ULUSAL 7. YAPI MEKANİĞİ LABORATUVARLARI ÇALIŞTAYI TAMAMLANDI

 

ULUSAL 7. YAPI MEKANİĞİ LABORATUVARLARI ÇALIŞTAYI TAMAMLANDI

Ulusal 7. Yapı Mekaniği Laboratuvarları Çalıştayı, 4-5 Ekim 2019 tarihlerinde Konya`da gerçekleştirildi.

Prof. Dr Hüsnü Can`ın açılış konuşmasıyla birlikte, Düzenleme Kurulu adına Prof. Dr. Alper İlki`nin konuşmalarının ardından İMO Konya Şube Başkanı Süleyman Kamil Akın, Oda Başkanı Cemal Gökçe ve Karatay Üniversitesi Rektörü birer konuşma yaptılar.

Odamızın desteklediği Çalıştaya; İMO Başkanı Cemal Gökçe, Sayman Üyesi Bülent Erkul, Yönetim Kurulu Üyesi Necati Atıcı, Genel Sekreter Yardımcısı Bahattin Sarı çeşitli üniversitelerden akademisyen ve inşaat mühendisleri katıldı.

İki gün süren Çalıştayda 10 oturum gerçekleştirildi.

Çalıştay programına ulaşmak için tıklayınız

TMMOB İMO Başkanı Cemal Gökçe`nin Ulusal 7. Yapı Mekaniği Laboratuvarları Çalıştayı`nda Yaptığı Konuşma

Bugün burada "7.Yapı Mekaniği Laboratuvarları Çalıştayını" yapıyoruz. Tüm katılımcıları 46. Dönem Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum. İlki 2001 yılında Ankara`da, ikincisi 2003 yılında Konya Selçuk Üniversitesin de, üçüncüsü 2011 yılında Kocaeli Üniversitesinde, dördüncüsü 2013 yılında Trabzon`da Karadeniz Teknik Üniversitesinde, beşincisi 2015 yılında Kayseri Erciyes Üniversitesinde, altıncısı yine Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesinde 2017 yılında yapılmıştır. 7. Yapı Mekaniği Laboratuvarları çalıştayını ise yine Konya`da yapıyoruz. Bu çalıştayların başlamasına öncülük eden başta sayın Uğur Ersoy, sayın Mete Sözen ve sayın Ender Arkun hocalarımız olmak üzere emeği geçen herkese tüm bilim ve bilgi insanlarımıza çok teşekkür ediyoruz.

Birkaç gün önce Marmara Denizi`nde yaşanan 5.8 büyüklüğündeki deprem ve ortaya çıkan sonuçları, bu çalıştayı çok daha anlamlı hale getiriyor. Yine İnşaat Mühendisliği Eğitimi için ayrılan 12331 kontenjanın 4947 sinin boş kalması oldukça düşündürücüdür. Bir yandan can ve mal güvenliğinin sağlanmasından birinci derecede sorumlu olması gereken mesleğimizin, bu denli ilgi görmemesini, diğer yandan bu yıl aramıza katılan 13 bin inşaat mühendisini nitelik ve niceliğini sorgulamak gerekiyor.

Oysa bu çalıştayın düzenlenme amacı, ülkemiz de deneysel çalışmanın planlanması, yaygınlaştırılması, genç araştırma mühendislerine yeni birikim ve deneyimlerin aktarılmasını sağlamaktır. Daha iyi daha kaliteli ve daha güvenli yapı üretilmesine yeni altlıklar oluşturmaktır. Bir yandan mesleğimizin iyi bir şekilde uygulanması için çaba harcarken, diğer yandan üniversite sayısını artırmak için yeni bölümlerin açılmaya çalışılması oldukça üzücüdür. Hele bir müdür bir mühür anlayışıyla yeni inşaat mühendisliği bölümlerinin açılması ve kontenjanlarının yükseltilmesi daha da üzücüdür. Hangi planlama ve öngörüye bağlı olarak bu bölümler açılıyor? Hocası olmayan, laboratuvarı yetersiz veya hiç olmayan, üstelik fiziki şartları da yetersiz yeni İnşaat mühendisliği bölüm ve programlarının açılmasını sağlayan anlayışı reddediyoruz. Aramıza yeni, donanımsız ve diplomalı işsiz mühendislerin katılmasının acısını her deprem sonrası biraz daha fazla yaşıyoruz.

Basit tasarımlar ve ilkel sayılabilecek alet ve araçlarla üretilen yapılardan, gelişmiş teknolojilerle üretilen daha nitelikli ve karmaşık yapılara geçiş, inşaat mühendisliğinin ulaşmış olduğu yeri de gösteriyor. Bu gelişmelerin en önemli parçalarından biri, hatta birincisi Yapı Mekaniği Laboratuvarlarıdır.

İnşaat mühendisliği mesleği ve inşaat mühendisliğindeki uygulamaların, doğada yaşanan fiziksel olayların ortaya çıkardığı sorunları, insanın güvenliği doğrultusunda çözmesi gerekir. Bu çözümün araçlarından birisi teorik eğitimse, bir diğeri de uygulamalı eğitimdir. İhtiyaç, yeni buluşların anasıdır diye bir söz var. Doğada bulunan fiziksel olayların zenginliği, alanımızla ilgili olarak yeni bilgilerin ve yeni teknolojilerin üretilmesine de neden olmuştur.

Yapı Mekaniği Laboratuvarları ortak zeminler de çalışmayı gerekli kılmaktadır. Bu durum, deneysel çalışma ve planlamanın önemini ortaya koymakla kalmadığı gibi, üretilen yeni bilgi ve deneyimlerin genç kuşaklara, genç araştırmacılara aktarılmasını da sağlıyor. Bilgi paylaşıldıkça değerlenir, değerli hale gelir. Yapı Mekaniği toplantılarının bir amacı da farklı üniversitelerde üretilen bilgilerin paylaşılmasını sağlamaktır. Ne yazık ki üniversitelerimiz araştırma yapmak, yeni bilim ve teknoloji üretimi için yeterli ölçüde kaynak bulamıyorlar. Sınırlı bütçelerle inşaat mühendisliği eğitimi yapmaya çalışıyorlar. İnşaat Mühendisliği Bölüm ve Programlarının oldukça fazla olması, sürekli olarak öğrenci kontenjanlarının artırılması, teorik eğitimin yanında uygulamalı eğitimin de yetersiz kalmasına neden oluyor. Devlet Üniversitelerinin yanında Vakıf Üniversitelerinin önemli bir kısmının da üç öğretim elemanının imzasına bağlı olarak İnşaat mühendisliği bölümlerinin açılabilmesi, eğitimdeki kalite ve güvenirliği de önemli ölçüde aşağılara çekiyor.

Yine ülkemizdeki mekanik laboratuvarlarında sürdürülen yapı mekaniği deneylerinin bütünlüğünü sağlamak gerekiyor. Benzer araştırmaların yeniden yapılmış olması zaman ve kaynak kaybına neden olacağı için bir üniversite laboratuvarlarında yapılan çalışmaların başka üniversiteler tarafından bilinmesi gerekir. Yapılmış olan deneysel araştırmaların tartışılması ve aynı konuda deney yapmak yerine başka konularda araştırma ve deneylerin yapılmasına çaba harcanması, bu çalışmaları oldukça değerli kılıyor.

Bugün 17 Ağustos 1999 Gölcük Merkezli Depremin yirminci yılını gerilerde bırakmışken, 5.8 büyüklüğünde yaşanan deprem; çok sayıda okul, hastane ve kamu yapısında hasar oluşturuyorsa, içinde oturduğumuz konutlar biraz daha büyük depremler için bizlere eyvah dedirtiyorsa, İstanbul Kartal`da olduğu gibi yapılarımız kendi kendisine yıkılıyorsa, başta ülke ve yerel yöneticilerimiz olmak üzere sorunu bir kez daha masaya yatırıp etraflı bir şekilde düşünmelidirler.

Açıkçası tümüyle kaçak olan ve mühendislik hizmeti almayan yapıların deprem güvenliği bina ve daire sahiplerinin beyanına bırakılıyorsa, ülkemizde asıl sorgulanması gerekenlerin kimler olması gerektiği açıktır. Üstelik, "İmar barışı" denilen ve bugüne kadar hiç karşılaşmadığımız imar affı konusu, siyasi kaygılarla meclisten oybirliği ile geçiyorsa, oturup bir kez daha düşünmek gerekmez mi?

Yapı Denetimi konusu oldukça sorunlu. Diplomaya dayalı bir sistem var. Mesleki yetkinlik, mesleki etik ve ahlak konusu sertifikalı değilse; doğru ve yeterli bir denetimin yapılması mümkün değildir. 01 Ocak 2019 tarihine kadar süren, yapı sahibi adına müteahhitleri denetleyecek olan Yapı Denetim Kuruluşlarını müteahhitlerin belirlediği bir sistemin sağlıklı olma şansı yoktur. Bugün ise, yapıların denetimini yapacak olan Yapı Denetim Kuruluşlarının elektronik bir sistemle belirlenmiş olması da eksikliklerin giderilmesini sağlamamıştır.  Meslek Odalarının özne olduğu ve Yetkinlik Belgesi almış olan mühendislerin denetim süreci içerisinde yer almaları sağlanmalıdır.

2012 Yılında AFAD tarafından altı çizilmiş olan Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı(UDSEP) ne yazık ki halen yürürlüğe sokulmamıştır. 1999 Depreminden ve 2011 yılının 23 Ekiminde yaşamış olduğumuz Van Depremine kadar oldukça fazla çalışmalar yapılmıştır. Fakat yapılan bu çalışmalar uygulama şansı bulamamıştır. Söylenenlerin ve yazılıp çizilenlerin tamamen tersi uygulamalar yapılmıştır. İstanbul Master Plan Çalışmaları(2003-İDMP), Bayındırlık ve İskan Bakanlığının yapmış olduğu 1. Deprem Şurası Kararları(2004), yine aynı bakanlığın 2009 yılında yapmış olduğu Kentleşme Şurası Kararları ve 2012-2020 UDSEP kararları ve benzeri başka çalışmalar boşlukta kalmıştır. Bu nedenle, burada sunumu yapılacak olan çalışmaların bilim dünyasına ve ülkemiz inşaat üretim sürecine katkı sağlamasını diliyorum.

Sonuç olarak 7. Yapı Mekaniği Çalıştayının düzenlenmesinde katkısı olan bilim ve bilgi insanlarımızı kutluyor, onlara çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca ortalıkta pek görünmeyen fakat katkılarıyla bu etkinliğin arkasında duran emekçi insanlarımızı da kutlarken, çalıştayın başarılı geçmesini diliyoruz.