İnşaat Mühendisliği Haftası kapsamında 19 Aralık 2019 Perşembe günü İMO Rüştü Özal Salonu`nda ülke gündemine dair bir panel düzenlendi. Doç. Dr. Güven Gürkan Öztan, .CHP Milletvekili Selin Sayek Böke ve BirGün Gazetesi yazarı Güray Öz`ün konuşmacı olarak katıldığı panelde, panelin moderatörlüğünü İMO Eski Yönetim Kurulu Başkanlarından Taner Yüzgeç yaptı. Panelin açılış konuşmasını İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Selim Tulumtaş yaptı. Panelin moderatörlüğünü yapan Taner Yüzgeç, gerek mesleği gerek de meslektaşlarının hakları, çıkarları için mücadele vermekte olan İnşaat Mühendisleri Odası`nın ama özellikle son 50 yıldır özellikle kamucu politikalar çerçevesinde halkın, doğanın, doğal kaynakların ve toplumsal mücadelenin yanında bir politik hat sürdürmekte olduğunu vurguladı. Türkiye`nin gündeminin geniş ve hızlı olduğunu belirten Yüzgeç, temel ve somut olan en önemli gündemlerden birisinin IMF`siz IMF programı ile içinden çıkılmaya çalışılan bir ekonomik kriz olduğunu belirtti. Selin Sayek Böke, konuşmasında Türkiye ekonomisinde yaşanan krizlere değinirken, kadın cinayetlerinden rant düzenine, birbiriyle ilişkisiz olarak görülen bir sorunlar bütününe yol açan iktidar eliyle açık bir biçimde derinleştirilmiş olan bir düzenle karşı karşıya olunduğunu vurguladı. Yaşanan sorunları tekil bir sorun gibi ele alıp bunların her birine pansuman derecesinde bir politika önermesi yerine bunların bir bütünden doğduğunu, ortaya konacak olan siyasi ve toplumsal mücadelenin de bir düzene itiraz mücadelesi olması gerektiğini belirtti. Yaşanan bu düzenin kendisini var ettiği bütçede nasıl yansıdığını ve önümüzdeki günlere dair siyasi tahlili şu anda TBMM`de görüşülen bütçe üzerinden okumak mümkün olup olmadığını ve ekonomik tablonun asıl gerçeklerinden bahsetti. Böke`nin ardından söz alan Güray Öz, Türkiye`deki yapının çetrefilli, karmaşık olduğunu ve "Türkiye`nin durumu nasıl?" sorusuna yanıt verirken bütün bu yapıyı ele almak gerektiğini söyledi. Öz, iktidar yapısına değinirken Türkiye`deki sol muhalefeti de ele aldı. Ekonomik durum, siyasi güç dengeleri, dış faktörler ve sermaye çevrelerinin, sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerinin siyasete etkisi başlıklarında konuşan Öz, "Sol hiç kimseyi dışlama lüksüne sahip değildir. Devrimciler farklı şeyler söyleyerek de Sol`a güç verirler. Sol`da otorite olmaz; ‘son söz bende` olmaz; ‘tartıştık eyleme geçtik artık susun` olmaz. Her zaman farklı yaklaşımlar farklı uyarılar güç verir. Buradan başıbozukluk kaos çıkmaz mı? Eğer niyetler iyiyse çıkmaz, niyet kötüyse onu hep beraber halledersiniz. Tablo böyle. İyimserlik için de kötümserlik için de yeteri kadar malzeme var, gücümüzü nasıl değerlendireceğimiz ise bizim öncelikli sorunumuzdur," diyerek konuşmasını sonlandırdı. Güven Gürkan Öztan, sadece Türkiye`de değil, dünyada da demokrasi, özgürlük ve emeği için mücadele veren insanların da zor günler yaşadığını belirterek konuşmasına başladı. 20. yüzyıldan başlayarak kapitalizmin üç büyük krizine değinen Öztan, 2008-2009 krizinden sonra tüm dünyada -ister adına sağ popülizm, ister neo faşizm, ister muhafazakâr liberal, otoriter rejim densin- başka bir dalga ile karşı karşıya olunduğunu vurguladı. 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinden sonra iktidar kanadında dile getirilen "reform" söylemlerinin aslında gerçeği yansıtmadığını ve değiştirilmeye kalkıldığı anda bu rejimin çökeceğini belirten Öztan, bu rejimin ortadan kalkma maliyetinde sadece bir ailenin olmadığını, bu rejimin 17 yılda çok sayıda suç ortağı bulduğunu belirtti. Siyasetin sokaktan koparılmaması gerektiğini ve ana muhalefetin yüzünü sağa değil sokağa dönmesini gerektiğini belirten Öztan sözlerini, "Dünya hayaletlerle, ucubeler arasında yeni bir kapışmaya sahne olacak. Bizim safımız belli. Ama müttefiklerimizin yanlış yere savrulmasını önlemek için sesimizi daha gür çıkarmak zorundayız. Şeriat ilan edilerek gelmeyecek. Buna ‘dur!` demenin yolu bütçeye de, kadın cinayetlerine de, doğa katliamına da, kayyum rejimine de ‘Hayır!` diyebilmekten geçiyor," diyerek tamamladı. Yaklaşık 100 kişinin izlediği ve birçok boyutuyla ülke gündeminin ele alındığı panel soru-görüş bölümüyle sona erdi.