kurulu