30 Ağustos 1922 Tarihi Emperyalist İşgale Karşı Verilen Büyük Bir Mücadelenin Tarihidir
30 Ağustos 1922 Tarihi Emperyalist İşgale Karşı Verilen Büyük Bir Mücadelenin Tarihidir
1914-1918 yılları arasında iki kampa ayrılan emperyalist ülkeler dünyayı paylaşmak için büyük bir savaşa girdiler. Büyük yer altı ve yerüstü kaynaklarıyla birlikte dünya pazarını ellerine geçirmek için kan döktüler. Milyonlarca insan hayatını kaybetti, yaralandı, kentler yakılıp yakıldı. İnsanlık büyük bir yıkımla yüz yüze geldi.
Bu emperyalist savaşa büyük hayallerle Almanya`nın yanında giren Osmanlı İmparatorluğu, yenilen tarafla birlikte tarih sahnesinden çekilmekle yüz yüze kaldı. Ortaya çıkacak boşluğu İngiltere, Fransa, ABD, İtalya ve Yunanistan gibi ülkeler dolduracaktı.
Bu savaş; bugünkü Irak, Libya, Tunus ve Suriye gibi ülkelerin yani Ortadoğu Petrollerine ve diğer zenginliklerine sahip olmanın savaşıydı.
1919 yılında Mustafa Kemal`in Samsun`a çıkmasıyla başlayan ve 30 Ağustos 1922 tarihinde emperyalist işgalden kurtuluşunu ilan eden Türkiye Cumhuriyeti`nin doğuş tarihidir.
9 Eylül 1922 tarihinde İzmir, 6 Ekim 1923 tarihinde İstanbul emperyalist işgalden kurtulmuş, 24 Temmuz 1923 tarihinde de Lozan Barışı imzalanmıştır.
Açıkçası 30 Ağustos 1922 tarihi özgürlük ve bağımsızlık savaşının önemli bir halkasıdır. Bu mücadeleyi haklı ve meşru yapan da emperyalist işgale ve emperyalist projelere karşı verilen özgürlük ve bağımsızlık savaşı olmasıdır.
Ayrıca, Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı önderlerinin vermiş oldukları bu mücadele Osmanlı İmparatorluğu`nun bir karikatürünü kurma mücadelesi değildir. Aynı zamanda yüzünü ileriye ve çağdaşlığa dönen bir anlayış vardı.
Ülkemizde bugün 30 Ağustosu unutturmak ve bağımsızlığı bağımlı hale getirmeyi düşünen küçümsenmeyecek sayıda insan var. 15 Temmuz darbe girişimi cemaate, gericiliğe ve dış emperyalist güçlere dayalı bir rejimin hakim kılınmasının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Ayrıca TBMM başkanının dinsel bir anayasa talep etmesi, Gülhane Tıp Akademisinin (GATA) adının Abdülhamit Hastanesi yapılması gibi 93 yıldır bitmeyen hesaplaşma "Yeni bir Osmanlı"cılık gösterisi olarak düşünmeye değer konulardır. Bir cemaatin yerine başka cemaatlerin devrede olması veya devlet kadrolarını ellerine geçirmeleri 15 Temmuz darbe girişiminden yeterli ölçüde ders alınmadığını da göstermektedir.
Haklı ve meşru temelleri olan Türkiye Cumhuriyeti bugün Ortadoğu`da sürdürülen yeni bir paylaşım savaşının içinde yok edilmeye çalışılmaktadır. Giderek bölgemizde güçlenen gerici, adaletsiz ve baskıcı bir rejime teslim edilmeye çalışılmaktadır.
Ülkemizin yeni bir kurtuluşa ihtiyacı var. Bu kurtuluş gerici, asalak ve sömürgen olmayan; adaletli, barışçı ve özgürlükçü bir kurtuluş olmalıdır.
Bugünlerde yaşadıklarımız Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı önderlerinin ne kadar zor bir işi başardıklarını bir kez daha gözler önüne sermektedir. 30 Ağustos 1922 tarihi bu nedenle unutulmamalı bağımsız bir Türkiye kuranlar saygıyla anılmalıdır.