1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ NEDENİYLE SAVAŞA DEĞİL BARIŞA ÇAĞRI YAPALIM...
IRKÇILIĞA, MEZHEPÇİLİĞE VE HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞA KARŞI ÇIKALIM ...
1939 yılının 1 Eylül tarihinde Nazi Almanya`sı Polonya`yı işgal etti. Dünya, tarihinin en kanlı savaşını yaşadı. Milyonlarca insan yaşamını yitirdi, yaralandı, kentler yok edildi. Doğa tahrip oldu. Amerika, Japonya`nın iki kentine Atom Bombası atarak Hiroşima ve Nagazaki kentlerini yok etti.
İnsanlık insan olmasından utandı. Bu acıların bir daha yaşanmaması için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1981 yılında toplanarak 1 Eylül tarihini "Dünya Barış Günü" olarak ilan etti.
İnsanlığın bugüne kadar yaşamış olduğu tüm acı olaylar bizlere; Irk, dil, din ve kültür farkı gözetmeden demokrasi, özgürlük ve barış içinde bir arada yaşanabileceğini ortaya koyuyor.
Yüreği emekten, barıştan, insan sevgisinden ve demokrasiden yana atan her insanın; ırkçılığa ve paranın ezen gücüne karşı seslerini yükselterek tek yürek gibi davranmaları kaçınılmaz oluyor.
Tüm dünyada ve dünyanın tüm ülkelerinde barış ve dostluk içinde birlikte yaşamak en temel insan hakkıdır. Bu nedenle dünyada var olan kaynakların doğru kullanılması, çocuklar, engelliler ve kadınlar başta olmak üzere geleceğimiz egemen ve geri bir kültürün insafına terk edilmemelidir.
Ülkeler, savaş ve silah için para harcamayı durdurup; eğitime, sağlığa, tarihi ve doğal varlıkların korunmasına yönelik para harcamalıdırlar. Bu nedenle egemenlerin halk üzerinde uyguladıkları baskı, şiddet ve teröre karşı durup, halkın adaletli, barışçı ve demokratik iradesine sahip çıkılmalıdır.
Bugün ülkemizde ve çevremizde yaşanan "savaş çığırtkanlığına" karşı bir arada yaşama hakkını her koşulda savunanlar, er veya geç barış içinde bir arada yaşamanın mümkün olduğunu inanmayanlara da gösterecekler.
Yeterki İnanalım ve bir arada durabilme koşullarını yaratma çabası içinde olalım...