Adana Şubemiz 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin 40. Yılı Dolayısıyla Basın Açıklaması Yaptı
Adana Şubemiz 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin 40. Yılı Dolayısıyla Basın Açıklaması Yaptı
İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur 12 Eylül Askeri Darbesi`nin 40. yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Aksungur yaptığı açıklamada, 12 Eylül karanlığına ve onun mirası olan anlayışlara karşı mücadeleye devam edeceklerini belirtti. 11 Eylül 2020
BASIN AÇIKLAMASI METNİ:
BUGÜN YAŞADIĞIMIZ TÜRKİYE, 12 EYLÜL ASKERİ DARBESİ`NİN MİRASIDIR
Ülke tarihimizin en kara lekelerinden biri olan 12 Eylül Darbesi`nin 40. yılındayız. Darbenin üzerinden geçen 40 yıla rağmen 12 Eylül`ün karanlık dönemi, yaşattığı acılar, idamlar, gözaltılar, tutuklamalar, katliamlar, işkenceler, yaptığı tüm baskı ve zülüm ile toplumun belleğinde tazeliğini korumaya devam ediyor. Ülkemizdeki hemen hemen her evde o günün Türkiye`sinin bıraktığı izler mevcuttur.
Bugünü 12 Eylül`ü bağlayan bir diğer önemli neden de, bugün yaşadığımız Türkiye`deki mevcut koşulların 12 Eylül Askeri Darbesi`nin mirası olmasıdır. Bugüne kadar uzanan baskıcı, ayrımcı, gerici uygulamaların mevcudiyetini sağlayan zemin, 12 Eylül döneminde toplumun gerek ekonomik gerekse siyasi anlamda askeri darbe altında şekillendirilmesi ile yaratılmıştır.
Ülkemizde yaşanan ve her geçen gün derinleşen ekonomik kriz o günlerde itirazsız bir uygulamaya dönüşen ve bugünlere geliştirilerek taşınan neoliberal ekonomik programın sonucudur. Türkiye`deki ekonomi ve toplumsal yaşam bu anlayışın düzenlemesi altındadır.
12 Eylül`den bu yana uygulanan politikalarla ülkemizin geldiği duruma baktığımızda, vardığımız nokta; kamusal varlıkların tasfiyesi, artan işsizlik, çalışan kesime reva görülen ücretler, toplumsal örgütlenmelere yönelik baskılar, basının susturulması, doğa ve çevrenin talanı, had safhaya varan kutuplaşma, baskılar sonucu yaratılan korku atmosferidir.
İçinde bulunduğumuz günlerde ülkemizin de etkisi altında olduğu, tüm dünyayı saran salgın döneminde ise sosyal devlet anlayışının tamamen terk edilmiş olmasının sonuçları durumu daha da ağırlaştırmaktadır. Salgınla baş etme konusunda atılan adımlarda ekonomik endişeler ön plana yerleşmekte, toplum sağlığı konusunda etkili adımlar atılmamakta, bunun sonucu olarak da topluma karşı açık ve şeffaf olunmamaktadır. Siyasi kaygılar toplum sağlığının önüne geçmektedir.
Tüm yaşananlar otoriterliğin, baskı ve zulmün sadece askeri darbeler eliyle değil, seçimle gelmiş iktidarlar tarafından da uygulamaya konulabileceğinin göstergesidir. Bu nedenle beyan ediyoruz ki bizler gerek askeri gerekse sivil olsun baskıcı, antidemokratik yönetimlerin her zaman karşısında olacağız.
Bizler gelecek nesillere karşı olan sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bugün gerekli adımları atmazsak, gelecek nesillere en ufak bir karşı çıkmanın bile bedellerinin daha da ağırlaşacağı bir ülke bırakacağız. Bu nedenle, 12 Eylül karanlığına ve onun mirası olan anlayışlara karşı mücadeleye devam edeceğiz.