TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, Milliyet Gazetesine açıklamalarda bulundu

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç`in, inşaat mühendisliği alanında işsizlik ve istihdam sorunu konusunda Milliyet Gazetesine Açıklamalarda bulundu

Bir yandan popülist ve piyasacı politikalar sonucu açılan İnşaat Mühendisliği eğitim programlarının ülke planlamasından uzak bir şekilde istihdam fazlası mühendis yetiştirmesi, diğer yandan 2018 yılında başlayan ekonomik krizden doğrudan etkilenen İnşaat Sektöründeki küçülme, öbür yandan Müteahhitlik ve Müşavirlik firmalarının uluslararası pazar payının düşmesi İnşaat Mühendisleri içerisinde kitlesel bir işsizliğe sebebiyet vermektedir. 2012 yılında % 6 civarında olan işsizlik oranı, 2020 yılının ilk aylarında %20 civarlarına yükselmiştir. Kısaca bugün, her beş İnşaat Mühendisinden birinin, gençler arasında ise her üç mühendisten birinin işsiz olduğu tahmin edilmektedir. 

İşsizlik sadece işsiz kalan meslektaşlarımızı etkilemiyor. Mesleğimizin her alanında çalışan emeği ile geçinen meslektaşlarımızın düşük ücretlerle çalıştırılmasına ve haklarının gasp edilmesine de vesile oluyor. Özellikle genç mühendislerin çok düşük ücretlerle imzalarının istismar edilmesine de sebep oluyor. 

Serbest piyasa kurallarının sermaye lehine maliyetleri düşürme politikaları, mühendislik hizmetlerinin fiilen ortadan kaldırılmasına veya niteliğinin düşürülmesine sebebiyet vermektedir. Devlet aldığı/almadığı önlemlerle bu duruma ya seyirci kalmakta yada çıkar grupları yanında saf tutmaktadır. Yukarda bahsedilen işsizlik oranlarına rağmen ülkemizdeki mühendislik hizmeti açığı bunun en somut göstergesidir. Mühendislik hizmetlerindeki açık her depremde, sel ve heyelanda topluma bedel ödettirmektedir. Verilmeyen her mühendislik hizmeti enerji kaybı, maliyet artışı, israf, güvenlik açığı olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Oysa ki, kamu yararını gözeten bir anlayış değişikliği ve basit önlemlerle kağıt üzerinde veriliyormuş gibi görünen mühendislik hizmetlerinin gerçekten yapılmasını sağlamak ve bu sayede işsizliği ortadan kaldırmak mümkündür. Bu hizmetlerin kağıt üzerinden gerçeğe dönüşmesi, topraklarının neredeyse tamamı deprem gibi afet riskleri taşıyan ülkemizin can ve mal güveliği açısından da son derece önemlidir.  Bu çerçevede;

·  Yapı Denetim Kuruluşlarında ve Laboratuvarlarda çalışan/çalışması gereken personelin varlığını, faaliyetlerini daha sıkı denetleyecek mekanizmalar kurulmalı, bu personelin kamu hizmeti yaptığı gerçeğinden yola çıkarak kamu görevlisi olarak hakları ve ücretleri güvenceye alınmalı, güvenlikleri sağlanmalıdır.

·       Şantiye Şefliği hizmetlerinin veriliyor olması yönünde denetim mekanizmaları oluşturulmalı, Şantiye Şeflerinin sorumlu olabilecekleri şantiye miktarı düşürülmeli, Şantiye Şefliği için asgari ücret tespit edilmeli, Şantiye Şefliğinde İnşaat Mühendislerinin oranı arttırılmalı, Şantiye Şeflerinin hak ve ücretleri yasal güvenceye alınmalıdır.

·  Kamu kurumlarında, yatırımcı kuruluşlarda, belediyelerde kadro açıkları ivedilikle doldurulmalı, kamu kurumlarında zaafa uğratılan mühendislik-kontrollük hizmetleri yeniden tesis edilmeli, kamu kurumlarına personel alımlarında yandaşlığa son verilerek liyakate önem verilmeli, sözlü sınav kaldırılmalıdır.

·     Depreme hazırlık, zorunlu bir kamu görevi ve hizmetidir. Bu çerçevede yerel yönetimler dahilinde bina ve altyapı izleme ve inceleme birimleri oluşturulmalı, gerek envanter çalışmaları, gerekse iskan sonrası periyodik denetimleri yapılmalı, bu işler için mühendis ve mimar istihdamı sağlanmalıdır.

·  Kamu ihalelerindeki anahtar teknik personel miktarları artırılmalı gerçekçi bir düzeye çıkarılmalıdır. Bu personelin çalıştırılıp çalıştırılmadığının kontrolüne önem verilmelidir. 

·    Ruhsata tabi işlerde faaliyet gösteren müteahhitlik firmaları için, yaptıkları işlerle uyumlu bir oranda mühendis-mimar ve yardımcı teknik eleman istihdamı zorunlu hale getirilmelidir.

·   Ülkemizdeki uluslararası projelerde veya yurtdışında hizmet veren müteahhitlik, müşavirlik veya özel hizmet firmaların Türk vatandaşı mühendis ve mimarları tercih etmeleri, teşvik veya cezai yöntemlerle tesis edilmelidir.