İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ULUSLARARASI 10. BETON KONGRESİ BURSA`DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası adına İstanbul ve Bursa Şubesi tarafından "Beton Teknolojisinde Son Gelişmeler" temasıyla düzenlenen Uluslararası 10. Beton Kongresi 2-3-4 Mayıs 2019 tarihlerinde Bursa`da gerçekleştirildi. Kongrenin açılışında İMO Başkanı Cemal Gökçe, İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak, Kıbrıs İMO Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hulusi Özkul, Prof. Dr. Mustafa Tokyay, Prof. Dr. Sinan Erdoğan, Kongre Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir, Bursa Milletvekili Atilla Ödünç, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Bursa Beton Genel Müdürü Barbaros Onulay ve Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği adına CEO İsmail Bulut birer konuşma yaptılar. Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Turhan Erdoğan anısına hazırlanan video gösterimi gerçekleşti. İMO BAŞKANI CEMAL GÖKÇE`NİN YAPTIĞI KONUŞMA İnşaat Mühendisleri Odası adına Bursa ve İstanbul Şubelerimiz tarafından düzenlenen "10.Beton Kongresi"ni bugün gerçekleştiriyoruz. Beton Teknolojilerindeki son gelişmeleri değerlendireceğiz. 9.Beton Kongresini Antalya Şubemizle İstanbul Şubemiz birlikte Antalya`da düzenlemişlerdi. Bu birliktelik, Oda ve şube ilişkilerinin daha da gelişmesine katkı sağlıyor. Karşılıklı deneyim aktarımlarıyla mesleğimizin gelişmesine, bir sonraki birlikteliklerin daha da güçlenmesinin yolunu açıyor. 1. Beton Kongresinden, 10.Beton Kongresine kadar emeği geçen tüm düzenleme kurulu üyelerini, bilim kurulu üyelerini, çalışanlarımızı ve çalışma arkadaşlarımızı saygıyla ve sevgiyle anıyorum. Odamız sadece beton konusunda değil, inşaat mühendisliği alanını ilgilendiren her konuda kongre, konferans ve sempozyum düzenleyerek inşaat mühendisliği alanının gelişmesine önemli ölçüde katkı sağlıyor. Yapı stokumuzun deprem güvenlikli olmadıklarını biliyoruz. Yaşamış olduğumuz depremler, deprem büyüklüğü ile orantılı olmayan can ve mal kayıpları ortaya çıkarıyor. Bu nedenle yapı stokumuzun güvenli ve uzun ömürlü olması gerekiyor. Yapı stokumuz çoğunlukla betonarme olarak üretilmektedir. Kullanılan malzemelerin standartlara uygun olmasının yanında, "Bina Deprem Yönetmeliklerine" uygun olarak tasarlanıp üretilmesi zorunludur. Ülkemizde yaklaşık olarak 20 milyon mertebesinde konut stoku var. Ayrıca kamu yapıları ve endüstri tesisleri var. Bunların büyük çoğunluğu beton malzemesi kullanılarak yapılan yapılardır. Yapılarımız orta büyüklükte bir depremde bile ciddi ölçüde hasar alıyorlar. Bu yapıların önemli bir kısmı mühendislik hizmeti almadan kaçak ve denetimsiz bir şekilde üretilmiştir. Ayrıca yapılarımız depremi beklemeden kendi kendisine yıkılıyor. Kısa bir süre önce İstanbul/Kartal`da çöken YEŞİLYURT Apartmanında 21 insanımızı kaybettik, 17 insanımızda yaralandı. Can kurtarma araçlarının çöken binanın bulunduğu yere ulaşması kolay olmadığı gibi trafik de kilitlendi. Kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları beş gün sürdü. Çökmenin suçlusu olarak 5 katlı binanın üzerine fazladan üç kat çıkılması değil, çökme niteliksiz betona ve deniz kumuna bağlanmaya çalışıldı. İstanbul ve Bursa gibi kentlerimizin yaşayacağı bir depremi düşünmek bile istemiyor insan. Ayrıca İstanbul`da çökme tehlikesi olan birçok bina bugün boşaltılıyor. 2018 Yılında "İmar Barışı" adı altında çıkarılmış olan imar affıyla kaçak ve denetimsiz olarak üretilen yapılara af getirilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının açıklamalarına göre 12 milyona yakın af talebi var. Çıkarılan af yasasına göre kaçak ve mühendislik hizmeti almayan yapıların deprem güvenlikleri yapı sahibinin beyanına bırakılmıştır. İnşaat mühendisleri yok sayılmıştır. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki "mühendislere 2-3 bin lira verilmesin diye yapıların deprem güvenliğini yapı sahiplerinin beyanına bıraktık" demiştir. Kentlerimiz bilimsel kent planlarına uygun olarak planlanmamıştır. Parsel bazında yapılan imar hareketleriyle kent yaşamını olumsuz olarak etkileyen yerlere AVM ve gökdelenler yapılmıştır. Elle yapılarak inşaatlarda kullanılan betonun oluşturduğu yapı stokumuza yeni ve güvensiz yapılar ilave edilmiştir. 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren "Bina Deprem Yönetmeliğine" kadar yüksek yapılarla ilgili bir yönetmeliğimiz yoktu. Özellikle 1999 yılında yaşamış olduğumuz GÖLCÜK merkezli depremde betonarme yapı sistemi ile üretilen yapıların %6`sı göçmüş,%7`si ağır hasar almış,%12`si de orta hasar alarak oturulamaz hale gelmiştir. Açıkçası toplam yapı stokumuzun yaklaşık %25`i kullanım dışı kalmıştır. Bilindiği gibi can kayıpları da oldukça fazla olmuştur. Bu nedenle beton malzemesi ve türevlerinin çok daha iyi bilinerek kullanılmasının sağlanması yapı stokumuz açısından büyük bir önem taşıyor. Ayrıca beton teknolojisinde ortaya çıkan gelişmeler inşaat mühendislerini ve beton üreticilerini oldukça yakından ilgilendiriyor. Betondan beklenen koşulların yerine getirilebilmesi için kaliteli bir agreganın kullanılması zorunludur. Beton, betonarme bir yapının önemli bir bileşenidir. Yapıda basınç gerilmelerini karşılar. Ayrıca yapıda kullanılan ve yapının çekme gerilmesini alan donatı çeliğini yangına ve korozyona karşı korur. Günümüzde oldukça fazla yapılan yüksek binalar, önemli su yapıları, kamu binaları, viyadükler ve köprülerin yüksek bir performansa sahip olmaları gerekir. Bu tür yapıların maliyetleri oldukça yüksek olduğu için yapıların kullanım süreleri boyunca görevlerini belirli bir güvenlik içerisinde yerine getirmeleri gerekir. Ayrıca bu tür yapıların en az tasarım kullanım ömrü 100 yıldır. Normal binaların ve normal kamu yapılarından beklenen tasarım ömrü ise 50 yıl olarak düşünülmektedir. Betonarme bir yapının tasarımı yapılırken, tasarlanan yapının uzun süre ayakta kalacak şekilde tasarlanması gerekiyor. Performansa dayalı bir tasarımda beton malzemesinin bileşenleri, özellikleri, beton teknolojileri, betonun dayanımı, dayanıklılığı ve betonda sürdürülebilirlik konusu her geçen gün biraz daha fazla önem kazanıyor. Son yıllarda bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler, yüksek dayanımlı beton konusunda yapılan çalışmaları oldukça hızlandırmıştır. Sayın Konuklar, Sayın Katılımcılar, Bugün inşaat yapma konusu inşaat mühendisliğinin önüne geçmiştir. 3194 sayılı İmar Kanununun yönetimlere plan yapma yetkisi vermesini ve doğru kullanılmasını bir yana bırakırsak, planlama anlayışı çok başlılıktan bir türlü kurtulamamıştır. Merkezi yönetim her hal ve şart altında dahi planlara müdahale etmiştir. Bugünkü sistem yereli tamamen devre dışı bırakmıştır. Yerelin dışlanmasının yanında, inşaat yap da nasıl yaparsan yap anlayışı, sağlıklı ve tekniğine uygun malzeme üretimini ve denetimini olumsuz olarak etkilemiştir. Biz burada sadece bir malzeme olarak betonu ve betonun özelliklerini çeşitli bildirilerle tartışmaya çalışırken, dünya ve ülkemiz nüfusunun giderek arttığını biliyoruz. Kaynaklarımızın giderek tükendiğini görüyoruz. Bu nedenle genel olarak sürdürülebilirlik konusunu, özel olarak da betonun sürdürülebilirliğini sürekli olarak gündeme getiriyoruz. Antalya`da yapmış olduğumuz beton kongresinin ana konusu "Betonda Sürdürülebilirlikti". Bugün başta Bursa ve İstanbul olmak üzere kentlerimizde kentsel alanların yaklaşık olarak yarısı sağlıksız, niteliksiz ve güvensiz yapılarla doludur. Bu bağlam da kentlerimizin öncelikli sorunu nereye nasıl büyüyeceği sorunu değildir. Sorun yapı stokumuzun ve kentsel mekanların daha sağlıklı ve daha güvenli hale getirilmesidir. Var olan yapılı çevrenin sağlıklı ve güvenli bir hale getirilmesi, teknik ve sosyal donatı alan eksikliklerinin tamamlanarak kentte yaşayanları daha mutlu kılacak yaşam çevrelerinin oluşturulması son derece önemlidir. Bugün kentsel dönüşüm uygulamaları riski büyük olan yerlerde yapılmıyor. Rantı yüksek olan yerlerde yapılıyor. Kentsel dönüşüm daha çok YIK-YAP üzerine kuruludur. Daire alanlarını küçülterek daire sayısını artırmak olarak uygulanmaktadır. Bu durum yeni bir alt yapı sorununu gündeme getiriyor. Yıkılan yapıların geri dönüşüm yoluyla yeniden kullanımının sağlanması gibi bir anlayış yok. Yıkılan yapılardan çıkan molozlarla deniz doldurularak eko sistem bozuluyor. Bugün ülkemiz de plan kavramı geri itilmiş, patronaj ilişkileriyle yeni imtiyazlar sağlanmıştır. İmar planları "kentsel rantın dağıtılması" noktasında bir araç olarak kullanılmıştır. Üretime dayalı bir ekonomik gelişme yerine inşaata dayalı bir ekonomik model tercih edilmiştir. Bu tür uygulamalar siyasal sistemi bir ‘`RANT DAĞITICISI"` haline getirmiştir. Bugünkü ekonomik krizin önemli bir nedeni de budur. Depreme hazırlanması gereken Bursa ve İstanbul gibi bir kentler de neredeyse tüm boş alanlar yapılaşmaya açılmış, bir afetten beş afet yaratılmıştır. Sayın Konuklar, Sayın Meslektaşlarım, Bugün ülkemiz de inşaat mühendisliği diploması veren 130 Üniversite de 201 inşaat mühendisliği bölümü ve programı bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl Üniversite sınavlarında 300 bininci sırada bulunan öğrenciler inşaat mühendisliği bölüm ve programlarına kayıt yaptırmışlardır.10 bin diplomalı işsiz mühendis aramıza katılmıştır. Fakülte ve yüksekokulların büyük çoğunluğu yeterli fiziki şartlara laboratuvar ve öğretim kadrosuna sahip değildir. Üç öğretim üyesi ile bir bölüm açılabilmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda ciddi bir sorun var. 2017 yılında 2006 insanımız,2018 yılında ise 1986 insanımız yaşamını yitirmiştir. Bunların yaklaşık 1/3`ü inşaat sektöründe ortaya çıkan kayıplardır. Kaza ve kayıp konusunda Avrupa` da birinci sıraya yerleşmiş bulunuyoruz. Ayrıca mühendis olan herkesin inşaatlarda şantiye şefliği yapıyor olması ciddi bir sorun olarak karşımız da duruyor. Hazır beton üretimin inşaat kalitesini önemli ölçüde artırdığını biliyoruz. Fakat sektörde yeterli ölçüde KALİTE GÜVENCE SİSTEMİNİN işletilemediğinin de farkındayız. Ayrıca Kamu ihale sisteminde bir şeffaflık yoktur. Bu sistem 186 kez değiştirilmiştir. Şeffaf bir ihale sisteminin kurulması da istenmemiştir. Haksızlık ve haksız rekabet her koşulda önemli bir sorun olarak gündemdeki yerini koruyor. Demokratik toplumlarda her uzmanlık alanının örgütlü olması, her isteyenin istediği gibi hareket etmemesi gerekirken, bizim ülkemiz de her insan her işi yapabilir. Oysa örgütleri kanalıyla her meslek grubunun denetlenmesi, sertifikalandırılması ve üyelerinin sicillerinin tutulması zorunlu olmalıdır. Meslek odamız içinde bu sistem geçerlidir. Ayrıca İmar uygulamaları ve yapı üretimi konusu sağlıklı bir çevre yaratmanın önüne geçmemelidir. Çağdaş, demokratik ve katılımcı bir planlama her zaman gündemin baş köşesine oturmalıdır. Mühendisliğin kent, sanayi, tarım ve toplum yaşamına yönelik bilimsel ve teknik içerikteki kamu yararı her zaman dikkate alınmalıdır. Toplumsal hizmet niteliğini kişi ve grup yararına kullanmak isteyen anlayışları engellemek gerekir. Yaşam alanlarımızın korunması ve gelecek kuşaklara yaşayabilecekleri sağlıklı bir çevre ve dünya bırakmak gerekiyor. Kentsel gelişim ve toplumsal sorunların çözümünde bütüncül bir politikanın oluşturulması ve uygulanmasına ihtiyaç var. Bu bağlamda kurumsal ve hukuksal bir düzenlemenin geliştirilerek hayata geçirilmesi zorunludur. Sayın Konuklar Sayın Meslektaşlarım, 31 Mart tarihinde "Yerel Yönetim Seçimleri" yapıldı. Her dönem işleyen seçim sistemi bu dönem işlemedi işletilmedi. İstanbul seçim sonuçları halen kesinleşmedi. İstanbul önemli bir kent. Herkesin kenti. Ülkemizin ve dünyanın çok önemli kentlerinden biri.8500 yıllık bir tarihi geçmişi ve birçok insanın anıları, özlemleri var. Bugün ülkemizin yönetimi parlamenter demokratik sistemden tek adam sistemine geçmiş durumda. Artık herkes hangi koşullarda itirazların yapılmasını veya yapılamayacağını biliyor. Bugün YSK Her hangi bir etki ve baskı altında kalmadan karar vermelidir. Ülkemiz hukuk ve demokrasi dışı uygulama ve kararları kaldıramaz. İki aydır TBMM toplanamıyor. Ülkemizin dağ gibi sorunları var. Her ne kadar meclisin yetki ve etkisi azalmış olsa da, biran evvel toplanması ve gerçek gündemine dönmesi gerekiyor. Ülkemiz ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. Yatırımlar durmuş durumda. Tüm kaynaklarımız satıldı ve tüketime harcandı. Satılacak kaynak kalmadı. Resmi rakamlara göre İşsizlik 14,7. Gençlerde işsizlik çok daha fazla. Enflasyon %20 i aştı. Faiz ve döviz oranları oldukça yüksek. Biriken konut stoku eritilemiyor. İthalat ve ihracatla birlikte malzeme satışları durmuş durumda. İşsiz kalan meslektaşlarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Aramıza yeni katılan meslektaşlarımızın iş bulmaları çok zor. Ülkemiz de ciddi bir hukuk ve demokrasi sorunu var. Hukuka güven konusunda 167 ülke arasında sonlarda yer alıyoruz. Demokrasi ve hukukun sorunlu olduğu ve güven duyulmadığı ülkelere ne yerli yatırımcılar, nede yabancı yatırımcılar yatırım yapmaz. Oysa ülkemizin katma değeri yüksek olan mal ve hizmetlerin üretilmesine ihtiyacı var. Tüketmek yerine üretim yapmak gerekiyor. Yatırım yapmaya ve biriken borçları ödemek için yeni para bulunması gerekiyor. Açık, şeffaf, hesap verebilir ve eşitlikçi bir yönetime ihtiyacımız var. İnsan Hakları, demokrasi ve Hukukun Evrensel İlkelerine uyulması, dünya ve ülkemiz de bozulmuş olan güven ortamını yeniden sağlayabilir. Sayın Konuklar Sayın Meslektaşlarım, 1. Beton Kongresi`nin 1989 yılında düzenlenmesi ve bu kongrenin Prof. Bekir POSTACIOĞLU` hocamızın anısına yapılması fikri Haluk İŞÖZEN tarafından önerilmiş ve gerçekleştirilmiştir. 6. Beton Kongres`i,2005 yılında Prof. Dr. Yaşar ATAN- 7.Beton Kongresi`i,2007 yılında Prof. Dr. Mehmet UYAN- 8. Beton Kongresi`i,2011 yılında Prof. Dr. Ferruh KOCATAŞKIN- 9.Beton Kongresi`i,2015 yılında Haluk İŞÖZEN ve 10.Beton Kongresi`nin de Prof. Dr. Turhan ERDOĞAN hocamızın adına düzenlemiş olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Kendisini yakından tanıma fırsatım oldu. Beton Kongrelerinde ve benzeri betonla ilgili toplantılarda bir arada bulundum. Yapı malzemesi alanına önemli ölçüde hizmetleri olmuştur. Prof. Dr. Turhan Erdoğan önemli değerimizden biridir. Kendisini saygı ve sevgiyle anıyoruz. İnşaat Mühendisleri Odası, Mesleğimizin gelişmesine gerek akademik, gerekse profesyonel alanda katkı yapan meslektaşlarımızı unutmayacak, onlara hak ettikleri değeri her zaman verecektir. Bu kongreyi Odamız adına düzenleyen Bursa ve İstanbul Şubelerimizin başkanları sayın Mehmet Albayrak ve Nusret Suna`nın şahsında yönetim kurulu üyelerine, Ayrıca 10. Beton Kongresi`nin özverili Düzenleme Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. Hulisi Özkul`a ve düzenleme kurulunun diğer üyelerine de çok teşekkür ediyorum. Yine Bilim ve Danışma kurulunun sayın üyeleriyle birlikte maddi ve manevi olarak desteklerini esirgemeyen tüm kurum ve kuruluşlara çok teşekkür ediyoruz. BURSA ŞUBE BAŞKANI MEHMET ALBAYRAK`IN KONUŞMASI İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak İstanbul Şubemiz ile birlikte Genel Merkezimiz adına düzenlediğimiz 10. Beton Kongresini ilk defa Uluslararası nitelikte gerçekleştiriyoruz. Ülkemizde, meslek alanımızda ve şubelerimiz arasında en önemli organizasyonlardan birisi olan Beton Kongremiz; "Beton Teknolojisinde Son Gelişmeler" temasıyla gerçekleşecek olup içeriği itibariyle inşaat sektörünü de çok yakından ilgilendirmektedir. Özellikle sıkıntılı günler geçiren inşaat sektörüne teknik ve bilimsel açıdan son derece faydalı olacağına inandığımız kongremizde birbirinden değerli 76 adet bildiri siz değerli katılımcılara sunulacaktır. Beton dendiğinde ilk akla gelen malzeme genellikle toplum için çok anlam ifade etmeyebilir. Batta "beton yığını" şeklinde olumsuz ifadeler yüklenen, şehirlerimizdeki çarpık ve plansız yapılaşmanın adeta tek suçlusu olarak görülen beton malzemesinin aslında inşaat sektörünün temel girdilerinden ve ana malzemelerinden birisi olduğunu, son derece ekonomik, yararlı bir ürün olduğunu kongremiz süresince daha iyi anlayacağız. Beton sektörü, 50 bin kişiye yaklaşan istihdam hacmiyle ülke ekonomisine ve istihdama büyük katkı sağlamaktadır. Bu itibarla 1989 yılından bu yana her 4 senede bir düzenlenmiş ve bu sene Bursa`mızın ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan beton kongresini sektör ve meslek gurubu olarak oldukça önemsiyoruz. İkisi davetli konuşmacı olmak üzere İsviçre, Hindistan, Azerbaycan, Malezya, İran, Polonya, Hollanda, Pakistan ve Cezayir`den kongremize katılan misafirlerimize çok teşekkür ediyoruz. 10. Beton Kongremiz, konunun duayen hocalarından olan ve 04.01.2019 tarihinde yitirdiğimiz Prof. Dr. Turhan Yaşar Erdoğan anısına yapılıyor. Bu vesile ile hocamızı bir kez daha rahmetle anıyoruz. Saygıdeğer katılımcılar; Kongreye birlikte hazırlandığımız; Bursa ve İstanbul Şube çalışanlarına, İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarıma, İstanbul Şubemizin çok değerli Başkan ve Yöneticilerine, Düzenleme Kurulunun çok değerli başkan ve üyelerine, Bilim Kurulumuzdaki saygıdeğer hocalarımıza, Danışma Kurulu`nun çok değerli üyelerine ve kurum yetkililerine, kongremize destek veren başta Bursa Beton olmak üzere Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği ile birlikte bütün destekçi kuruluşlarımıza, kamusal alanda destekçimiz olan Yıldırım Belediyesi ve Nilüfer Belediyesi adına Sayın Belediye Başkanlarımıza, ayrıca, Oda Başkanımız Sn. Cemal Gökçe ve Yönetim Kurulunun bütün üyelerine, çok teşekkür ediyoruz. 10. Beton Kongresi`nin düzenlenme amacı ve hedefi olan başta inşaat mühendisi meslektaşlarım olmak üzere ülke kamuoyu yanında ilgili bileşenlerin tamamına faydalı geçmesini diliyor, saygılar sunuyorum. İSTANBUL ŞUBE BAŞKANIMIZ NUSRET SUNA`NIN KONUŞMASI Sayın Bursa Milletvekilim, Sayın Belediye Başkanlarım, Değerli Oda Başkanım ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Beton Kongresi Düzenleme, Bilim ve Danışma Kurullarının Değerli Üyeleri, Sayın Rektör Yardımcım, Değerli Şube Başkanlarım ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Değerli Meslektaşlarım, Değerli Konuklar, Değerli Katılımcılar, Odamız adına İstanbul Şubemiz ile Bursa Şubemizin yürütücülüğünü üstlendiği 10. Uluslararası Beton Kongresi`ne hoş geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyor, kongremize başarılar diliyorum. Bursa Şubemize, gösterdiği ev sahipliği için teşekkürlerimi iletiyorum. Değerli Katılımcılar, Bu yıl beton kongresinin onuncusunu gerçekleştiriyoruz. Odamız ilk beton kongresini 1989`da toplamış. Bu demek oluyor ki, son 30 yıldır Odamız, belirli aralıklarla konu ile ilgili bilimsel etkinlik düzenliyor. Bunun değerli bir birikime yol açtığına hiç kuşku yok. Sadece beton konusunda değil meslek alanımıza dahil hemen her konuda bilimsel-teknik etkinlik düzenlenmektedir. Örneğin İstanbul Şubemiz son dönemde, ulaştırmadan işçi sağlığına, tarihi yapılardan geotekniğe pek çok bilimsel etkinlik gerçekleştirmiştir. Odamız, mesleki alanının referans kurumu olarak kabul ediliyorsa, hiç şüphe yok ki bilimsel etkinlikler zemininde üretilen bilgi sayesindedir. Bu nedenle, etkinliklerin gerçekleşmesini sağlayan bilim, danışma ve düzenleme kurulu üyelerine, uzman meslektaşlarımıza, akademisyenlere teşekkür ediyoruz. Değerli Konuklar, Değerli Meslektaşlarım, 10. Uluslararası Beton Kongresi`nin Profesör Doktor Turhan Erdoğan adına düzenlenmesi Odamızın bilim insanlarına, meslektaşlarına verdiği önemin küçük bir örneği kabul edilmelidir. Bu sadece ahde vefa değildir. Aynı zamanda beton konusunda değerli üretimlerde bulunan, meslek alanımıza katkı sağlayan Sayın Erdoğan`ın bilimsel rehberliğinin geliştirilerek sahip çıkıldığının göstergesi olarak görülmelidir. Turhan Hocamızın rehberliğinin kanıtı, yayınladığı kitaplar, kaleme aldığı sayısız makale ve bilimsel etkinliklere verdiği katkıdır. Ufkumuzu açmış, meslektaşlarımıza farklı bakış açıları kazandırmış, yapı malzemelerinin öneminin içselleştirilmesini sağlamıştır. Bugün, Turhan Hocamızdan eğitim alan pek çok meslektaşımız beton ve yapı malzemeleri alanında söz sahibidir ve fikirlerinin taşıyıcısıdır. Özellikle yüksek performans gerektiren anıtsal yapılar, yüksek binalar, köprüler ve su yapıları üretiminde gerçekleştirdiği çalışmalar mesleki alanımızda çığır açmıştır. Onun nezdinde başta beton olmak üzere yapı malzemeleri alanında üretimde bulunan bütün hocalarımızı ve meslektaşlarımızı saygıyla, sevgiyle anıyorum. Değerli Konuklar, 10. Uluslararası Beton Kongresi bu yıl "Beton Teknolojisinde Son Gelişmeler" başlığı altında toplanıyor. Üç gün sürecek kongremizde, sürdürülebilir betondan dijital betona, betonun dayanıklılık özelliklerinden taze betona kadar konuya dahil hemen her ayrıntı tartışmaya açılacak, çağrılı konuşmacıların, bildiri sunan akademisyenlerin, kürsü alacak uzmanların görüşleri meslektaşlarımızla, daha da önemlisi kamuoyuyla paylaşılacaktır. Bu buluşmayı şu nedenle önemli görüyorum. Her ne kadar 1999 depremleri nitelikli betonun önemini acı bir tecrübeyle açığa çıkartmış olsa da önemine yeteri kadar vakıf olamadığımız, içselleştiremediğimiz ortadadır. Topraklarının yüzde 93`ünün deprem kuşağında yer aldığı, nüfusunun yüzde 70`inin deprem riski altında yaşadığı, yapı stokunun büyük ölçüde güvenli olmadığı bir ülkede yapı üretim sürecinin en önemli malzemelerinden olan betonu daha da vurgulu hale getirmek gerekmektedir ki, bu ve benzeri etkinliklerin amacı da kendiliğinden açığa çıkmaktadır. Elbette her depremde benzer sonuçlar açığa çıkmıştır. Ancak 1999 depremleri daha net bir şekilde göstermiştir ki, yapının temel harcı olan beton sorunlu konuların başında gelmektedir; ne yazık ki niteliksiz beton, depremlerin yıkıcı etkisini artırmaktadır. Şu noktada sektörün hakkını teslim etmek durumundayız: 1999 depremlerinden sonra beton üretimi ve kullanımında artan bir ivme söz konusudur. Elimizdeki veriler bunu doğrular niteliktedir. Dolayısıyla kongrede ele alınacak konuların nitelikli beton üretimi bağlamında hayati öneme sahip olduğunu bilmek gerekmektedir. Şimdiye dek yapılanlarda olduğu gibi bu kongremizde de beton üretimine dair spesifik konular teknik ayrıntıları ile ele alınacak; nitelikli, sürdürülebilir, dayanıklı, çevre dostu beton üretimine dair tartışmalar gerçekleştirilecektir. Ayrıca kongrede sadece yapılarda değil, beton yollardan kent mobilyalarına kadar geniş yelpazede kullanılan beton ayrıntıları ile irdelenecektir. Ülkemizde hazır beton kullanımında geç kalındığı, yeterince yaygınlaşmadığı bilinmektedir. Ancak beraberinde sadece yaygınlaşmasına değil aynı zamanda nitelikli beton üretimine özel önem verildiği de dikkatlerden kaçmamalıdır. Nitelikli beton üretimin gerçekleştirilmesinde kongreler zincirinin önemini de gözardı etmemek gerekir. Kongrelerde, nitelikli betonun sonuç değiştirici etkisi vurgulu hale getirilmiş, dolayısıyla vazgeçilmezliği tescillenmiş ve kullanımın daha da yaygınlaşması teşvik edilmiştir. Değerli Meslektaşlarım, Hazır beton kullanımı Almanya`da 1903 yılında başlamıştır. İngiltere`de 1930, Fransa`da 1933, İspanya`da 1942, Belçika`da 1948, İtalya`da 1961, İsrail`de 1963, Türkiye`de ise 1976`da hazır beton kullanılmıştır. Doğrudan deprem tehlikesi altında olmayan kıta Avrupası`nda bile 1900`lü yılların başında kullanılmaya başlanan hazır betonun, son yüzyılda önemli depremler yaşayan ülkemizde bu kadar geç girmesi elbette sorgulanmalıdır. Bugün ülkemiz hazır beton üretiminde Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Dünyada ise ABD ve Çin`den sonra üçüncü sırada bulunmaktadır. Bu verileri ortaya çıkaran etken özellikle kentsel dönüşüm projeleri, 3. Havalimanı, 3. Boğaz Köprüsü ve bağlantı yolları, hızlı tren projeleridir. Haliyle bu durum, hazır betonun üretim ve kullanımında kamu yatırımlarının ciddi bir payının olduğunu göstermektedir. Aynı şekilde betonun dayanımı açısından da Türkiye Avrupa ortalamasının üzerinde bulunmaktadır. Değerli Katılımcılar, Güvenli yapı üretiminde, özellikle yüksek binalar, su yapıları ve benzerlerinin üretiminde kullanılan betonun niteliği önem arz etmektedir. Yüksek katlı binaların yapımından barajlara, köprülerden metro inşaatlarına kadar geniş bir yelpazede kullanılan betonun niteliği güvenlik açısından hayati derecede önem arz etmektedir. Nitelikli olmaktan uzak, tabiri caizse merdiven altı beton üretiminin yapıldığı, bu tür betonların ağırlıkla yap-sat türü işlerde kullanıldığı bilinmektedir. Bu durum, kamu denetiminin önemini açığa çıkarmaktadır. Kamu yönetimi sadece kendiişlerinde nitelikli beton kullanımı ile yetinmemeli, aynı zamanda beton üretimini denetleyecek, standart dışı üretimini engelleyecek kanallar oluşturmalıdır. 1999 depremlerinden sonra, yeterli düzeyde olmasa da gözle görülür bir değişim yaşanmıştır. Beton dahil yapı malzemelerinde kayda değer iyileşme sağlanmış, açıkçası "iyi" malzeme "kötü" malzemeyi büyük ölçüde geriletmiştir. Bu gelişmenin kendini sabitleyerek, değişmez bir yapı kültürü haline gelmesi başta kamu yönetimi olmak üzere sektör bileşenlerinin sorumluluğu altındadır. İnanıyorum ki odamızın bu tür çabaları yapı kültürünün oluşması ve pekişmesi açısından önemli bir yer tutmaktadır. Değerli Meslektaşlarım, İnşaat sektörü, yaklaşık 200 alt sektörü beslemektedir. Ancak betona ayrı bir parantez açmak gerekmektedir. Çünkü diğer yapı malzemelerinin önemini saklı tutmak kaydıyla betonun bir yapının temel harcı olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Çünkü nitelikli beton, sektörümüzde adeta çığır açmış, hatta yaratıcılığı teşvik etmiş, nitelik ve estetik, beton teknolojisinin gelişmesiyle daha da görünür hale gelmiştir. Yapı sürecindeki bütün unsurların, unsurlar arasındaki uyumun, zemin etüdü ve proje hazırlanmasından başlayarak tüm aşamaların ayrı bir önemi olduğu gerçeğini bilerek, beton kalitesinin daha önem arz ettiğini belirtmek istiyorum. Bir başka ifade ile yapı üretim sürecinin bütünlük arz ettiği özellikle vurgulanmalıdır. Sağlıklı zemin etüdü, zemine uygun proje tasarımı, projeye uygun malzeme seçimi, kullanılan malzemelerin niteliği, projenin eksiksiz uygulanması ve bütün aşamaların denetimi sürecin köşe taşlarını oluşturmaktadır. Betonun tahmini performansı ile üretim süreci aşamalarında alacağı hâl güvenli yapı üretimi için önem arz etmektedir. Kongremizde yapı üretim süreci ve beton performansı konusu da ayrıntıları ile ele alınacaktır. Değerli Konuklar, Sözlerimi daha fazla uzatmak istemiyorum. Son olarak teşekkürlerimi de kürsüden ileterek sözlerimi tamamlayacağım. Öncelikle genelde bütün kongre ve kurultaylarımızda, özelde ise Beton Kongremizde bilgi ve birikimlerini bizden esirgemeyerek destek veren, Bilim, Danışma ve Düzenleme Kurulu`nda görev alan tüm akademisyenlere ve meslektaşlarımıza, Odamızın, İstanbul Şubemizin ve Bursa Şubemizin Yönetim Kurulu Üyelerine, Kongremizin hazırlık çalışmalarını yürüten İMO İstanbul ve Bursa Şube çalışanlarımıza, Bizim sizlerle buluşmamıza imkan sağlayan sponsor firmalarımıza, Son olarak bildiri yazarlarına ve siz değerli katılımcılara teşekkür ederim. Kongremizin başarılı geçmesini diliyor, Şubemiz adına sizleri saygıyla selamlıyorum. Kongrenin sponsorlarından olan Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği adına konuşan CEO İsmail Bulut, beton bariyerler ve geçirimli beton ile ilgili katılımcıları bilgilendirdi. Bulut, beton bariyerlerle 10 yılda hayatını kaybeden 75 bin kişinin kurtarılabileceğini ve motosiklet ile yapılan kazaları yüzde 36 azaltabileceğini vurguladı. Denizli`de geçirimli beton uygulaması yaptıklarını anlatan Bulut, yaklaşık 50 yıllık ömrü olan bu malzeme ile yağmur sularını toprakla buluşturarak sel ve taşkınların önüne geçilebileceğini ifade etti. Kongrenin ana sponsoru Bursa Beton Genel Müdürü Barbaros Onulay da, Türkiye`de hazır beton sektörünün önemli bir gelişim gösterdiğini dile getirerek, yapı üretim sürecinde betona ciddi önem verilmesi gerektiğini ve 1999 Depremi sonrası betonun kalitesinin ne denli önemli olduğunun anlaşıldığını kaydetti. Programa katılan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, şehir için sivil toplum kuruluşları, sanayiciler, işadamları ve belediyelerin bir bütün olduğunu dile getirerek, İnşaat Mühendisleri Odası`nın yapıcı eleştirileri ile kendilerine her zaman katkı sunduğunu söyledi. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, kaliteli, sürdürülebilir ve enerji tüketimi daha az olan beton üretiminin önemine dikkat çekerek, yapı güvenliği açısından da betonun uluslararası standartlara uygun olması gerektiğini söyledi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, beton üretiminin 100 milyon metreküpü geçtiği ülkemizde beton en önemli yapı malzemesi diyerek, Bursa`yı el birliği ile güzel bir yere taşımak için çalışacaklarını kaydetti. Bursa Milletvekili Atilla Ödünç de, meslektaşlarına bu kongreyi düzenledikleri için teşekkür ederek, şehirleri inşa etmekte kullanılan beton ile ilgili değerli bilgilerin paylaşılacağını ve tüm inşaat mühendisliği öğrencilerinin de bunda faydalanması gerektiğini dile getirdi. Facebook üzerinden canlı olarak da izlenebilen Kongrenin ilk oturumu Prof. Dr. Turan Özturan tarafından yönetildi. Bu oturumda çağrılı konuşmacı "Digital Concrete: Research and Applications" konu başlığıyla Prof. Timothy Wangler yer aldı. 2. Oturum Cemal GÖKÇE ve Dr. Öğr. Üyesi Ali Mardani Aghabalou tarafından yönetildi. Bu oturumda; Metakolen İçeren Uçucu Kül Geopolimer Harcın Basınç Dayanımı Üzerine İlave Hava Kürü Süresinin Etkisi, Kapadokya Bölgesi Kaya Oyma Yapı Hafriyatının Puzolanik Aktivitesi ve Alkali Aktivasyonu, Sodyum Karbonat ile Aktive Edilmiş Yüksek Fırın Cürufunun Zamana Bağlı İçyapı Analizi ve Basınç Dayanımı Gelişimi, The Effect of Curing Methods on Mechanical Strength of Fly Ash and Slag Based Geopolymer Concretes ve Silica Fume for High Performance Concrete başlıklı bildiriler yer aldı. 3. Oturum, Prof. Dr. Mustafa TOKYAY ve Prof. Dr. Sinan ERDOĞAN tarafından yönetildi. Bu oturumda; İnşaat Sırasında Oluşan Bazı Kusurlar için Geliştirilen Onarım ve Güçlendirme Malzemeleri, Drying Shrinkage of Concrete Specimens Using Different Fibers by Various Directions, Bazalt ve Cam Lif İçeren KYB`lerde Lif Boyu ve Lif Miktarının Kapilarite ve Aşınma Dayanımına Etkisi, Cam Elyaf Takviyeli Polyester Fiber (CTP) Atıkların Beton Üretiminde Kullanımı ve Orta Dereceli Sıcaklığa Maruz Kalan Harçların Özellikleri başlıklı bildiriler yer aldı. 4. Oturum, Nusret SUNA ve Doç. Dr. Özkan ŞENGÜL tarafından yönetildi. Bu oturumda; Utilization of Copper Slag in Self-compacting Concrete: An Overview, Mechanical and Durability Properties of Concrete Containing Incinerated Biomedical Ash, Çimentoda Puzolanik Katkı Olarak Öğütülmüş Obsidiyenin Uçucu Kül ve Yüksek Fırın Cürufu ile Karşılaştırılması, Polikarboksilat-Esaslı Yüksek Oranda Su Azaltıcı Katkı Ana Zincir Uzunluğunun Çimentolu Sistemlerin Taze Hal Özelliklerine Etkisi ve Azerbaycan`da Yüksek Dayanımlı Kütle Betonlarında Volkan Külünün Kullanımı başlıklı bildiriler yer aldı. 5. Oturum, Mehmet ALBAYRAK ve Doç. Dr. A. Ferhat BİNGÖL tarafından yönetildi. Bu oturumda; Effect of SBR on Physical and Mechanical Properties of Concrete, Termal Etkiler Altında SIFCON Davranışı, Polimer Betonların Altyapı Elemanı Olarak Kullanılabilirliği, Geçirimli Betonlarda Sentetik Liflerin Kullanımı, Beton Üretimlerinde Çelik Lif Kullanımı ve Gerçek Deniz Ortamında Islanma-Kuruma Çevrimine Maruz Kalan Betonarme Numunelerin Korozyon Davranışı başlıklı bildiriler yer aldı. Kongrenin ikinci günü kongrenin 6. Oturum ile başladı. Prof. Dr. Mehmet Ali TAŞDEMİR, Ayşe Asena DİŞBUDAK tarafından yönetilen bu oturumda; TS 802 Beton Tasarımı ve Hazır Beton Satışı Hataları Ve Çözüm Önerileri, Uçucu Kül Tiplerinin Geopolimer Tuğlaların Özellikleri Üzerine Etkileri, Mikroorganizmalar ile Çimento-Esaslı Malzemelerin Reolojisinin İyileştirilmesi ve The Effect of Viscosity Modifier Agent on the Early Age Strength of the Limestone and Calcined Clay-Based Sustainable and 3D Printable Cementitious Material, Taze Beton İşlenebilirliğinin Değerlendirilmesine Yönelik Tasarlanan Yeni Bir Test Cihazının Ön Sonuçlarının İrdelenmesi başlıklı bildiriler yer aldı. 7. Oturum Prof. Dr. Hulusi ÖZKUL tarafından yönetildi. Bu oturumda Çağrılı Konuşmacı Prof. Rafat SIDDIQUE "Utilization of Industrial By-Products in the Development of Sustainable Concrete" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. 8. Oturum, Cemal AKÇA ve Prof. Dr. İsa YÜKSEL tarafından yönetildi. Bu oturumda; Elephant Skin Formation on Ultra High Performance Concrete Surface, Yol Üstyapısı Yaşam Döngüsü Değerlendirmeleri: Beton Yol Örneği, Silindirle Sıkıştırılmış Beton Karışım Tasarımı Ve Mekanik Özellikleri ve Beton Yollar… Neden Olmasın? başlıklı bildiriler yer aldı. 9. Oturum, Prof. Dr. İ. Özgür YAMAN ve Doç. Dr. Nilüfer ÖZYURT ZİHNİOĞLU tarafından yönetildi. Bu oturumda; Geri Dönüşüm Agregası İçeren Betonlarda Elastisite Modülü, Geri Kazanılmış Agregalı Beton İçin Yarmada Çekme Dayanımı Tahmini, Beton Deney Numune Atıklarının Geri Dönüşüm Agregası Olarak Kullanılabilirliğinin İncelenmesi, Çevreci Beton (Geri Dönüşüm Agregası İçeren) için Beton Modeli ve Kırıcı Tipinin Ve Silis Dumanının Geri Kazanılmış Agregalı Betona Etkisi başlıklı bildiriler yer aldı. 10. Oturum, Prof. Dr. Niyazi Uğur KOÇKAL ve Doç. Dr. Hasan YILDIRIM tarafından yönetildi. Bu oturumda; CEM I and III Based Paste, Mortar and Concrete Products, Manufactured With Fluidised-bed Incinerated Sewage Sludge Ashes, Silis Dumanı İçeren Betonlarda Bileşimin Basınç Dayanımı ve Geçirimlilik Üzerine Etkisi, Calorimetric Investigation of Supplementary Cementitious Material Incorporated Calcium Aluminate Mortars, The Possibility of Developing New Organic-Mineral Additives With the use of Industrial Waste and Their Application in the Production of Hydraulic Concrete ve Azerbaycan`da Üretilen Çimentolarda Kalker ve Volkan Külünün Kullanımı ve Performanslarının Karşılaştırılması başlıklı bildiriler yer aldı. 11. Oturum, Prof. Dr. Halit YAZICI ve Dr. Öğr. Üyesi Ünal Anıl DOĞAN tarafından yönetildi. Bu oturumda; Usage of Dolomite Stone as Concrete Aggregate and its Advantages, Assessment of Engineering Properties and Cost Performance of Normal and High Strength Concrete Containing Waste Material, Kendiliğinden Yerleşen Beton İle Üretilmiş Betonarme Kirişlerin Eğilme Davranışının İncelenmesi, Arıtma Çamuru Külünün Puzolanik Özelliğinin ve Optimum Yanma Sıcaklığının İncelenmesi, Sürdürülebilir Beton Sektörü için Alternatif Yaklaşımlar başlıklı bildiriler yer aldı. Kongrenin üçüncü günü 12. Oturum ile başladı. Prof. Dr. Fevziye AKÖZ ve Prof. Dr. Kambiz RAMYAR tarafından yönetilen bu oturumda; Faz Değiştiren Malzemeler Kullanılarak Beton Kaplamalarda Buz Çözücü Tuz Kullanımının Azaltılması, Priz Geciktirici ve Akışkanlaştırıcı Katkıların Taze ve Sertleşmiş Silindirle Sıkıştırılmış Beton Özelliklerine Etkisi, CE Standartlarına Uygun Yerli Beton Bariyer Tasarımı, Beton Özelliklerinin Belirlenmesi ve Çarpışma Testi Yapılması ve Betonda Soğuk Derz icin Rehabilitasyon Yöntemi Geliştirilmesi: Soğuk Derz Çivisi başlıklı bildiriler yer aldı. 13. Oturum, Prof. Dr. Fahriye KILINÇKALE ve Fusun SÜMER tarafından yönetildi. Bu oturumda; Lifli Beton ve EPS Malzemesi ile Elde Edilen Kompozit Plağın Taşıma Kapasitesinin Araştırılması, Fiber Optik Lif Kullanımının Harcın Işık Geçirgenlik ve Mekanik Özelliklerine Etkisi, Ağır Parçacık Katkılı Harçların Radyasyon Koruyucu Özelliklerinin Araştırılması, İki Eksenli Eğilme Gerilmesi Altında Bulanan Çimento Esaslı Malzemelerin Çekme Dayanımının Üçgen Plaka Yöntemi ile (ÜPY) İncelenmesi başlıklı bildiriler yer aldı. 14. Oturum, Dr. Öğr. Üyesi Özgür EKİNCİOĞLU ve Prof. Dr. Adem DOĞANGÜN tarafından yönetildi. Bu oturumda; Mineral ve Kimyasal Katkının Çimento Hamuru Reolojisi ve Dayanım Gelişimine Etkisi, Otojen Kendini İyileştiren ECC Malzemelerde Tekrarlanabilirlik ve Tutarlılık, Sodyum Silikat/ Poliüretan Mikrokapsül İçeren Çimento Esaslı Kompozitlerin Kendi Kendine İyileşme Etkinliği ve Gerçek Zamanlı Yapısal Malzeme Sağlık İzleme veya Takibi Uygulamaları İçin Çok Fonksiyonlu Çimento Bağlayıcılı Kompozitler başlıklı bildiriler yer aldı. 15. Oturum, Prof. Dr. Şakir ERDOĞDU ve Doç. Dr. Özgür ÇAKIR tarafından yönetildi. Bu oturumda; Silis Dumanı İçeren Betonlarda Yüksek Sıcaklık Etkisi, Preliminary Study on the Mechanical Behavior of Concrete Containing Waste Polypropylene Fiber, Çimento Tipi ve Mineral Katkı Kullanımının Gerçek Deniz Ortamındaki Betonlarda Klorür İşleme Derinliğine Etkisinin İncelenmesi, Kireçtaşı ve Kumtaşı Kökenli Agregada İnce Malzeme Miktarının Artışının Beton Performansına Etkisi başlıklı bildiriler yer aldı. 16. Oturum, Prof. Dr. Mustafa ŞAHMARAN ve Doç Dr. Murat Serdar KIRÇIL tarafından yönetildi. Bu oturumda; Hızlandırılmış Harç Çubuğu Metoduna Göre Tane Dağılımı Optimize Edilmiş Uçucu Külün Alkali Silika Reaksiyonuna Etkisi, Yapı Yıkıntı Atıklarının Geri Kazanımı - Terrazo Karo Üretimi, Doğal ve Atık Malzemelerle Kalsiyum Sülfoalüminat Çimentosu Üretimi, Mineral Katkılı Betonların Klor İyon Geçirgenliği ve Karbonatlaşma Direncinin Çevresel Etki Sınıflarına Göre Değerlendirilmesi ve Uçucu Küllü Magnezyum Fosfat Çimentosu Üretilmesi başlıklı bildiriler yer aldı. 17. Oturum, Doç. Dr. Nihat KABAY ve Araş. Gör. Cavit Çağatay KIZILTEPE tarafından yönetildi. Bu oturumda; Farklı Klinkerlerden Üretilen Çimentoların Öğütülebilirlik, Mekanik ve Mikroyapı Özellikleri, Yerindeki Beton Dayanımının Zamana Bağlı Değişiminin İncelenmesi ve Metil Etil Keton Peroksidin (MEKP) Polimer Betonun (PC) Mekanik Özellikleri Üzerindeki Etkisi başlıklı bildiriler yer aldı.
18. Oturum, Prof. Dr. Şemsi YAZICI ve Doç. Dr. Özkan ŞENGÜL tarafından yönetildi. Bu oturumda; Birbirine Çok Yakın Su/Çimento Oranlarının Beton Özelliklerine Etkisi ve Hazır Betona Sahada Eklenen Fazladan Suyun Etkisinin Laboratuvar Ortamına Uyarlanarak İncelenmesi, An Investigation for the Optimum Core Sampling Strategy in RC Buildings, Compressive Strength Estimation of Low and Normal Strength Concrete using NDT ve Effect of Superplasticizer Dosage on the İmprovement of Cement Mortar Properties başlıklı bildiriler yer aldı.