İMO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe`nin Uluslararası Kıyı Mühendisliği Konferansı`nda Yaptığı Konuşma

İMO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe`nin Uluslararası Kıyı Mühendisliği Konferansı`nda Yaptığı Konuşma

Cemal Gökçe`nin konferansın açılışında yaptığı konuşma şöyle;                                                                                                  

"Uluslararası Kıyı Mühendisliği Konferansının 35.sinin ülkemiz de düzenlenmiş olmasından büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bu konferans nedeniyle ülkemiz de bulunan siz değerli katılımcılara çok teşekkür ediyoruz.

15 Temmuz tarihinde ülkemizin yaşamış olduğu darbe girişimi nedeniyle 18-22 Temmuz tarihleri arasında İstanbul`da yapacağımız konferansı yapamadığımız için üzgünüm.

Antalya`da ülkemizin en güzel kentlerinden biridir.Konferans proğramı dışında kalan zamanlar da Antalya`yı daha yakından tanıyacağınızı ve hoş bir vakit geçireceğinizi umuyoruz.Antalya`ya hoş geldiniz.

İnşaat Mühendisleri Odası Sadece Kıyı Mühendisliği alanında değil inşaat mühendisliğinin ilgi alanı içerisine giren her konuda ulusal ve uluslararası katılımlı sempozyumlar, kongreler, konferanslar, paneller ve çalıştaylar düzenlemektedir.

İnşaat mühendisliği mesleği evrensel bir meslektir dünyanın her köşesinde bulunan insanı ve insan topluluklarını yakından ilgilendirir.

Kıyı Mühendisliği kıyı yapılarından Limanlara,deniz ulaşımından, denizcilik eğitimine kadar denizcilik sektörünün ihtiyaç duyduğu tüm yapılar KIYI MÜHENDİSLİĞİ kapsamı içerisinde ele alınmaktadır.

Kıyı Mühendisliği inşaat mühendisliğinin bir uzmanlık alanıdır.Ayrıca kıyı yapılarının planlanması,tasarımı,inşaatlarının yapılması ve işletmesi Kıyı Mühendisliği alanı içerisinde incelenmektedir.

Ayrıca kıyıların ekolojik ve doğal dengelerinin korunması kıyı mühendisliği açısından büyük bir öneme sahiptir.Bu kapsamda iklim değişikliklerinin kıyılara olan etkilerinin araştırılması ve bütünleşik bir kıyı alanları yönetiminin oluşturulmasına yönelik yapılan çalışmaları önemsiyoruz.İnşat mühendisleri odası olarak yapılan bu çalışmalara katkı yapmanın gerekliliğine de inanıyoruz.
Bu kapsamda deniz ve kıyılara yönelik yapılacak çalışmalar,deniz ulaşımı ve deniz ticaretinin gelişmesinin bir parçası olarak güncelliğini büyük ölçüde korumaktadır.

Sayın konuklar,sayın katılımcılar,

İnsanların yerleşik hayata geçmesinde kıyıların ve su ile ilişkisi olan her kara parçasının büyük bir önemi olmuştur. Yaşam alanları olarak kıyı ve insan ilişkisi her zaman bir mücadele alanı olarak gündeme gelmiş, kara,kıyı,su ve insan ilişkisi tarihin her döneminde ve her koşulda korunmaya çalışılmıştır.Açıklıkla ifade etmem gerekir ki son yıllar da kıyıların ekonomik varlığını sadece ticari bir varlık olarak olarak gören çevrelerle, kıyıların korunması ve sürdürülebilir bir anlayışla yönetilmesini isteyen çevreler arasında sürekli bir çatışma yaşanmaktadır.

Bugün ülkemizin ve birçok ülkenin kıyıları çok uluslu şirketlerin talepleri nedeniyle açık bir pazar olarak görülmektedir.Bugün dünya da ve ülkemiz de kıyılara ve kıyılarımıza sadece karadan bakan bir anlayış oldukça etkili bir duruma gelmiştir. Oysa kıyıları denizden kullanan birçok paydaşın olduğu ne yazık ki dikkatlerden kaçırılmaya çalışılıyor.

Kıyı yönetiminin artık bilimsel verilerle değerlendirilerek bütünleşik ülke ve kent planlarıyla birlikte ele alınması zorunlu olmaktadır.Ne yazık ki bugüne kadar çıkarılan yasa ve yönetmelikler kıyıları koruma ve kullanma ilişkisini dengeli bir biçimde oluşturmaktan uzak kalmıştır. Bazen  var olan yasalar bile yok sayılarak kıyılar aşırı derecede yoğun bir yapılaşmanın baskısı altına sokulmaktadır.Birçok alanda olduğu gibi kıyı yönetimi alanında da çıkarılan yasalar,var olan yapıları yasalaştırmak doğrultusunda kullanılmaktadır.

Orman ve kıyı gibi doğal kaynakların yanlış ve ticari bir meta olarak kullanılması; su,hava ve toprağın kirlenmesi gibi bir sonuç doğurmuştur. Bu durum bir yandan doğal kaynakları tüketiyor,diğer yandan da doğal afetlerin önemli bir habercisi olarak yeni risk alanları yaratıyor.

Sayın katılımcılar,

Bugün kıyı kentlerimizde yaşayan nüfus yoğunluğu toplam nüfusumuzun yarısını oluşturmaktadır. Kıyılar insanlar içindir, insanların nefes alma yerleridir. Bu nedenle Kıyı ile Kent arasındaki ilişki açık tutulmalı, insanla kıyı arasına hiçbir engeller konmamalıdır.İnsanı araç yapan bir yapılaşma düzeni yerine, insanı tüm yaşam alanları ile buluşturan ve insanı yaşam alanlarının odak noktasına oturtan bir düzenlemenin yapılması kent ve kıyı yaşantısının ortak amacı olarak dikkate alınmalıdır.

Birleşmiş milletlerin öngörüsüne göre bugün kıyılarda yaşayan nüfus, toplam dünya nüfusunun 1/3 ünü oluşturmaktadır. Önümüzdeki 30 yıl içerisinde kıyılarda yaşayan nüfus,toplam kıyı nüfusunun ¾ üne ulaşacaktır. Yaklaşık olarak 6.3 milyar insanın kıyılarda yaşayacağı tahmin edilmektedir.

Bu durum kıyıların önemle korunmasını gerekli kılıyor. Kent ile su arasında oluşan doğal ilişkilerin bir denge içerisinde götürülmesini zorunlu kılıyor.Oysa bugün İstanbul başta olmak üzere, kent ile su arasında oluşan doğal ve kentsel kaynak ilişkisi, önemli bir kaynak özelliği taşıyan kıyılarımızın kendisi kaynak olma özelliğini giderek yitirmektedir.

Kentler sadece mekan düzeyinde ve fiziksel büyüklük olarak ele alınamaz. Kent, kıyı ve insan ilişkisi, yaşam alanlarının bir bütünlüğü çerçevesinde ele alınmalıdır. Kentlerin açık ve kapalı alanları aynı zamanda birer yaşam çevresi olarak dikkate alınmalı kent planları bir bütünlük içinde düzenlenmelidir .

Sonuç olarak:
"35.Uluslararası Kıyı Mühendisliği Konferansı" dünya ve ülkemiz açısından yeni bir farkındalık bilinci oluşturmaktır.Bu konferans aynı zamanda kıyı ve deniz yapılarının güncel ve bilimsel bir ölçekte yapılması için yeni çözüm yöntemlerinin ortaya çıkmasına da katkı sağlayacaktır.

-Gerek kıyı yapılarımızın doğru ve tüm bilimsel veriler kullanılarak planlanması gerekse kıyıların doğal ve ekolojik değerlerinin korunarak yeni sorun alanlarının yaratılmaması geleceğimiz açısından büyük bir önem taşımaktadır.

Dünyanın her hangi bir yerindeki doğal ve ekolojik değerlerin bozulması lokal düzeyde kalmıyor tüm insanlığı etkiliyor.Sürdürülebilir bir planlama sürdürülebilir sosyal bir çevrenin oluşturulması bu konferansın ana halkası olarak da düşünülmelidir.Konuya sadece teknik olarak değil,sosyal ve insan yaşamı boyutlarıyla da bakmak gerekiyor.

Özellikle ülkemizin de bir parçası olduğu Orta Doğu sıcak bir savaş ve terör ortamı içinde bulunuyor.Bu sıcak ortama rağmen  bilimi ve bilgiyi bizlerle  paylaşmaktan geri durmayan konferans katılımcılarını kutluyorum.

Bu konferans nedeniyle konferansa bildirileriyle katılan,ülkemize kadar gelerek kıyı mühendisliğinin gelişimine katkı sunan değerli bilim insanlarına ve profesyonel yaşamın içerisinde hizmet üreten meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum.

Başta Prof.Dr. Ayşen Ergin olmak üzere, yerel ve uluslararası düzenleme kurullarına çok teşekkür ediyorum.

Yine 35. Uluslararası Kıyı Mühendisliği Konferansına maddi ve manevi destek sağlayan kurum, kuruluş ve kişilere çok teşekkür ediyorum.

Konferansımızın başarılı geçmesini tüm içtenliğimle diliyor ve siz değerli katılımcılara saygılar sunuyorum."

18.07.2016

Cemal GÖKÇE

İnşaat Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu Başkanı