ODAMIZIN 65. KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ COŞKUYLA KUTLANDI

Adana Şube
Adana Şubemizde Kuruluş Yıldönümü Kutlaması
İMO Adana Şubesi tarafından İnşaat Mühendisleri Odasının kuruluşunun 65. Yıldönümü kutlaması 75. Yıl Sanat Galerisinde gerçekleştirildi. Kutlamada, meslekte 60, 50 ve 40. yılını dolduran inşaat mühendislerine plaket ve onur belgeleri Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, İMO Onur ve Denetleme Kurulu Üyesi, geçmiş dönem Şube başkanları, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı, TMMOB Adana İKK Sekreteri tarafından takdim edildi.  Plaket töreninin ardından kokteyle geçildi.
 
 
 
 
Ankara Şube
İnşaat Mühendisleri Günü
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi olarak bu gün vesilesiyle bilimi ve tekniği ülkemizin ve halkımızın yararı doğrultusunda kullanma kararlığımızı bir kez daha ifade ediyor ve tüm meslektaşlarımızın İnşaat Mühendisleri Günü`nü kutluyoruz
TMMOB ve Odamız 1954 yılında kuruldu. 1959 yılında Oda Genel Kurulumuzun aldığı kararla Odamızın kuruluş günü olan 19 Aralık "İnşaat Mühendisleri Günü" olarak kabul edildi. İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi olarak bu gün vesilesiyle bilimi ve tekniği ülkemizin ve halkımızın yararı doğrultusunda kullanma kararlığımızı bir kez daha ifade ediyor ve tüm meslektaşlarımızın İnşaat Mühendisleri Günü`nü kutluyoruz.
İMO Ankara Şubesi
Yönetim Kurulu
 
 
 
İMOT Tiyatro Topluluğu-"Başarımı Karılarıma Borçluyum" Oyunu Sahnelendi
19 Aralık Mühendislik Haftası dahilinde 24 Aralık 2019 Salı günü, İMO Kongre ve Kültür Merkezi`nde Aziz Nesin`in yazdığı ve Oksal Güracar`ın yönettiği "Başarımı Karılarıma Borçluyum" adlı tiyatro oyunu İMO Ankara Şubesi İMOT Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelendi.
Açılış konuşmasını İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Selim Tulumtaş`ın yaptığı oyunu, yaklaşık 350 kişi izledi. Oyun, hayatı boyunca birçok kadınla evlilik yapıp hiçbirinde mutlu olamayan bir erkeğin hikâyesi izleyicilerin beğenisine sunuldu.
Başarımı Karılarıma Borçluyum
Yazan: Aziz Nesin
Yöneten: Oksal Güracar
Oyuncular
Celal Mertcan Sever
Tuba Karadeniz
İbrahim Kaan Billur
Melis Dilruba Turgut
Burak Özdemirci
Burak Bağış
Faruk Özkan
Etkin Şimşek
Cansu Gizem Doğan
Doğukan Atabay
Aylin Ünal
Cihan Karsan
Emre Kurnaz
Tansu Kurnaz
Mehmet Emin Erğan
 
 
 
Gündeme Dair Paneli
İnşaat Mühendisliği Haftası kapsamında 19 Aralık 2019 Perşembe günü İMO Rüştü Özal Salonu`nda ülke gündemine dair bir panel düzenlendi. Doç. Dr. Güven Gürkan Öztan, .CHP Milletvekili Selin Sayek Böke ve BirGün Gazetesi yazarı Güray Öz`ün konuşmacı olarak katıldığı panelde, panelin moderatörlüğünü İMO Eski Yönetim Kurulu Başkanlarından Taner Yüzgeç yaptı.
Panelin açılış konuşmasını İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Selim Tulumtaş yaptı.
Panelin moderatörlüğünü yapan Taner Yüzgeç, gerek mesleği gerek de meslektaşlarının hakları, çıkarları için mücadele vermekte olan İnşaat Mühendisleri Odası`nın ama özellikle son 50 yıldır özellikle kamucu politikalar çerçevesinde halkın, doğanın, doğal kaynakların ve toplumsal mücadelenin yanında bir politik hat sürdürmekte olduğunu vurguladı. Türkiye`nin gündeminin geniş ve hızlı olduğunu belirten Yüzgeç, temel ve somut olan en önemli gündemlerden birisinin IMF`siz IMF programı ile içinden çıkılmaya çalışılan bir ekonomik kriz olduğunu belirtti.
Selin Sayek Böke, konuşmasında Türkiye ekonomisinde yaşanan krizlere değinirken, kadın cinayetlerinden rant düzenine, birbiriyle ilişkisiz olarak görülen bir sorunlar bütününe yol açan iktidar eliyle açık bir biçimde derinleştirilmiş olan bir düzenle karşı karşıya olunduğunu vurguladı. Yaşanan sorunları tekil bir sorun gibi ele alıp bunların her birine pansuman derecesinde bir politika önermesi yerine bunların bir bütünden doğduğunu, ortaya konacak olan siyasi ve toplumsal mücadelenin de bir düzene itiraz mücadelesi olması gerektiğini belirtti. Yaşanan bu düzenin kendisini var ettiği bütçede nasıl yansıdığını ve önümüzdeki günlere dair siyasi tahlili şu anda TBMM`de görüşülen bütçe üzerinden okumak mümkün olup olmadığını ve ekonomik tablonun asıl gerçeklerinden bahsetti.
Böke`nin ardından söz alan Güray Öz, Türkiye`deki yapının çetrefilli, karmaşık olduğunu ve "Türkiye`nin durumu nasıl?" sorusuna yanıt verirken bütün bu yapıyı ele almak gerektiğini söyledi. Öz, iktidar yapısına değinirken Türkiye`deki sol muhalefeti de ele aldı. Ekonomik durum, siyasi güç dengeleri, dış faktörler ve sermaye çevrelerinin, sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerinin siyasete etkisi başlıklarında konuşan Öz, "Sol hiç kimseyi dışlama lüksüne sahip değildir. Devrimciler farklı şeyler söyleyerek de Sol`a güç verirler. Sol`da otorite olmaz; ‘son söz bende` olmaz; ‘tartıştık eyleme geçtik artık susun` olmaz. Her zaman farklı yaklaşımlar farklı uyarılar güç verir. Buradan başıbozukluk kaos çıkmaz mı? Eğer niyetler iyiyse çıkmaz, niyet kötüyse onu hep beraber halledersiniz. Tablo böyle. İyimserlik için de kötümserlik için de yeteri kadar malzeme var, gücümüzü nasıl değerlendireceğimiz ise bizim öncelikli sorunumuzdur," diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Güven Gürkan Öztan, sadece Türkiye`de değil, dünyada da demokrasi, özgürlük ve emeği için mücadele veren insanların da zor günler yaşadığını belirterek konuşmasına başladı. 20. yüzyıldan başlayarak kapitalizmin üç büyük krizine değinen Öztan, 2008-2009 krizinden sonra tüm dünyada -ister adına sağ popülizm, ister neo faşizm, ister muhafazakâr liberal, otoriter rejim densin- başka bir dalga ile karşı karşıya olunduğunu vurguladı. 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinden sonra iktidar kanadında dile getirilen "reform" söylemlerinin aslında gerçeği yansıtmadığını ve değiştirilmeye kalkıldığı anda bu rejimin çökeceğini belirten Öztan, bu rejimin ortadan kalkma maliyetinde sadece bir ailenin olmadığını, bu rejimin 17 yılda çok sayıda suç ortağı bulduğunu belirtti. Siyasetin sokaktan koparılmaması gerektiğini ve ana muhalefetin yüzünü sağa değil sokağa dönmesini gerektiğini belirten Öztan sözlerini, "Dünya hayaletlerle, ucubeler arasında yeni bir kapışmaya sahne olacak. Bizim safımız belli. Ama müttefiklerimizin yanlış yere savrulmasını önlemek için sesimizi daha gür çıkarmak zorundayız. Şeriat ilan edilerek gelmeyecek. Buna ‘dur!` demenin yolu bütçeye de, kadın cinayetlerine de, doğa katliamına da, kayyum rejimine de ‘Hayır!` diyebilmekten geçiyor," diyerek tamamladı.
Yaklaşık 100 kişinin izlediği ve birçok boyutuyla ülke gündeminin ele alındığı panel soru-görüş bölümüyle sona erdi.
 
 
 
Meslekte 25, 40, 50, 60. Yıl Plaket Töreni ve Yemeği Düzenlendi
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi tarafından 20 Aralık 2019 Cuma günü İnşaat Mühendisleri Odası Kongre ve Kültür Merkezi`nde meslekte 25, 40, 50 ve 60. yılını dolduranlara belgelerini ve plaketlerini verildi. Plaket töreninin ardından Hilton Garden Inn Oteli`nde yemek düzenlendi.
Plaket töreni İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş`ın açılış konuşmasıyla başladı. İnşaat mühendisliğinin medeniyet mühendisliği olduğunu belirten Tulumtaş, "Ortaya çıkardığımız her ürün birebir toplumla, insanla ilgilidir ve yaşamın her alanında insana dokunur. Bu anlamda İnşaat Mühendisliği salt teknik bir mühendislik alanı değildir" dedi.
Selim Tulumtaş`ın konuşmasının tamamı:
Meslekte 25, 40, 50 ve 60 yıl onurunu yaşayan değerli meslektaşlarım,
Değerli Birlik ve Oda Başkanım,
Birliğimizin ve Odamızın değerli yöneticileri,
Değerli Konuklar;
Sizleri İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygı ile selamlıyor Odamızın kuruluşunun 65. Yıl dönümü ve 19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü etkinlikleri kapsamında, meslekte 25, 40, 50 ve 60 yılını doldurmuş meslektaşlarımız onuruna düzenlediğimiz plaket törenimize hepiniz hoş geldiniz diyorum.
TMMOB ve Odamız 1954 yılında kuruldu. Odamız Anayasa`da tanımlandığı gibi kamu kurumu niteliğinde bir meslek odasıdır ve Ülkemizde İnşaat Mühendislerinin tek örgütlü gücüdür. Bu yıl Odamızın ve TMMOB`nin kuruluşlarının 65. Yıldönümünü yaşıyoruz. Odamız Genel Kurulunun 1959 yılında aldığı kararla Odamızın kuruluş günü olan 19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü olarak kabul edilmiştir. 1960 yılından bugüne kesintisiz olarak 19 Aralık etkinlikleri Odamızca tertip edilmektedir.
Değerli meslektaşlarım,
İnşaat mühendisliği medeniyet mühendisliğidir. Ortaya çıkardığımız her ürün birebir toplumla, insanla ilgilidir ve yaşamın her alanında insana dokunur. Bu anlamda İnşaat Mühendisliği salt teknik bir mühendislik alanı değildir.
Sizler de meslek hayatınız boyunca ortaya koyduğunuz çalışmalarla topluma, insana dokundunuz. Meslek hayatınız boyunca yaptığınız üretimlerden duyduğunuz gurur Odamızın da gururudur. Çünkü biliyoruz ki hepimizin ortak amacı, sahip olduğumuz teknik bilgimizi topluma en yararlı olacak şekilde sunmaktır.
Bununla birlikte, hayatın genel akışı içerisinde doğaya ve yaşam alanlarına kast eden, kamu kaynaklarını heba eden onaylamadığımız ya da etik anlayışımızla bağdaşmayan projeler içerisinde de inşaat mühendisi olarak yer almak durumunda kaldık.
Ancak biliyorum ki bu durumlarda dahi projenin bilim ve tekniğe uygun olarak gerçekleşmesi yönünde elimizdeki imkânlarla tüm bilgi birikimimizi kullandık.
Ancak şunu da biliyoruz ki mühendisleri, uygulanan politikaların meşrulaştırma aracına dönüştüren bir sistemde salt teknik ve bilimsel gerekliliklerin yerine getirilmesi kendi başına yeterli değildir.
İşte tam da bu noktada, sahip olduğumuz bilgiyi ve birikimi toplumun hizmetine ve yararına kullanabilmek amacıyla mesleğimizin sorunlarını içinde yaşadığımız ülkenin ve toplumun sorunlarından ayrı tutmayan bir bakış açısı ile bireysel çabalardan çok ortak bir çabaya ve vicdana ihtiyacımız var.
Bu anlamda bir arada bulunduğumuz, örgütlendiğimiz meslek odamız İMO ve birliğimiz TMMOB`nin böylesi bir ortak çabanın yani kolektif vicdanın oluştuğu ve eylem ve etkinliklerini de bu kolektif vicdanın yönlendirdiği yerler olduğunu bir kere daha inançla hatırlatmak isterim.
Bu gün Ülkemizde mesleğimizin itibarsızlaştırılması yönündeki olumsuzluklar da en yoğun şekilde devam etmektedir. Eğitimin niteliksizleştirilmesinden, meslektaşlarımızın hak gasplarına, denetimin yozlaştırılmasından meslektaşlarımızın çalışma koşullarının kötüleşmesine,  plansız, programsız, projesiz çalışmalar içerisinde meslektaşlarımızın ve mesleğimizin bir meşrulaştırma aracına dönüşmesine kadar olan mesleğimize ilişkin birçok olumsuz gelişmeye karşı bu alanın asıl emektarı ve sahibi olan biz inşaat mühendislerinin bir arada olmasına ve tüm bu olumsuzluklara karşı birlikte mücadele etmesine ihtiyaç vardır.
Değerli meslektaşlarım,
İnşaat Mühendisi olarak sizler çalışma hayatlarınızdan emekli olabilirsiniz. Ancak hiçbir zaman İnşaat Mühendisliğinden emekli olmayacaksınız. Bu sizlerin bu Ülkeye, bu topluma olan sorumluluğunuzun da bir gereğidir. Bilginizi, görgünüzü, tecrübelerinizi paylaşacağınız en önemli mecralardan biri hiç kuşkusuz Odanız, İnşaat mühendisleri Odasıdır. Hep birlikte buradayız, bundan sonra da bir arada olacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle, Meslekte 25, 40, 50 ve 60. yıl onurunu yaşayan üyelerimizi ve ailelerini kutluyor, sağlık ve mutluluk içerisinde daha nice yıllar diliyorum.
Bu gün vesilesiyle bir kez daha Teoman Öztürk`ün sözleriyle, Yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliği, baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde, bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil, emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inanç ve kararlılığımızı ifade ediyor,
Bilim ve tekniği rehber edinen, laik, aydınlanmacı ve kamucu bir anlayışla Halkımızın ve ülkemizin mühendisleri olarak her şart ve durumda kolektif vicdan ve bu vicdanın yol gösterici çizgisinde halkımızın ve ülkemizin hizmetinde olacağımıza inancımla tekrar saygılar sunuyorum.
 
 
 
 
"Küçük Şeyler" Film Gösterimi ve Söyleşisi
19 Aralık Mühendislik Haftası Etkinlikleri kapsamında 17 Aralık 2019 Salı günü Şubemiz tarafından vizyonda olan "Küçük Şeyler" filminin gösterimi yapıldı, ardından filmin yönetmeni Kıvanç Sezer`le bir söyleşi gerçekleştirildi. Etkinliğe yaklaşık 150 kişi katıldı.
Etkinlik, İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Selim Tulumtaş`ın açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmanın ardından film gösterimine geçildi. Orta gelirli bir hayat sürdüren Bahar ve Onur çiftinin Onur`un işsiz kalışıyla değişen dünyalarını anlatan film; işçi, müşteri ve müteahhiti konu alan "konut üçlemesi"nin ikinci filmi olarak izleyicinin karşısına çıkıyor.
Etkinlik, yönetmen Kıvanç Sezer`le film üzerine gerçekleştirilen söyleşinin ardından sona erdi.
 
 
 
Antalya Şube
Odamızın 65. Şubemizin 31. Yılını Kutladık
İnşaat Mühendisleri Odası`nın 65., Şubemizin 31. Kuruluş yıldönümünü ve İnşaat Mühendisleri Günü`nü kutladık.
Kuruluş yıldönümü kutlama törenine, çok sayıda üyenin yanı sıra hizmet ve onur belgesi almaya hak kazanan üyeler, Şube Başkanı Mustafa BALCI, Sekreter Üye İsmail Selçuk YILMAZ, Sayman Üye Mustafa Murat AYHAN, Yönetim Kurulu Üyeleri Umut TURAN, Hüseyin Faruk KARA, Murat YILMAZ, Volkan KILIÇARSLAN, Füsun Çevik KARAMAN, Hande KARAKAŞ UZUN, Alanya Temsilcisi Murat YILDIZ ve Ömür SELÇUK TOPALOĞLU, İMO Antalya Temsilciliği kurucusu İrfan BÖLÜK, Oda Yönetim Kurulu üyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve önceki  dönem şube başkanlarından Cem OĞUZ, önceki dönem temsilcileri Halil YILMAZ, Abdurrahman FIRTINA, önceki dönem şube başkanlarından İbrahim KOÇ ve Durmuş NAR ile Antalya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali BAHAR, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akay AKINCI, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirleri Odası Antalya Şube Başkanı Emrullah Tayfun ÇAVDIR, Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali ÇELTİK katıldılar.
Şube Başkanı Mustafa BALCI`nın kutlama töreni açılış konuşması:
Değerli Meslektaşlarım Saygıdeğer Konuklar, Sayın meslek odalarımızın değerli başkanları, Organize Sanayi Bölgemizin değerli Başkanı, ANSİAD`ın değerli Başkanı, basınımızın güzide temsilcileri, hanımefendiler, beyefendiler;
İMO Antalya Şubesi Yönetim Kurulu adına hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum… Hoş geldiniz, Şeref verdiniz…
Odamızın 65., Şubemizin 31. Kuruluş Yılı ve Mesleğinizde 25., 40., 50., 60. yılınız kutlu olsun…
Değerli Meslektaşlarım…
Duayen diye tabir etmekten gurur duyduğum sizleri burada görmekten dolayı yaşadığım memnuniyetimi ifade etmek istiyorum… Sizleri burada, yuvanızda, yuvamızda yan yana, omuz omuza görmek çok önemli inanın… Belki de birçoğunuz uzun yıllar sonra bu kapıdan ilk defa içeriye girdiniz… İyi ki girdiniz, iyi ki geldiniz, hoş geldiniz…
İnsan yaşamını direkt ilgilendiren, insanın yaşadığı her bir ana, her bir noktaya bizzat dokunan bir mesleğin insanları olarak burada olmaktan, burada birlikte olmaktan dolayı mutlu ve gururlu olduğumuzu düşünüyorum…
Değerli Arkadaşlarım…
Ülkemizde İnşaat Mühendislerinin örgütlenme serüveni, yüz yılı aşkın bir geçmişe dayanmaktadır… Bir avuç gencin mesleki çıkarlarını koruyabilmek amacıyla bir araya gelmesiyle başlayan bu serüven, aradan geçen zaman içerisinde ülkemizin ve toplumumuzun en derinlerine kadar kök salan bir örgütlülüğe dönüşmüştür… 1954 yılında kurulan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, bu köklü tarihin en önemli yapıtaşı ve taşıyıcısıdır…
İnşaat Mühendisliği, toplumsal gelişme ve modernleşme süreciyle iç içe geçmiş bir meslek disiplinidir… Yerleşme, barınma, sulama, tarım, sanayileşme, ulaşım gibi gündelik toplumsal yaşamın biçimlenmesinde önemli role sahip tüm alanlar, inşaat mühendisliğinin ilgi alanında bulunmaktadır… Bu alanlarda yapılan düzenlemelerin ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, inşaat mühendisliğinin toplumsal gelişimde oynadığı kurucu rol çok daha belirginleşmektedir…
İnsanlık tarihinin ilk dönemlerindeki ilkel barınaklardan, günümüzün yüksek teknolojili yapılarına kadar tüm mühendislik faaliyetlerinin ortak unsurları, doğanın insan ihtiyaçları için dönüştürülme çabası olmuştur… İnşaat mühendisleri, teknik bilgileri ve yaratıcı zekâları ile bu medeniyet mücadelesinin en önemli kurucu özneleri arasında yer almıştır… Dolayısıyla İnşaat Mühendisleri, sadece yapıların değil, bütün olarak toplumsal yaşamın inşasında da büyük pay sahibidir…  Yapıyla kurulan ilişki, aslında toplumla kurulan ilişkinin bir nevi türevidir. İnşa edilen her yol, sadece coğrafyaları değil, insanları da birbirine bağlar…
İnşa edilen her bina, sadece kumu – demiri – çimentoyu değil, seni – beni – onu bir araya getirir… İnşa edilen her baraj, sadece akan suyu değil, gelişen toplumu bir arada tutar…
Değerli Meslektaşlarım…
Ülkemizin modernleşme sürecinin her anında, inşaat mühendislerinin derin izlerini bulmak mümkündür… Demiryolları, karayolları, köprüler, viyadükler, limanlar, barajlar, sulama kanalları, enerji tesisleri, sanayii kompleksleri, gökdelenler, toplu konutlar, spor tesisleri, anıt binalar ve daha pek çok yapı Türkiye`nin modernleşmesinin temel taşları olarak öne çıkmıştır… Sizler değerli meslektaşlarım, kendi meslek örgütünüzü inşa ederken, içinde bulunduğunuz toplumu da biçimlendiren insanlarsınız… Kıymetlisiniz, değerlisiniz, hepiniz birer değersiniz…
Değerli Arkadaşlarım…
Kalabalık yerlerde yaşıyoruz… Her yerler kalabalık… Kentler, kasabalar, köyler… Ve herkesin düşünde kurduğu ve bir gün kavuşmayı umduğu bir bağ evi, bir balıkçı kasabası vardır illaki…
Önünde bir dere olan, etrafında göz alabildiğine ağaçların olduğu bir ev, rüzgâr ıslığının ve kuş seslerinin birbirine karıştığı, bahçesinden bir şeyler toplayıp sofrana koyduğun, bulutların şekline isimler taktığın bir gök görebildiğin, çimenlerine ve toprağına yatağın gibi iç rahatlığıyla yattığın, yeşilin yeşil, mavinin mavi, kahverenginin kahverengi olduğu bir ev, bir kasaba… Öyle bir kasaba düşünün ki;
•Çığırtkanlık olmasın…
•İnsanlar siyasi, dini, kültürel ve sınıfsal gruplara ayrılmasın…
Tüm bireyleri yoksulluk sınırının üstünde bir gelire sahip olsun…
Yaşayanların tamamının iş ve sağlık ile ilgili gelecek kaygısı olmasın…
Üretim odaklı bir ekonomik sistemi olsun…
Yüksek Öğrenim görmüş her genci iş bulabilsin…
Kadın cinayetleri olmasın…
Çocukları dövmek, taciz etmek olmasın…
Hayvanları tekmelemek olmasın…
Doğaya eziyet olmasın…
Kasaba yararına toplanan paraların akıbeti meçhul olmasın…
İnsanları, kanunlar karşısında eşit olsun, neyle suçlandıklarını bilmedikleri iddianameler ile günleri, ayları, seneleri kararmasın…
Adalet sisteminin verdiği kararlar, vicdanları sızlatmasın…
Yapılan tüm Kasaba yatırımları şeffaf ve denetlenebilir olsun…
İnsanlar almadıkları hizmetin, kullanmadıkları köprülerin bedelini ödemesin…
Demokrasi olsun, özgürlükler olsun, gelir dağılımı adaletli olsun…
Simit işini, bırakalım simitçiler yapsın…
Kıt kaynaklar, ekonomik gelişmeye harcansın…
Ve her ne olursa olsun ki; yaşayanları ölümü düşünmesin…
Ve her ne olursa olsun; çıkılan yol, refaha, mutluluğa, huzura çıksın…
 
Düşünün değerli arkadaşlar… Böyle bir kasabada uyanmanın nasıl bir bayram olduğunu düşünün… Ve büyük öndere, Mustafa Kemal Atatürk`e kulak verin… "Umutsuz durum yoktur… Umutsuz insanlar vardır… Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim…" diyor… Ben de böyle bir kasabada yaşama umudumu hiç yitirmedim arkadaşlar…
Değerli Misafirler…
Ülke olarak çok badireler atlattık... Hala da atlatıyoruz. Ve bize bugünleri armağan edenleri, verilen o büyük mücadeleleri fazla önemsemez bir tutum takınıyoruz...
Bu Cumhuriyet nasıl kuruldu, kaç şehit verdik; Ulu Önder Cumhuriyeti kuramasaydı şimdi halimiz ne olurdu, nasıl bir ülkeye dönüşürdü bu topraklar... Ara ara da olsa bunları düşünmemiz gerekiyor... Düşünür gibi yapıyoruz kimi zaman, ama o da buram buram "çaresizlik siyaseti" kokuyor…
Bazen "gerçek düşünceler" de kendini gösteriveriyor… Birisi çıkıp "Doksan yıllık reklam arası sona erdi" deme cüret ve cehaletiyle konuşabiliyor... Onuncu yıl marşında geçen "On yılda demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan" dizesindeki mecazi anlam, bire bir gerçekmiş gibi yorumlanabiliyor…
Aklıma geliyor bazen... Dört yılda neler yapılabilir diye… Mesela, inşaat-bina-köprü-otoyol-uçak-gemi-hastane yapılabilir... Bir çocuk doğar, dört yaşına gelir… Konuşur, yürür, nihayetinde annesi babası bir nefes alır… Dört yılda biten üniversiteler var… Öğrendiğiniz ne varsa bir o kadarını, belki de daha fazlasını da işte öğrenirsiniz…
Peki, bir insan dört yıl içinde, bir gece karanlığında pusulası bile bozuk bir gemiye binip, sonra karaya çıkıp iki kongreyle yorgun ve üzgün bir halka cesaret verip, işgale karşı mücadele başlatıp, Cumhuriyet ve Demokrasi`nin kilometre taşı olan bir meclis kurup, düşman burnunun dibindeyken eğitim şurası yapıp, sonra dünyada eşi benzeri görülmemiş bir zaferi, diplomatik ve ekonomik bir zafer ile  perçinleyip, bir iktisat kongresi yapıp, bir de üzerine Cumhuriyet kurabilir mi…
Sadece dört yıl içinde olmuş bunlar değerli misafirler… Dinleyince imkânsız gibi geliyor ama Mustafa Kemal Atatürk "Az zamanda çok büyük işler başardık" derken neyi kast ettiği böylelikle daha iyi anlaşılıyor…
 Takvimdeki her yaprak bu muazzam destanı anlatan bir kilometre taşıdır... Bu mucizenin nasıl gerçekleştiğini hatırlatır… Bugün çeşitli sebeplerden Cumhuriyet`e,  Atatürk`e mesafeli durmaya çalışanlara sakince şunu sormak lazım: "Sen dört yılda bunları başarmış başka bir insan gördün mü…" Cevabı beklemeye gerek yok.... Çünkü böyle biri yok…
‘Başlayıp bitirmek` artık inşaatlar için söylenen bir terim olduğu için, bu mucizeyi sabırla anlatmak lazım değerli arkadaşlarım… Ebediyete uğurladığımız Atatürk`ün bu zaferi ‘her şeye rağmen` ve ‘hep birlikte` kazandığını bilmemiz gerekiyor…
Cumhuriyet`i kurduğu 1923`ten gözlerini yumduğu 10 Kasım 1938`e kadar, her yıl ortalama yüzde 11 büyümüş Türkiye... Bu kısa zaman zarfında kadınlara seçme ve seçilme hakkını İsviçre`den bile önce veren genç Türkiye Cumhuriyeti, bankacılıktan sanayiye, tarımdan madenciliğe kadar muazzam reformlar gerçekleştirmiş…
Değerli arkadaşlar… Önüne, arkasına bir şeyler takmadan Atatürk`ün kurmuş olduğu cumhuriyetimizi sonsuza dek yaşatmak hepimizin görevidir…
Çünkü Cumhuriyet, aydınlanmanın adıdır… 96 yıl önce yakılan bir meşaledir Cumhuriyet...
Cumhuriyet laiktir, din temiz duygular içerisinde kalbimizde yaşasın diye, kimse kirli siyasetine alet etmesin diye kurulmuştur Cumhuriyet…
Cumhuriyet bir halkın özlemidir... Savaşlardan yorulmuş, yoksul ve viran kalmış ülkesinde, ‘yurtta barış, dünyada barıştır` Cumhuriyet…
Cumhuriyet emektir alın terinden akan, namusuyla kazançtır hiç kimseye el açmadan. Bu yüzden yüzlerce fabrika kurulmuştur dört yandan...
Cumhuriyet demir ağlardır... Bütün ülke kalkınsın demektir Cumhuriyet...
Cumhuriyet bağımsız bir ülkedir. Devrimlerdir, Atatürk`ün gösterdiği yolda ilerleyen...
Cumhuriyet ilimdir, fendir... Bu yüzden Atatürk bir gün söylediklerim bilime aykırı düşerse, bilimi seçin diyebilmiştir…
İşte bu tanımlar doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bugüne dek bağımsızlığın ve özgür düşüncenin temel taşı olmuştur…
Her ne kadar Atatürk`ün yüksek öngörüsü ile söylemiş olduğu cumhuriyeti yıkmak için dahili ve harici bedhahlar olacaktır söylemi son yıllarda ortaya çıksa da Türkiye Cumhuriyeti`nin 96. Kuruluş yıldönümünde kazanımlarımızı korumak hatta daha ileri taşımak, demokrasimizi her geçen gün daha da güçlü kılmak ve hukukun üstünlüğünü kabul ederek saygı göstermek hepimizin görevi olmalıdır…
Bu eşi benzeri görülmemiş hikâyenin yaratıcısı Mustafa Kemal Atatürk ile silah ve çalışma arkadaşları önünde saygıyla eğiliyorum... Ve içinden geçtiğimiz zor koşullardan; Atatürk`ü okuyarak, anlayarak, özümseyerek, ilke ve inkılâplarını yılmaz bir biçimde savunarak çıkacağımıza olan inancım tamdır…
Değerli Meslektaşlarım…
Ülkemizin oldukça zor koşullardan geçtiği bir süreçte sizlerle birlikteyiz… Ciddi bir ekonomik kriz ile karşı karşıyayız… Ekonomik istikrarın bozulması nedeniyle Devlet yatırımları duruyor, devletten alacağı olanlar alacaklarını alamıyorlar. Yeni yatırımlar neredeyse yok denecek kadar az… Yeni hükümet programına yazılmış olan yatırımlar ve ihaleler ertelenmekte, yapılmış olan ihaleler ise durdurulmaktadır... İşini kaybeden meslektaşlarımızın sayısı her geçen gün biraz daha artıyor. Tasarım yapan bürolar kapanıyor. Okulu yeni bitiren meslektaşlarımızın iş bulmaları giderek imkânsızlaşıyor. Buna rağmen İnşaat Mühendisliği Diploması veren okul sayısı ve kontenjanları artırılıyor. Açıkçası meslektaşlarımız her geçen gün biraz daha fazla işsizliğe mahkûm ediliyor…
Değerli Meslektaşlarım, Sevgili Arkadaşlarım, Kıymetli Büyüklerim…
19 Aralık 1954 tarihinde kuruluşu ilan edilen Odamızın bu yıl 65. yıldönümünü kutluyoruz. İlk genel kurulumuzda ifade edildiği gibi "temennilerimiz hâlâ hudutsuz", "mesleğimize ve meslek odamıza inancımız ve güvenimiz tam", "geleceği kazanma irademiz güçlüdür", güçlü olmak zorundadır…
Her kuruluş yıldönümünde bu gerçeğin bilincine varmak, mesleki-politik hattımızı bu bilinçle belirlemek, insani-toplumsal ve etik yönümüze bir kez daha vurgu yapmak, geçmiş ile gelecek arasında kurulacak köprünün ayaklarını sağlam temellere oturtma gayretinin bir başka ifadesi olarak görülmelidir.
Bu nedenledir ki, kuruluş yıldönümü çerçevesinde meslekte 25, 40, 50 ve 60 yılını tamamlayan üyelerimize takdim edilen belgeler, Odamızın sadece vefakâr yönünü resmetmekle kalmamakta, aynı zamanda tarihimizi yaratanlara mütevazı bir teşekkür anlamı taşımaktadır.
Unutmayalım: eşitlikçi, adaletli, barışçı, refah seviyesi yüksek bir toplumsallığın yaratılması, güvenli ve nitelikli bir yaşamın kurulması sorumluluğunu omuzlarında taşıyan inşaat mühendislerinin tek ve merkezi örgütü İnşaat Mühendisleri Odasıdır.
Meslekte 25, 40,50 ve 60 Yılına Ulaşan Sevgili Meslektaşlarım…
> Hizmet üretim sürecinde doğal çevrenin ve sizlere sunulan kaynakların hep koruyucuları oldunuz.
> Doğal olaylarla birlikte, diğer teknolojik tehditlerin ortaya çıkaracağı tehlikelerin yaratacağı risklerin hep yöneticileri oldunuz.
> Çevre ve altyapı politikalarının belirlediği tartışmalarda bilgisiz, fakat mührü elinde tutanları maalesef çoğu zaman aşamadınız.
> Bilimsel ve teknik konularda karar oluşturma süreçlerinde bilgi ve birikiminizi maalesef çoğu zaman kullanamadınız.
> Sadece mesleki konularda değil, demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesine hep katkı koyma çabası içinde oldunuz.
> Dağda, taşta, su altında ve su üstünde, her türlü doğa koşullarını aşarak mesleğimize ve ülkemize önemli katkılarda bulundunuz. Bu arada meslekte 25 yılı, 40 yılı, 50 yılı ve 60 yılınızı da geride bıraktınız.
> 19 Aralık 1954 yılında kurulan ve 65 yılı geride bırakan Odamıza ve mesleğimize hizmet ettiniz.
Bu nedenle her türlü övgü ve teşekkürü hak ettiniz.
Bundan sonraki yaşamınızda çocuklarınızla, eş ve torunlarınızla, dost ve arkadaşlarınızla sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürmenizi diliyoruz. İnşaat mühendisliğinde emeklilik olmaz anlayışıyla yeni hizmet üretim sürecinden kopmayacağınızı da biliyoruz. Daha önünüzde yıllar var. Yapacağınız ve yapacağımız çok iş var.
Değerli Meslektaşlarım
Güzel günlere olan inancımla sözlerime son verirken sizleri direnç, inanç ve kararlılıkla bir kez daha selamlıyorum...
Aklımızın ve umudumuzun yolu açık olsun...
Odamızın 65. Şubemizin 31. Kuruluş Yılı ve İnşaat Mühendisleri Günümüz Kutlu Olsun!

Açılış konuşmasının ardından Şubemizin kuruluşundan bugüne (1966-2019) zamanda yolculuk adlı gösterim izlendi.
Kuruluş yıldönümü kutlama töreninde, meslekte 60 yılını dolduran üyelerimize "Onur Belgesi", plaket ve rozetleri, aramıza katılan en genç üyemize baret, plaket ve rozeti, meslekte 40 yılını dolduran üyelerimize "Onur Belgesi", plaket ve rozetleri, meslekte 25 yılını dolduran üyelerimize "Hizmet Belgesi" ve rozetleri verildi. Program toplu anı fotoğrafı çekilmesinin ardından verilen kuruluş yıldönümü kokteyli ile devam etti.
Törene çiçek ve çelenk gönderen Antalya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali BAHAR`a, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akay AKINCI`ya, Antalya Baro Başkanlığı`na, Antalya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası`na, Antalya Diş Hekimleri Odası`na, teşekkür ediyoruz.
 
 
 
 
Eskişehir Şube
19 Aralık 1954`te kurulan ve bu yıl kuruluşunun 65. Yılını kutlayan İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi kuruluş yıldönümü nedeniyle 16-21 Aralık 2019 tarihleri arasında "Mühendislik Haftası" temasıyla bir dizi bilimsel ve sosyal etkinlik gerçekleştirdi. İnşaat Mühendisleri ve İnşaat Mühendisliği Bölümlerinde okuyan öğrencileri bir araya getirmeyi amaçlayan etkinliklere katılım yüksek oldu.
Bu yıl, 05.06.2019 tarihinde kaybeden ESOGÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet TOPÇU anısına düzenlenen "Mühendislik Haftası" etkinlikleri, 16 Aralık 2019 tarihinde Prof. Dr. Ahmet Topçu`yu Anma Etkinliği ile başladı. Anma etkinliği, hoca için hazırlanan video gösterimi ile başlayarak, ailesi, arkadaşları, öğrencilerinin anıları ile son buldu. Sonrasında Gebze Teknik Üniversitesi`nden Prof. Dr. Yasin FAHJAN`ın katılımıyla "Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018 Kapsamında Doğrusal ve Doğrusal Olmayan Hesap İçin Taşıyıcı Sistemlerin Modellenmesi" konulu seminer gerçekleştirildi.
17 Aralık 2019 tarihinde, Dr. İnşaat Mühendisi Mustafa KOÇ`un katılımıyla "Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018 Kapsamında Temel Sistemleri ve Hesapları" konulu seminer, aynı günün akşamı Leonardo da Vinci Köprü Yarışması gerçekleştirildi.
18 Aralık 2019 tarihinde, Gebze Teknik Üniversitesi`nden Prof. Dr. Bülent AKBAŞ`ın katılımıyla, "Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği`ne Göre Çelik Yapıların Sismik Tasarımı" konulu semineri ve akşamında Geleneksel Tavla Turnuvası yapıldı.
19 Aralık 2019 tarihinde, Japonya Altyapı Ulaştırma ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen, dünyada tsunamiler, fırtınalar ve denize ilişkin afetler konusunda uluslararası ölçekte özgün ve öncü çalışmaları ile hem bilime katkı sağlayan hem de toplumlarda farkındalık yaratan bilim insanları ya da kurumlara verilen özel bir ödül olan Hamaguchi Ödülü`nü 2019 yılı için almaya layık görülen ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet YALÇINER tarafından "Denizden Gelen Afetler ve Kıyı Yapıları Tasarımında Yaklaşımlar" konulu seminer ve akşamında Geleneksel Bowling Turnuvası gerçekleştirildi.
21 Aralık 2019 tarihinde gerçekleştirilen "Geleneksel Oda Yemeği ve Plaket Töreni" ile Mühendislik Haftası son buldu. Eskişehir Milletvekili Jale Nur SÜLLÜ, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet ATAÇ, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım KURT, Eskişehir Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman KAYTAKOĞLU, Dekan Yardımcısı Dr.Öğretim Üyesi Mehmet İnanç ONUR, ESOGÜ İnsaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Sn. Prof. Dr. Mizan DOĞAN, İnşaat Mühendisleri Odası Sayman Üyesi Bülent ERKUL, İnşaat Mühendisleri Odası Onur Kurulu Yedek Üyesi Rıza ARSLANBAY, İnşaat Mühendisleri Odası Denetleme Kurulu Üyesi İnci ŞENTUNA, İnşaat Mühendisleri Odası Danışma Kurulu Üyesi Müberra ÇETİNKAYA, TMMOB`ye bağlı Odaların Başkan ve Yöneticilerinin katıldığı gecede, meslekte 25, 40 ve 50 yılını dolduran üyeler plaketlerini ve onur belgelerini alırken, Oda`nın kuruluşunun 65.yılı, geceye katılan tüm üyeler ile birlikte coşkuyla kutlandı.
Gecede Şube Yönetim Kurulu Başkanı Deniz KILIÇ açılış konuşmasını yaptı. Konuşmanın ardından Patron Orkestrası ve sonrasında İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi`nin Türk Halk Müziği "Hayattan Sesler" korosu sahne aldı.
Hafta boyunca düzenlenen seminerlerle İnşaat Mühendisleri teknik bilgilerini tazelerken, yarışma ve turnuvalarda eğlenceli vakit geçirdiler. Mühendislik haftası etkinliğine yaklaşık 400 inşaat mühendisi ve inşaat mühendisliği öğrencisi katıldı.
ŞUBE BAŞKANI DENİZ KILIÇ`IN GELENEKSEL ODA YEMEĞİ VE PLAKET TÖRENİNDE GÜNDEME DAİR YAPTIĞI AÇILIŞ KONUŞMASI:
"Sayın Milletvekillerim, Sayın Odunpazarı Belediye Başkanım, Sayın Tepebaşı Belediye Başkanım, İnşaat Mühendisleri Odamızın Merkez Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Danışma Kurulunun Sayın Üyeleri, Mühendislik Fakültelerimizin Saygıdeğer Dekan ve Bölüm Başkanları, TMMOB`ye bağlı Meslek Odalarımızın Saygıdeğer Başkanları ve Değerli Yönetici dostlarım,
Basınımızın değerli temsilcileri, Değerli meslek büyüklerim, meslek arkadaşlarım, değerli konuklar ve ülkemizin ümidi sevgili gençler, İnşaat Mühendisleri Odamızın 65. Kuruluş yıl dönümüne hoş geldiniz. Hepinizi İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygı, sevgi ve dostlukla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, gecemizin düzenlemesine katkı veren yönetim kurulu üyelerimize, şube personeline ve genç-İmo`muza huzurlarınızda tekrar teşekkür ediyorum.
SEVGİLİ MESLEKTAŞLARIM VE DEĞERLİ KONUKLAR
Ülkemizin mühendis, mimar ve şehir plancılarının uzun geçmişe dayanan meslek örgütü kurma çabaları, 1954 yılının Ekim ayında, Ankara`da gerçeğe dönüşmüştür. Farklı meslek alanlarında mühendis ve mimar temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen ilk genel kurulumuzda, TMMOB tüzüğü kabul edilmiş ve birlik bünyesinde 10 meslek odası kurularak TMMOB`nin örgütsel hayatı fiilen başlamıştır. 19 Aralık 1954 tarihinde de İnşaat Mühendisleri Odası kurulmuş ve bu tarihleri kapsayan hafta ise mühendislik haftası olarak ilan edilerek 65 yıldır kutlanmaktadır. Bugün Odamızın her yıl kutladığımız kuruluş yıl dönümü nedeniyle meslekte 50., 40. ve 25. Yılını dolduran üyelerimizin plaket törenini gerçekleştireceğiz. İnşaat Mühendisleri Odasının, yıllardır geleneksel olarak düzenlediği kuruluş yıldönümü gecelerinde, eğlence ve meslektaşlarımızın özlem gidermesinin dışında, diğer bir geleneği de dünyada, ülkede, şehirde ve meslekte olup bitenlerin dile getirildiği bir toplantı olmasıdır.
19 Aralık Maraş`ta faşistlerce katledilen vatandaşlarımızı da saygıyla anıyorum.
DEĞERLİ DOSTLARIM,
Çoğunluğun başını kuma gömdüğü bir ortamda, destekleriniz sayesinde gerek ulusal, gerek yerel düzeyde mesleğimizi ve geleceğimizi yakından ilgilendiren her türlü sorunun üzerine gidebilecek cesaret ve sesimizi en gür haliyle ilgili yerlere ulaştırabilecek dik bir duruşla hizmet üretmeye çalıştık.
Gerçekten de bugüne kadar yaşadığımız ve yaşanması muhtemel tüm sorunlarla ilgili olarak ulusal ve yerel gündemi en yakından takip eden meslek örgütlerinden biri olduk.
Ne sorunları inkâr edenlerden ne de sorunlarla ve sorumlularla yüzleşmekten korkanlardan olduk. Statümüzü muhafaza etmek adına ya da görebileceğimiz bireysel zararlardan endişe ederek susmayı yeğleyenlerden de olmadık.
Evet, zaman zaman siyasi kadrolarla çok çatışmalarımız, görüş ayrılıklarımız da oldu. Hiç kimse, ama hiç kimse bu durumlarda dahi evrensel demokratik ve mesleki ilkelerden ayrılarak bir tavır geliştirdiğimizi söyleyemez. Eleştirilerimiz ve değerlendirmelerimiz her zaman yerinde, ölçüsünde ve sadece sorunların çözümüne yönelik oldu.
Değerli arkadaşlarım ülkemizin içinde bulunduğu bu tarz kriz ve keşmekeş ortamlarında "kral çıplak" demek her zaman kolay bir iş değildir; bedel ödemeyi gerektirir.
Zaten yaşanan bunca şeye rağmen halkımızın da yetki makamında oturanların da suskunluğu bundandır.
Ve bu suskunluk, bu aymazlık, bu adam sendeciliktir yaşadığımız yerleri bu duruma getiren.
Peki, biz de mi aynısını yapmalıydık?
-Ülkemizdeki laik demokratik düzen yerle bir edilirken;
-Adalet ve Hukuk sisteminde güç savaşları sürerken;
-Meslektaşlarımızın geleceği karartılırken;
-Genç meslektaşlarımıza şantiye şefliği için yıllık iki bin lira ücret teklif edilirken;
-İmzacı, diksiyonu ve fiziği düzgün mühendis aranıyor diye ilanlar verilirken;
-Ülkede 4 hoca ile 400 mühendis yetiştiren üniversiteler kurulurken;
-Gayrimenkul sektörü tamamen müteahhitlerin insafına bırakılırken;
-Kentte konut alanların yarısına yakını bankalara borçlanırken;
-Stadyum yıkılıp kent belleği ortadan kaldırılırken;
-Demiryolu inşaatında İhale fiyatı iki katına çıkıp, işin yarısı yapılırken;
-Kentin İstanbul ile demiryolu ulaşımı yıllarca sekteye uğrarken;
-İstasyon binası yerine açık peron yapılırken,
-İniş ve çıkışında sinyalizasyon bulunan`` mühendislik harikası !!!`` köprüler inşa edilirken;
-Trafik sorunları yaşanırken;
-Etrafımızda bunlar olup biterken çoğunluk gibi biz de susmalı mıydık?
-İmar, kentleşme, ulaşım gibi mesleğimizin geleceğimizin ve toplumumuzun en temel sorunları birilerinin keyfiyetiyle, -plansız, projesiz ve programsız olarak şekillenirken susmalı mıydık?
-Tepebaşı Bölgesinde bulunan Alpu Ovamıza Kömürlü Termik Santral yapımı planlanırken susmalı mıydık?
Tabii ki susamazdık ve susmadık da…
Bizim görevimiz gereği, müdahil olduğumuz neredeyse her konuda, karşımıza söylediğimiz gerçeklerden ve sergilediğimiz bilimsel yaklaşımlardan rahatsız olanlar çıktı. Yerinden çıkan her çivi, biz inşaat mühendislerini rahatsız eder; dolayısıyla biz çıkan her çiviyi yerine çakmaya çalıştık. Memleketin ve kentin çivisini çıkarmaya çalışanların bize olan tepkisi bundandır.
DEĞERLİ DOSTLARIM,
Şu anda TBMM`de bütçe görüşmeleri yapılıyor, Katrilyonlar, milyonlar, yatırımlar, paralar, oranlar, kıyaslamalar hepsi konuşuluyor ama bu bütçede insan yok, vicdan yok, insanımızda mutluluk yok. Bu ülkede çöken cami inşaatında ölen inşaat mühendisi, ekonomik krizden dolayı işsiz kalan mühendis ve mimarları, batan müteahhitler yüzünden mağdur olan vatandaşı ve mühendisleri mimarları dile getirecek mecra yok. Bu ülkede kendi insanına vicdanlı davranmayıp başka ülke vatandaşlarına çıkar gözyaşı döken anlayış var.
Bu ülkede kadının da yeri yok. Misal sadece 2019`un ilk 11 ayında 430 kadın öldürüldü. İsimlerini saymaya zamanımızın yetmeyeceği kadar çok kadın katledildi, tecavüze uğradı, taciz edildi. Çocuklarımızın istismar suçlarında son 14 yılda 14 bin artış var. 2018` de 10 ile 17 yaş arası kız çocukları kendi çocuklarını doğurdular. Bu sayı 2001-2019 yılları arasında 542.821 dir. Hükümetin duyarsız davrandığı bu durum geri dönüşü olmayan sonuçları da beraberinde getirmektedir. Kadına yönelik her türlü şiddet politik bir sorundur diyor ve Şili deki mücadeleye selam olsun diyorum.
Bütün bunlara rağmen, geleceğe dair umudumuzu yeşerten, bu şehrin sokaklarında sopalarla dövülerek öldürülen Ali İsmail KORKMAZ` ların Yürekli ve yiğit duruşları var. Şerefi ve vatanı için hayatına son veren Ali TATAR` ların ışıkları var.
SEVGİLİ MESLEKTAŞLARIM,
İnşaat mühendisliği eğitimi veren programların sayısı 190`ı, bu programlara her yıl alınan öğrenci sayısı ise 13.000`ü aştı. Odaya kayıtlı üye sayımız 135 bine yaklaşıyor. Dört hoca ile dört yüz öğrencinin öğrenim yaptığı üniversiteler açmaktan vazgeçelim artık.
Bitişiğinde kazı yapılırken veya kendiliğinden yıkılan binaların hızla artması, bu durumun çok acı bir göstergesidir.
Toplumun can ve mal güvenliğini direkt ilgilendiren bir mesleğe ait eğitimin tekrar gözden geçirilerek mutlaka düzeltilmesi ve meslektaşlarımızın insan onuruna yakışan ortamlarda iş ve aş bulması için çaba gösterilmelidir. Bunun çözüm yolu da yeri de bellidir aslında. Bizim için Mezuniyet sonrası eğitimin, gelişmenin, dayanışmanın ve örgütlülüğün tek adresi İMO` dur. Anayasal bir kurum olan TMMOB bileşenlerini sırf sizden farklı düşünüyor diye süreç dışına itmek, kapatmak veya sindirmek sorunları asla çözmez, daha da büyütür.
DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM
Yazın tozunda, kışın ayazında son derece güç koşullarda çalışmamıza ve tüm olumsuzluklara rağmen modern Türkiye`nin mühendisleri olarak güzel bir gelecek inşa etme konusundaki inancımızı hiç kaybetmedik. Her alanda olduğu gibi, bizim işimizde de başarı için bilgi, deneyim ve meslek sevgisi temel koşuldur. Bugün meslekte 50, 40 ve 25. yıllarını dolduran arkadaşlarımızın başarısında bunun izlerini görüyoruz. Ülkenin kalkınması için büyük emekler veren bu deneyimli meslektaşlarımızı ve onlara koşulsuz destek verip her türlü fedakârlıkta bulunan saygıdeğer eşlerini yürekten kutluyor, saygılar sunuyorum."
 
 
 
 
 
Hatay Şube
Odamızın 65. Kuruluş Yıldönümü etkinliği kapsamında İskenderun Temsilciliğimiz 21 Aralık 2019 tarihinde bir gece düzenledi.
 
 
 
 
 
İstanbul Şube

İstanbul Şubemizde Meslekte 40, 50, 60 Yıl Onur Belgesi, Plaket Töreni ve Yemeği
İMO İstanbul Şubesi Meslekte 40, 50, 60 Yıl Onur Belgesi, Plaket Töreni ve Yemeği düzenledi. Tören Şube Başkanı Nusret Suna`nın açılış konuşmasıyla başladı. SUNA," Meslekte geride bırakılan yıllar, elbette bir plaketle ifade edilmeyecek öneme sahiptir. Ancak takdim edeceğimiz plaketleri, şubemizin sizlere küçük bir teşekkürü olarak kabul etmenizi istirham ediyorum. Bu akşam burada plaket alacak olan meslektaşlarımızın gencecik bir mühendisken başlayan öykülerinde; onurla, gururla, tutkuyla dolu on yıllar geride bırakılmıştır. Plaketler; şantiyelerde akıtılan teri, proje masalarında çekilen cefayı simgelemektedir.  Şantiyelerin tozunu toprağını da resmetmektedir, proje masalarında çürütülen dirsekleri.  Sevdiklerinizden, ailenizden, özel hayatınızdan fedakârlıkları da ifade etmektedir. Hüzünleri, sevinçleri, ayrılıkları, kavuşmaları; başarıları ve başarısızlıkları. Öğrenmenin ve öğretmenin hazzını; dayanışmanın, paylaşmanın huzurunu anlatmaktadır. Belki de hepsinden önemlisi ülke ve insan sevgisinin kutsallığının, kamu yararının tartışılmaz üstünlüğünün, mesleki etik ilkelere bağlılığın kanıtıdır. Bütün bunların ifade ettiği önemi bir plakete sığdırmanın mümkün olmadığı açıktır. Bu nedenle davetimize icabet etmeniz, plaketleri kabul etme nezaketi göstermeniz her türlü takdire şayandır.  Yüce gönüllülüğünüz, mütevazılığınız için teşekkür ediyorum. Şunu bilmenizi isterim: Bu sadece size bir teşekkür değildir. Bu aynı zamanda size çağrımızdır. Bizlerin, mesleğimizin, meslek odamızın size ihtiyacı bulunuyor. Yanımızda durmanızı, bizlere yol göstermenizi, bilgi birikiminizi bizlerle paylaşmanızı, özellikle genç mühendislere hayatın ve mesleğimizin inceliklerini anlatmanızı özellikle istirham ediyorum. Bilmenizi isterim, kapımız ve kalbimiz sizlere daima açıktır." dedi ve mesleğimize, meslek alanımıza, meslek odamıza ve memleket meselelerine dair tartışılması gereken pek çok konu bulunduğuna değindi.
 SUNA, "Odamızın onurlu tarihinde sizlerin alın teri, emeği, desteği, katkısı bulunuyor. İMO`nun kurucusu oldunuz, üyesi oldunuz, yöneticisi oldunuz; en zor şartlarda omuzdaşı oldunuz. Sizler salt meslek alanımıza değer katmadınız, aynı zamanda gelecek kuşaklara bir meslek örgütü bıraktınız; İnşaat Mühendisleri Odası`nı Türkiye`ye armağan ettiniz. Bilgi birikiminizle meslek örgütümüzün referans kurumu olmasını sağladınız. Var olun, sağ olun." diyerek devam ettiği konuşmasını "Bugün meslekte 40, 50 ve 60 yılını tamamlayan meslektaşlarımız için bir araya geldik. Birlikte hoş saatler geçirmek istiyoruz. Öncelikle sizlere hem bir kez daha hoş geldiniz diyor hem de teşekkür ediyorum. Sevdiklerinizi, dostlarınızı yalnız bırakmadınız. Bir taraftan bizleri onurlandırdınız, diğer taraftan onları mutlu ettiniz. Sözlerime burada son veriyor, bugünkü mutluluğun daim olmasını diliyorum. Kaç yıl geride bırakılırsa bırakılsın, her yeni günün yeni bir başlangıcı müjdelediğini hatırlatarak, hepinize saygılar sunuyor, iyi eğlenceler diliyorum." diyerek sonlandırdı.
 Gecede konuşan Kıbrıs İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan YAĞCIOĞLU Türkiye`deki İnşaat Mühendisleri Odası ve TMMOB ile ilişkilerin sıcaklığından bahsederek, Kıbrıs`tan selam getirdiklerini ifade ettiler ve meslekte 40, 50 ve 60 yılını dolduran meslektaşlarımızı ve İnşaat Mühendisleri Gününü kutladı.
 Oda Başkanımız Cemal GÖKÇE ise "Bugün meslekte 40-50-60  yılına ulaşan meslektaşlarımız; 1959,1969, 1979 yılında okulu bitirmişlerdir. Açıkçası en fırtınalı döneme tanıklık etmişlerdir. Merakları sadece teknik çerçevede olmamıştır. Yaşadıkları koşullar içerisinde ülkemizin insan temelli tüm sorunlarını dikkate alarak mücadele etmişlerdir. Bir mühendis olarak merak etmişlerdir. "Merak etmek öğrenmenin anasıdır" derler. Aynı zamanda merak etmek bilmenin, anlamanın bir itici gücüdür. Merak etmek, aklımızın doğru kullanılmasını ve bugünkü bilimsel ve teknolojik gelişmeleri ortaya çıkmasına neden olmuştur. Merak olmasaydı, gökdelenler, köprüler, hanlar, hamamlar, metrolar, deniz yapıları, barajlar, bentler, tüneller yapılmazdı. Çabalarınız ve başarınız hiç te az değil. Yeraltını kolaylıkla delen, gökyüzüne uzanmayı sağlayan, yer altında, yer üstünde, su içinde çalışarak bugüne gelen meslektaşlarımı kutluyorum. Bu meslektaşlarımız var olan teknik ve teknolojik bilgileri doğru kullanmakla kalmayıp, bildiklerinden hareketle yeni bilgi ve teknolojilerin üretilmesine katkı yapmışlardır.  Çabanız ve emekleriniz için, ülkemize ve mesleğimize yaptığınız önemli katkılar için çok teşekkür ediyoruz." dedi. Odamızın ve mesleğimizin geçmişinin, gecesini gündüzüne katarak fedakarca çalışanların ve dünümüzü bugünlere taşıyanların tarihi olarak niteleyen GÖKÇE, bu tarihin; aynı zamanda mesleğe bağlılık, kamu yararını her şeyin önünde tutan ve emeğe olan saygıyı dikkate alan bir tarih olarak niteledi. Eşitlikçi, adaletli, barışçı ve refah seviyesi yüksek bir ülke olma yolunda sorumluluklarımızın olduğuna dikkat çeken GÖKÇE, "Bu ağır sorumluluğu her zaman omuzlarımızda taşıyacağız. Birçok meslektaşımızın önünde hiç de az olmayan hizmet yılları var. Bu yılları başarılı ve sağlık içerisinde geçirmeniz en büyük dileğimizdir. Bugüne kadar yapmış olduğunuz hizmetler nedeniyle sizlere çok teşekkür ediyoruz." diyerek Odamızın kuruluş günü olan 19 Aralık İnşaat Mühendisleri Gününü ve meslekte 40, 50, 60 yılını dolduran meslektaşları kutlayarak konuşmasını sonlandırdı.

Bu yıl (törene katılan) meslekte 60 yılını dolduran 1959 yılı mezunu 7 meslektaşımıza; meslekte 50 yılını dolduran 1969 yılı mezunu 68 meslektaşımıza; meslekte 40 yılını dolduran 1979 yılı mezunu 134 meslektaşımıza plaket ve onur belgeleri takdim edildi.

Prof. Dr. Uğur Ersoy İle Söyleşi Ve İmza Günü
Odamızın 65. Kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlediğimiz Prof. Dr. Uğur Ersoy İle Söyleşi ve İmza Günü (Biraz Yemek Biraz Sohbet Kitabı)  Şubemizin Konferans Salonunda gerçekleşti. Söyleşi Şube Başkanımız Nusret SUNA`nın konuşmasıyla başladı. SUNA, "Bugün Uğur Ersoy Hocamızla bir araya gelmek için toplandık. Bu kez inşaat mühendisliği üzerine konuşmayacağız. Ne mesleğimize ilişkin görüşlerini öğreneceğiz ne de mesleğimizin geleceğine ilişkin tasavvurlarını duyacağız. Biliyorsunuz Hocamız, hani derler ya, beş parmağında beş marifet olan insanlardan. Mesleki ya da meslek dışı yirmiye yakın kitaba imza atmış. Bu kitapların pek çoğunu biliyoruz, okuduk. Anı kitapları, anlatı kitapları, öyküleri, betonarme, mukavemet kitapları ve diğerleri. Açıkçası mesleğimizin ve edebiyatın önemli bir ismiyle karşı karşıyayız. Ne mutlu ki bize kendisini tanıyoruz, sık sık ortak mesai yapma şansı buluyoruz. diyerek başladığı konuşmasını "İnşaat mühendisliği, tarih, edebiyat, kültür ve insanla haşır neşir bir hayatı anlatmak zordur gerçekten" diyerek sözü Prof. Dr. Uğur ERSOY`a bıraktı.
 
Prof. Dr. Uğur ERSOY söyleşide doğumundan günümüze yaşadıklarından bahsetti. Öğrencilik yıllarında yaşadığı ilginç anılarına da yer verdiği söyleşide Üniversitelerde görev yaptığı yıllardaki anılarına da yer verdi. 1932 yılında doğan Uğur ERSOY, Tarsus kolejinde okuduğunu, mühendis olmaya niyeti olmadığını, edebiyata düşkün olduğunu fakat babasının "Mühendisliği yapamayacağını anladın herhalde" demesinden sonra mühendisliği okuyup daha sonra edebiyat okumak niyetiyle, mühendislik okuduğunu ve sonradan bu mesleği çok sevdiğini anlattı.
Prof. FERGUSON`ın yaşamında önemli bir rol oynadığını ve Ferguson`la ilgili anılarına da yer veren, yöneticilik ve edebiyatla olan ilişkisine dair anılarına yer veren ERSOY`un, Amerika`da yüksek lisans ve doktora çalışmaları sırasında annesinin yemeklerini özlediğini, bir yemeği düşünürken burnuna birtakım kokuların ve ağzına tadların geldiğini fark etmesi, bu koku ve tatlardan yemeğin içinde neler olabileceğini tahmin etmeye yönelik bilinç altında depoladığı bilgileri kullanarak kaleme aldığı "Biraz Yemek Biraz Sohbet" kitabında "Güzel yemeğe güzel bir sohbet eşlik ederse o yemeğin lezzetine doyum olmaz. Geçmişte "Fast Food"un  henüz ülkemizde yaygın olmadığı dönemlerde sofrada saatlerce oturup sohbet edilirdi. Eskiler "Evvela taam, sonra kelam" derlerdi. Bugünkü dille "önce yemek sonra sohbet". Buna uyarak ben de bu kitapta yemek tarifleri arasında birkaç anı ve birkaç portre sıkıştırmaya, geçmişin yaşamından kesitler vermeye çalıştım" sözleriyle kitabına ait notlar düşmüştür.
Söyleşinin ardından Prof. Dr. Uğur ERSOY katılımcılara kitabını imzaladı.
ŞUBE BAŞKANIMIZ NUSRET SUNA`NIN PROF. DR. UĞUR ERSOY İLE SÖYLEŞİ VE İMZA GÜNÜ ETKİNLİĞİNDEKİ AÇILIŞ KONUŞMASI
Değerli Dostlar,
Değerli Konuklar
Bugün Uğur Ersoy Hocamızla bir araya gelmek için toplandık. Bu kez inşaat mühendisliği üzerine konuşmayacağız. Ne mesleğimize ilişkin görüşlerini öğreneceğiz ne de mesleğimizin geleceğine ilişkin tasavvurlarını duyacağız.
Biliyorsunuz Hocamız, hani derler ya, beş parmağında beş marifet olan insanlardan. Mesleki ya da meslek dışı yirmiye yakın kitaba imza atmış. Bu kitapların pek çoğunu biliyoruz, okuduk.
Anı kitapları, anlatı kitapları, öyküleri, betonarme, mukavemet kitapları ve diğerleri.
Açıkçası mesleğimizin ve edebiyatın önemli bir ismiyle karşı karşıyayız. Ne mutlu ki bize kendisini tanıyoruz, sık sık ortak mesai yapma şansı buluyoruz.
Değerli Katılımcılar,
Hocamızın pek çok marifetini biliyoruz, pek çoğuna tanığınız. Ancak hocamız her seferinde bizleri şaşırtmaya devam ediyor.
Nasıl şaşırmayalım, mesleğimizin duayenlerinden Uğur Ersoy bu sefer karşımıza yemek kitabıyla çıkıyor.
 
Kitabın ismi, "Biraz Yemek Biraz Sohbet".
Hocamızın tatlı dilinin, hoş sohbetinin farkındayız; sohbet leziz yemek tarifleriyle harmanlanınca karşımıza Uğur Ersoy`un hayatı çıkıyor.
Değerli Konuklar,
Uğur Hocamızla ilgili bundan önce düzenlediğimiz etkinlikte yaptığım kısa konuşmada şu ifadelere yer vermiştim:
 "Bazı insanları anlatmak zordur. Kelimeleri özenle seçmek, anlatının kurgusuna özel önem vermek, hem özel hem de mesleki hayatını eksiksiz olarak aktarmak yeterli olmayabilir.
Uğur Ersoy hocamız bu insanlardandır; onu anlatmak zordur. Anlattığınızı düşünürsünüz ancak sonunda tarif edilemeyen bir boşluk kaldığını görürsünüz."
Evet gerçekten de böyledir. Mukavemetin duayeninden yemeklerin üstadına uzanan bir öykü nasıl olur da eksiksiz anlatılabilir?  İnşaat mühendisliği, tarih, edebiyat, kültür ve insanla haşır neşir bir hayatı anlatmak zordur gerçekten de.
Hocamızı kendisinden dinlemek, sanırım en iyisi bu olacak. Buyurun şimdi, leziz yemek tariflerine ve enfes sohbete geçelim.  Saygılar sunuyorum.
 
Mühendisin Yemin Töreni Ve Söyleşi
Odamızın 65. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri  çerçevesinde düzenlenen Mühendisin Yemin Töreni ve Söyleşi 19 Aralık 20198 tarihinde Şubemizin Konferans Salonunda gerçekleşti.
Yemin Töreni Şube Başkanımız Nusret SUNA`nın açılış konuşmasıyla başladı. SUNA, "Elbette yeminin simgesel önemi bulunmaktadır. Ancak mühendis yeminini anlamanızı, içselleştirmenizi, felsefi yönünü kavramanızı ve uzun yıllar sürecek olan meslek hayatınızın belirleyicisi haline getirmenizi bir meslek büyüğünüz olarak özellikle istiyorum. Bunun kişisel bir talep olmadığını söylemeye gerek dahi duymuyorum. Bu talep bireysel değil toplumsaldır; kişisel değil kamusaldır. Şu noktayı kavramanızı isterim: İnşaat mühendisliği, mühendislik disiplinleriyle karşılaştırıldığında sosyal yönü son derece gelişmiştir. İnşaat mühendisliğini ne tarihsel, ekonomik, sosyal, teknolojik gelişmelerden ayrı değerlendirmek ne de insanlığın gelişim seyrini inşaat mühendisliği bilimi olmadan açıklayabilmek mümkündür." diyerek konuşmasına başladı. SUNA Öğrenci kontenjanları ile istihdam olanakları konusuna da değindi ve  "Önemli olan gençlerimizin bugün ailemize katılması, gençlerimizin sorunları alt edecek donanıma ve bilince sahip olmasıdır. İnanıyorum ki mesleğimizin ve meslek odamızın geleceği emin ellerdedir." diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Etkinliğimizin söyleşi bölümünde ise konuşmacı olarak Prof. Dr. Yalçın YÜKSEL yer aldı ve "İnşaat Mühendisi  Kimdir"  başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
YÜKSEL genç üyelerimize meslek yaşamıyla ilgili tecrübelerini aktardı. Gerek akademik hayatı gerekse uygulama çalışmalarında yaşadığı mühendislik tecrübelerini aktaran YÜKSEL, inşaat mühendisinin tanımına değindi ve inşaat mühendisliği mesleğinin konusunun yapı ve çevre ile ilgili olduğunu aktardı. "İnşaat mühendislerinin; otoyollar, transit sistemler, havaalanları, barajlar, su ve atık su arıtma sistemleri, tüneller, enerji tesisleri, limanlar, kanallar, binalar ve köprüler gibi ana tesisleri planladığını, tasarladığını ve inşa ettiğini dile getirdi. İnşaat mühendisleri hava, su ve enerji kaynaklarımızın yönetiminde önemli rol oynadıklarını, toplumu fırtına ve depremler gibi doğal afetlerin oluşturduğu tehlikelerden koruduğuna dikkat çekti.
İlkel barınaklardan, günümüz yüksek teknolojili yapılarına kadar tüm mühendislik faaliyetlerinin ortak unsurlarının, doğanın, insan ihtiyaçlarına yönelik dönüştürülme çabası olarak anlatan YÜKSEL, inşaat mühendislerinin, sadece yapıların değil, bütün olarak toplumsal yaşamın inşaasında da önemli payları olduğuna dikkat çekti ve büyük mühendislik yapılarında görev alan inşaat mühendislerine yönelik dünyadan örneklere yer verdi.
Söyleşinin ardından Mühendisin Yemini, genç meslektaşlarımıza Prof. Dr. Yalçın YÜKSEL tarafından yaptırıldı. Törende genç meslektaşlarımıza Odamıza üye olmaları ile ilgili belgeleri ve hediyeleri takdim edildi.
ŞUBE BAŞKANIMIZ NUSRET SUNA`NIN MÜHENDİSİN YEMİNİ VE SÖYLEŞİ ETKİNLİĞİMİZDE YAPMIŞ OLDUĞU AÇILIŞ KONUŞMASI
Sevgili Genç Meslektaşlarım,
Değerli Konuklar,
Gençlerimizin Değerli Aileleri
Bilindiği gibi 19 Aralık Meslek Odamızın kuruluş yıldönümü ve bu vesileyle bir dizi etkinlik gerçekleştiriyoruz.  Onlardan birinde birlikteyiz. Bugün genç meslektaşlarımız için yemin töreni düzenleyeceğiz. Etkinliğimizi Profesör Doktor Yalçın Yüksel`in katılacağı bir söyleşi ile sonlandıracağız. Genç meslektaşlarımızın mesleğe atacağı ilk adımı, mühendis yemini ile taçlandıracağız.
Değerli Konuklar,
Sizleri Şube binamızda ağırlamaktan dolayı mutluyuz. Davetimize olumlu yanıt vererek bizleri onurlandırdığınızı bilmenizi isterim. Hoş geldiniz, gençleri bu mutlu günlerinde yalnız bırakmadınız. İstanbul Şube Yönetim Kurulu adına sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli Gençler,
Elbette yeminin simgesel önemi bulunmaktadır. Ancak mühendis yeminini anlamanızı, içselleştirmenizi, felsefi yönünü kavramanızı ve uzun yıllar sürecek olan meslek hayatınızın belirleyicisi haline getirmenizi bir meslek büyüğünüz olarak özellikle istiyorum. Bunun kişisel bir talep olmadığını söylemeye gerek dahi duymuyorum. Bu talep bireysel değil toplumsaldır; kişisel değil kamusaldır. Şu noktayı kavramanızı isterim: İnşaat mühendisliği, mühendislik disiplinleriyle karşılaştırıldığında sosyal yönü son derece gelişmiştir. İnşaat mühendisliğini ne tarihsel, ekonomik, sosyal, teknolojik gelişmelerden ayrı değerlendirmek ne de insanlığın gelişim seyrini inşaat mühendisliği bilimi olmadan açıklayabilmek mümkündür.
Değerli Genç Meslektaşlarım,
İnşaat mühendisliği, medeniyet mühendisliği olarak bilinmektedir ve bu tespit dayanaksız değildir.
Hangi mühendislik dalı medeniyetleri görünür kılacak üretimde bulunmuştur?
Hangi mühendislik dalı tarihi görünür kılan eserler üretmiş ve onların bugüne kadar ulaşmasını sağlamıştır?
Hangi mühendislik dalı bir yandan toplumsal ihtiyaçlar üzerinden gelişme seyrini belirlerken diğer yandan gelişmenin motor gücü olmuştur?
İlkel köprülerden, ilkel barınma mekânlarından bugüne gelmenizi ve bugünkü üretimin özelliklerini aklınıza getirmenizi istiyorum. Gelişimle inşaat mühendisliği arasındaki diyalektik ilişki kendiliğinden görünür olacaktır.
İlgi alanınıza Cumhuriyet Türkiye`sini alınız. Genç Cumhuriyet dönemi eserlerini inceleyiniz. Cumhuriyetin var olma, ayakta kalma çabası içerisinde üretilen ve simgesel değer taşıyan eserlere dikkatinizi veriniz, karşınızda yine inşaat mühendisliğini göreceksiniz.
Cumhuriyet dönemi binalarından Anıtkabir`i, Gar binasını, TBMM binasını, GATA binasını, ilk toplu konutları ve daha nicelerini değerlendiriniz. Ulaştırma yapılarını; demiryolu ağlarını, tünelleri, metroları, karayollarını, köprüleri, viyadükleri, havalimanlarını listeye ekleyiniz. Enerji ve sanayi tesislerini, su yapılarını, limanları, barajları ve sulama, arıtma tesislerini, spor tesislerini de gündeme alınız. Göreceksiniz ki Cumhuriyet inşaat mühendisliği ile büyümüş, inşaat mühendisliğini büyütmüştür.
Bütün bunları hatırlatmamda tek bir neden bulunuyor: Asla sıradan bir mesleğe adım atmadığınızı vurgulu hale getirmek istiyorum. Unutmayın, sizler hem tarihe tanıklık edeceksiniz hem de tarihin yaratıcıları, yapıcıları arasında yer alacaksınız.
Değerli Gençler,
Türkiye bir deprem ülkesidir. Mevcut yapı stokumuz olası depremlere karşı güvenli değildir. Kentlerimizin depremlere karşı hazır olmadığı da bilinmektedir. Proje hazırlanmasından başlayarak sürecin tüm sorumluluğunu inşaat mühendisleri üstlenmekte, haliyle projenin, uygulamanın nitelikli olup olmadığı yapı güvenliğini doğrudan etkilemektedir.
Elbette sürecin bütün yükü inşaat mühendislerinin omuzlarına yüklenemez. Güvenli yapı üretimi; eğitimden yapı denetimine, nitelikli malzeme üretiminden mevzuata kadar geniş yelpazeye yayılmış konular bağlamında kamu otoritesinin uhdesindedir. Kamu yönetiminin kendine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için elbette zorlayıcı olacağız ancak bir yandan da meslektaşlarımızı donanımlı hale getirmeye çalışacağız, meslek içi eğitime özel önem vereceğiz, şubemizin olanaklarını bu doğrultuda seferber edeceğiz.
Değerli Genç Arkadaşlarım,
Sizler ülkeye karşı sorumluluğunuzu yerine getirirken, ülkenin de sizlere karşı sorumluluğunu yerine getirmesini talep edeceksiniz doğal olarak. Bugün maalesef mesleğimiz düşük ücretler, sağlıksız çalışma koşulları, güvencesizlik kıskacındadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki sorunlar nitelikli üretimi doğrudan etkilemektedir.
Meslektaşlarımız, özellikle genç meslektaşlarımız arasında işsizlik gelecek kaygılarını çoğaltacak düzeydedir. Sorunlar sadece bireysel sınırlarda değildir. Mesleğimizitibarsızlaştırılmak istenmekte, önemsizleştirilmeye çalışılmaktadır.
Mühendislik hizmeti almadan üretilen kaçak yapılar çıkarılan imar afları ile adeta ödüllendirilmekte, mühendis imzası formaliteden ibaret bir pozisyona düşürülmektedir. Aynı şekilde İnşaat mühendislerinin tek ve merkezi meslek odamız, değiştirilen mevzuatlarla etkisizleştirilmek, denetim süreci dışına itilmek istenmektedir.
Değerli Gençler,
Öğrenci kontenjanları ile istihdam olanakları arasındaki uçurum sorunlar zincirinin önemli halkalarındandır.
Her yıl on bini aşkın öğrenci inşaat bölümlerine kayıt olmakta, yakın sayılarda mezun verilmektedir. İşsizliğin, düşük ücretlerin kaynağı işte bu kontenjan ile istihdam ilişkisinde aranmalıdır. Ancak son yıl başka bir sorunla karşı karşıya kaldığımızı söylemek durumundayım. İlk defa bu sene inşaat bölüm kontenjanları boş kaldığını öğrendik.
Bunun izahatını yapmakta elbette zorlanıyoruz. Demek ki gençler, inşaat mühendisliğinde gelecek görmüyor, mevcut sorunlar nedeniyle bölümü tercih etmiyor.Elbette bunlar merkezi idarenin sorumluluğundadır ancak bizler de olanaklarımız el verdiği ölçüde, mesleğimizi içine düştüğü cendereden çekip almaya çalışıyoruz.
Değerli Katılımcılar,
Değerli Konuklar,
Konuşmamı mesleğimizin içinde bulunduğu sorun ve sıkıntılarla boğmak istemiyorum. Önemli olan gençlerimizin bugün ailemize katılması, gençlerimizin sorunları alt edecek donanıma ve bilince sahip olmasıdır. İnanıyorum ki mesleğimizin ve meslek odamızın geleceği emin ellerdedir.
Değerli Konuklar,
Bugün aynı zamanda değerli Hocamız Yalçın Yüksel ile bir söyleşi gerçekleştireceğiz. Profesör Doktor Yalçın Yüksel hocamız, akademinin değerli üyelerindendir.
Hocamızın sohbetinden zevk alacağınıza, hayata, insana ve tabii ki mesleğimize dair çok şey öğreneceğinize inanıyor, saygılar sunuyorum.
 
 
 
 
İzmir Şube
Meslekte 60, 50, 40 ve 25. Yıl Plaket Törenimiz Gerçekleşti
Mesleğinde 60, 50, 40 ve 25. yılını dolduran üyelerimiz için 18 Aralık 2019 tarihinde Tepekule Kongre Merkezi`nde plaket töreni düzenlendi.
Şube Başkanımız Gürkan Erdoğan`ın açılış konuşmasıyla başlayan törende sırasıyla mesleklerinde 60, 50, 40 ve 25. yılını dolduran üyelerimize plaketleri Yönetim Kurulu üyelerimiz tarafından sunuldu. Törende Selim Öztaş yönetimindeki Şubemiz Türk Sanat Müziği Korosu`ndan bir grup tarafından bir dinleti verildi.
 
 
 
 
Kocaeli Şube
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI`NIN KURULUŞ GÜNÜ NEDENİYLE KOCAELİ ŞUBE BAŞKANI KAHRAMAN BULUT`UN YÖNETİM KURULU ADINA YAPMIŞ OLDUĞU BASIN AÇIKLAMASI
İnşaat Mühendisleri Odası, 19 Aralık 1954 tarihinde kurulmuştur. Kurucu Genel Kurulumuzun başkanlığını Sayın Rüştü ÖZAL yapmış, bu toplantıda Sayın Hikmet TURAT ilk kurucu Genel Başkanımız olarak seçilmiştir. İlk kurucu Genel Kurul Başkanımız olan Sayın Rüştü Özal`ı ve kurucu Oda başkanımız olan Sayın Hikmet TURAT Başkanımızı ve yönetim kurulu üyelerini saygıyla anarken, tüm meslektaşlarımızın 19 Aralık kuruluş gününü kutluyoruz.
Kuruluşumuzun 65. yılını kutluyoruz. Bu kutlamayı tüm şubelerimizle birlikte yapıyoruz.
Bugün de, mesleğimize ve meslek odamıza olan inancımız ve güvenimiz o günkü kadar genç ve diridir. Taşıdığımız heyecanın hiçbir sınırı yoktur.
Geleceğimizi kazanma ve alınan haklarımızı yeniden geri alma mücadelemiz bundan sonra da devam edecektir.
İnşaat mühendisliği kurucu mühendislik alanlarının başında geliyor. Bu nedenle inşaat mühendisliği evrensel bir meslektir. Sürdürülebilir bir yaşam kalitesini artırmak amacıyla mesleki bir yetkinlik, etik bir anlayış ve geniş bir işbirliği içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
İnşaat mühendisliği, insanların ihtiyaç duyduğu her yapıyı farklı malzeme ve tasarımlarla bir araya getirip düşünceyi eyleme dönüştüren bir meslektir. Aynı zamanda inşaat mühendisleri de bir medeniyet kurucusu ve geliştiricisidirler.
Bilgi ve bilişim alanı her geçen gün gelişiyor. Ülkeler artık sektörlerden daha çok sektörleri dönüştürecek teknolojilere odaklanıp yeni yatırımlar yapıyor. Yaşam bilimlerine, malzeme bilimlerine ve bilgi iletişim teknolojilerine büyük önem veriliyor. Bu gelişmelerden inşaat mühendisliği alanı da, Odamız da önemli ölçüde etkileniyor. Çünkü inşaat mühendisliği ihtiyaç duyulan her yapıyı farklı malzeme ve tasarımlarla bir araya getirip düşünceyi eğleme dönüştüren önemli bir meslektir.
Bizler, insanların güven ve huzur içerisinde yaşamaları için sürekli olarak öğrenmek durumundayız. Bu amaçla can ve mal güvenliğini korumak için güvenli yapılar üretiriz.
65 yılı geride bırakan bir Meslek Odasının üyeleriyiz. Bundan sonra her yıl aramıza katılacak 14 bin inşaat mühendisi ile birlikte mesleğimizin değersizleşmesini önlememiz gerekiyor. Bugünkü anlayış sürdürülürse, on yıl içerisinde aramıza 90-100 bin meslektaşımızın daha katılacağını bilgilerinize sunmak istiyorum. Fiziki yapısı yetersiz, laboratuvarı olmayan, akademik seviyesi oldukça yetersiz inşaat mühendisliği bölümlerinin açılmasını mesleğimizin önemi açısından doğru bulmuyoruz.
Artan toplumsal gereksinmeler çerçevesinde mesleki yetki, mesleki yeterlilik, imza sorumluluğu ve haklar konusunda oldukça yetersiz bir yasanın bulunması da mesleğimizin itibarını giderek düşürmüştür. Yasal alanımızın daraltılmasına değil, çok daha fazla genişletilmesine ihtiyacımız var. Görevimiz, hep birlikte yaşamış olduğumuz sorunları çözmek ve mesleğimizin toplumdaki yerini ve etkinliğini yükseltmektir.
Bu kapsamda siz değerli meslektaşlarımıza da önemli görevler düşmektedir.
19 Aralık kuruluş günümüz nedeniyle tüm meslektaşlarımızın 19 Aralık mühendisler gününü kutluyoruz. Ülkemizin gelişmesi için bugüne kadar yapmış olduğunuz hizmetler nedeniyle saygı, sevgi ve teşekkürlerimizi iletiyoruz. Sağ olun, sağlıklı kalın.
Kahraman BULUT
İnşaat Mühendisleri Odası
Kocaeli Şube Başkanı
 
 
 
 
Manisa Şube
İMO Manisa Şubesi olarak 21 Aralık 2019 tarihinde, Aria Claros Resort&Spa Hotel`de Odamızın 65.Yılını törenle kutladık.
İMO Manisa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Nazım OBUS, Odamızın önemini vurgulayan açılış konuşmasında, Odamızın bugünlere gelmesinde emeği geçenlere ve katkı koyanlara şükranlarını sundu.
Geceye katılan 40. yılını dolduran üyelerimize plaket, onur belgesi ve rozet takdim edildi.
Aria Claros Resort&Spa Hotel`de düzenlediğimiz Mühendisler günü gala yemeğimize, Mimarlar Odası Manisa Temsilciliği Başkanı Yasemin GÜMÜŞ, İMO Denetleme Kurulu üyesi Cemil KORA ,Manisa Şubemize bağlı Merkez, Akhisar, Alaşehir, Salihli, Soma ve Turgutlu Temsilcilik üyelerimiz olmak üzere 183 kişi katılarak kuruluş günümüz büyük bir coşkuyla kutlandı.
 
 
 
Mersin Şubemizde Plaket Töreni
İnşaat Mühendisleri Odası`nın 65. Kuruluş Yıldönümü Balo Yemeği ve Meslekte 60., 50., 40. ve 25. Yıllarını Dolduran Üyelere Plaket Töreni 20 Aralık 2019 Tarihinde Mersin Marehan Convention Center`da gerçekleştirildi. Gecede Mersin Şube Başkanı Sayın Halil DEVEDEN` in açılış konuşmasının ardından meslekte 60.-50.-40.- ve 25. Yıllarını dolduran üyelerimize Plaket ve Belgeleri takdim edildi.
 
 
 
 
 
Trabzon Şube
Mesleğinde 60, 50, 40 ve 25. yılını dolduran üyelerimiz için 20 Aralık 2019 tarihinde Zorlu Grand Hotel` de Plaket Töreni ve Gala Yemeği düzenlendi.
Şube Başkanımız Muzaffer AYDIN`ın açılış konuşmasıyla başlayan törende sırasıyla mesleklerinde 60, 50, 40 ve 25. yılını dolduran üyelerimize ve TMMOB İl Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen odaların katılımıyla gerçekleşen geleneksel futbol turnuvasında birinci olan futbol takımımıza plaketleri sunuldu.
 
 
 
Uşak Şube
İMO Uşak Şubemizce, Odamızın kuruluşunun 65. yıl dönümü 20 Aralık 2019 tarihinde düzenlenen gece ile kutlandı. Geceye  TMMOB il Temsilcileri, İMO Uşak Şube Yönetim Kurulu ve üyelerimizin katıldı.
İMO Uşak Şube Başkanı Ali Osman Doruk açılış konuşmasında üyelerimizin birlik ve beraberlik içerisinde , kuruluş yıldönümümüzü kutlamalarına katılımlarından yönetim kurulu olarak onur ve mutluluk duyduğunu ifade etti.
Mesleğinde 40. onur yılını tamamlayan Selahattin Semerci`ye ve 25. hizmet yıllarını tamamlayan Muhammed Karagöl ve Uğur Günenç`e  belge ve plaketlerinin takdimi İMO Uşak Şube Başkanı Ali Osman Doruk tarafından yapıldı.
Geceye müzik eşliğinde devam edildi.