İMO KENTSEL SU HİZMETLERİ KONFERANSI TAMAMLANDI

İMO KENTSEL SU HİZMETLERİ KONFERANSI TAMAMLANDI
 
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından Murat Gökdemir anısına düzenlenen Kentsel Su Hizmetleri Konferansı 8 Kasım 2019 tarihinde İMO KKM`de gerçekleştirildi.

 
Konferansın açılış konuşmalarını İMO Başkanı Cemal Gökçe, Su ve Enerji Yapıları Kurulu Başkanı Ahmet Göksoy ve İMO İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna yaptı. Murat Gökdemir şahsında kaybettiğimiz Odamızın değerli üyeleri anısına bir dakikalık saygı duruşunun ardından Murat Gökdemir için hazırlanan sinevizyon gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından oturumlara geçildi.

 
Prof. Dr. Ömer Yüksek`in başkanlığında 1. oturumda Onur Bektaş ve Dr. Mehmet Songur, Ahmet Göksoy başkanlığında 2. oturumda Hasan Yaşar Akyar ve Prof. Dr. Ömer Yüksek, Gökhan Özen başkanlığında 3. oturumda Levent Argönül ve Doç. Dr. Ender Demirel sunumlarını gerçekleştirdiler.
 
Toplantıya İMO Başkanı Cemal Gökçe, 2. Başkanı Cemal Akça, İMO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Bülent Erkul, Yönetim Kurulu Üyeleri Hüseyin Kaya ve Necati Atıcı, Genel Sekreter Yardımcıları Bahaettin Sarı, Halim Karan, Ceylan Özkul ve Dilek Bekiroğlu ile çok sayıda üyemiz katıldı.

 
İMO BAŞKANI CEMAL GÖKÇE`NİN MURAT GÖKDEMİR ANISINA YAPILAN "KENTSEL SU HİZMETLERİ KONFERANSINDA"  YAPMIŞ OLDUĞU KONUŞMA – 8 Kasım 2019
 
Sayın Konuklar, Sevgili Meslektaşlarım,

İnşaat Mühendisleri Odası insan yaşamını ilgilendiren her konuda çeşitli çalışmalar yapıyor. Yine yönetim kurulumuz tarafından oluşturulan kurul ve komisyonlarımız, öznesi oldukları konularda çok değerli çalışmalar yaparak bilgi ve hazırlıklarını yönetim kurulumuzla paylaşarak bizlere yardımcı oluyorlar. Bugün de, Su Kurulumuz, Kentsel Su Hizmetleri konusunda bir konferans düzenlemiş bulunuyor. Çok değerli bir çalışmayı sizlerle paylaşıyoruz. Ayrıca, "Kentsel Su Hizmetleri Konferansını", bir parçaları olarak gördükleri kurul üyesi Murat Gökdemir`in anısına düzenliyor olmak da, giderek kaybolmaya başlayan  "vefalı olmanın" erdem ve önemini hatırlatmayı bir görev olarak görüyoruz. Bu çalışmayı düzenleyen Su Kurulumuza teşekkür ediyorum.

Murat Gökdemir iyi bir mühendisti. Mesleğimizle ilgili olarak gerekli olan yayınları izler, kendisini sürekli olarak geliştirmeye çalışırdı. Her türlü gericiliğe ve üniversite özerkliğinin ortadan kaldırılmasına karşı çıkardı. İyi bir mühendis, iyi bir meslek insanı olmaya çalışırdı. Mesleğimizin etik kurallarına ve mühendisin sahip olması gereken ahlakı her zaman önemser ve dillendirirdi. Doğanın ve emeğin sömürülmesine karşı çıkardı.

Mesleğimizin gelişmesi ve ülkemizin demokratikleşmesi için mücadele arkadaşlığı yaptık. Aynı yönetim kurulunda, birçok komisyonda birlikte çalıştık. Hangi durumda, nasıl bir refleks göstereceğini bilirdik. Aldığı görevleri titizlikle yerine getirirdi. Sorumluluk aldığı hiçbir toplantıya geç kaldığı görülmemiştir. Çok okurdu. Her türlü müziği severdi. Klasik müzik dinler, bize de önerirdi. Uzun bir yol arkadaşlığımız var. İlişkilerinde samimi ve içtendi. Daha aydınlık ve mutlu insanların yaşayacağı bir ülke için mücadele etti. Namuslu, İlerici, demokrat ve sosyalist memurların başına gelenler Murat`ında başına geldi. 12 Eylül faşizminin mağdurlarından biri oldu. Yaz tatillerini aynı yerde geçirirdik. Evlerimizin arasında 11 kilometrelik bir mesafe var. Çok sık görüşürdük. Ne yazık ki bu yıl görüşemedik. Kendisini sevgiyle anıyorum.

Su, insanlık tarihi boyunca yerleşim ve kentleşmeyi belirleyen önemli bir konudur. Hayat döngüsünün yapı taşlarından birisidir. Suyu kentlerimize taşımak ve kentlerimizde biriktirmek için künkler, bentler, sarnıçlar, su kemerleri ve çeşmeler gibi su yapıları yapılmıştır. Özellikle sanayi devriminden sonra su kaynaklarının kirliliği ve yönetimi konusu uluslararası politikalarla ilgili belgelerde yer almaya başlamıştır. Ülkemiz, su azlığı sınıfında yer alan ülkeler arasında bulunuyor. Dünya örneklerine bakıldığında suyun havza bazında entegre bir şekilde yönetilmesi gerekiyor.

Entegre Havza Yönetimi, Atık Su Arıtma Tesisi ve Su Kaynakları Yönetimi ülkemiz açısından büyük bir önem taşıyor. Ne yazık ki bu yönetimler, arzın planlanması kapsamında değil de tüketimin planlanması ve yönetilmesi çerçevesinde sürdürülmektedir. Oysa su kaynakları ve havzalarının korunması ve yönetilmesi tarih boyunca insanların ilgi alanı içinde yer almıştır. Kısıtlı su kaynakları ile artan su talebinin karşılanması, su kaynakları yönetiminin en öncelikli sorununu oluşturmaktadır.

Son yıllarda plan bütünlüğünden ve bilimsellikten uzak büyük projelerin yapılması, su havzalarının yapılaşmanın baskısı altına sokularak yok edilmesi giderek kentsel sorunları büyütmüştür. Ayrıca ülkemiz ve dünyamızda insanlığı tehdit eden iklim değişikliği, kontrolsüz ve çarpık yapılaşmayla birleşince kentsel sorunları daha da derinleştiriyor.

Özellikle yeni liberal politikalar ve hızlı nüfus artışları, az gelişmiş ülkelerin kentlerindeki yapılaşmayı kontrol ve denetimi altına alarak, su havzalarını ve orman alanlarını inşaat sektörünün bir arazisi haline getirmiştir. İstanbul ve Ankara gibi kentlerimize bakıldığında yeni liberal politikaların acımasızlığını rahatlıkla görmek mümkün. Bu durum su rezervlerinde önemli ölçüde kayıplara neden oluyor. İstanbul`un imara açılamayan kuzey ormanlarının başına gelenler, kenti, yeni afetlere açık hale getirmiştir. Bu politikalar özellikle rantın yüksek olduğu yerlerde daha fazla gündeme gelmektedir.  

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 14 Şubat 2018 Tarihli Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde yapmış olduğu değişiklik oldukça dikkat çekicidir. Kanun ve kurallar, sağlanacak rant uğruna sürekli olarak eğilip bükülmektedir. İçme ve kullanma sularını kirlenmeden koruyacak yasaklar kaldırıldı. Bu değişiklikle artık, su havzalarında maden işletilebilecek, turizm ve sanayi tesisi kurulabilecek. Açıkçası korunması öncelikli olması gereken yer ve bölgeler yapılaşmaya açılmış olacak.

Açıkçası insanların su ihtiyaçlarının karşılanması ve canlı yaşamının devam etmesi için, öncelikle zorunlu ihtiyaçların karşılanması gerekmektedir.

Onuncu Kalkınma Planında belirlenmiş olan öncelikler; içme ve kullanma suyu, hayvanlar ve doğal hayatın ihtiyaçları, tarımsal üretimin korunması, enerji ve sanayinin ihtiyaçları, ticaret ve turizm alanları olarak sıralanmıştır.

Su kaynakları yeterli olmayan ülkemizde bir yandan kaynaklarımızı tüketiyoruz, diğer yandan da kentsel su hizmetleri sunumunda yeni sorunlar yaratıyoruz. Endüstriyel atık suları yeterince arıtıp yeniden kullanmadığımız gibi, çevre ve su kirliliğinin birer aracına dönüştürüyoruz!

Kente getirdiğimiz içme sularını içemiyoruz. Kayıp ve kaçakları yeterli ölçüde önleyemiyoruz. Kullandığımız suları arıtıp yeniden kullanamıyoruz!

Kentlerimiz de yağan yağmur sularını alacak toprak bırakmadığımız için sel ve su baskınları yaşıyoruz. Var olan derelerin üzerini kapatıp su taşkın sahalarını yapılaşmaya açtığımız için, kentlerimizdeki taşkınların nedenini yağan yağmura bağlıyoruz!

Yağmur ve kullanma sularının drenaj sistemleri yağan yağmur sonrası yeterli ölçüde işlevini yerine getiremiyor. Kent merkezleri ve köprü altları göle dönüşüyor. Kentsel yaşam durma noktasına geliyor. Kentte can kayıpları yaşanıyor.

Doğamızın fiziksel ve jeolojik yapısına bilim ve bilgi dışı müdahale ediliyor. Her yıl birkaç kentimizde oluşan sel ve su baskınları ciddi ölçüde can ve mal kayıpları yaratıyor. Suçlu yine yağmur! Yağmurun suçlu olduğu açık! Neden yağıyor ki! Yağmur yağmazsa, can kayıpları da olmayacak.

Oysa bir dijital dönüşüm dönemi yaşıyoruz. Bu dönüşüm inşaat sektöründe var olan dinamikleri de değiştiriyor. İnsan ve çevre odaklı yapılaşmanın önemi her geçen gün biraz daha artıyor. Değişen ihtiyaçlar inşaat malzemelerinde ortaya çıkan dönüşümü zorunlu hale getiriyor. Teknik ve teknolojinin kullanılması her geçen gün biraz daha önem kazanıyor.

Denir ki, "matematik bilmeyen ülke ve toplumlarda adalet olmaz". Ayrıca Matematikle, bilimle, bilgiyle, mühendislik teknolojileriyle yakından ilgilenen bir mesleğin insanlarıyız. Hayatımızın her alanında bilimi, bilgiyi ve aklımızı doğru kullanmaya çalışıyoruz.

Su kurulumuz, yapmış oldukları çalışmalarla, sularımızın korunmasını ve doğru kullanılmasının altını sürekli olarak çiziyorlar. Yeni bilgi ve teknolojilerle ilgili gelişmeleri dikkatle izleyip, kent yönetimi ve kent halkıyla paylaşıyorlar.

Bugün de, kentsel su hizmetleri konferansında olması gereken hizmetlerle birlikte, karşılaşılan sorunların altını çizecekler. Çabaları için, çalışmaları için kendilerine çok teşekkür ediyoruz.