Şiddetin Temel Siyaset Aracı Haline Getirilmesini Asla Kabul Etmiyoruz ve Şiddetle Kınıyoruz


Şiddetin Temel Siyaset Aracı Haline Getirilmesini Asla Kabul Etmiyoruz ve Şiddetle Kınıyoruz

Her gün bir önceki günün kan ve göz yaşlarına yenileri ekleniyor. Bugün de Cizre`de patlatılan bomba yeni ölümlere ve göz yaşlarına neden oldu.

Uzunca bir süredir şiddetin temel siyaset aracı haline getirildiğini görüyor ve yaşıyoruz. Son günler de patlatılan bombalar ve sayın Kılıçdaroğlu`na yapılan suikast girişimi sonrası Cizre`de güvenlik güçlerine yapılan saldırı, şiddetin giderek temel siyaset aracı haline getirildiğinin yeni örnekleridir.

Ülkemizin bu duruma gelmesinde uzun bir süredir gerek yerel örgütlerde gerekse merkezi yönetimlerde iktidarda bulunanların sorumluluğu oldukça fazladır. Bu sorumluluğun azaltılması ancak ve ancak geçmişte yapılanların bugün tekrarlanmaması ile mümkün olabilir.

15 Temmuz darbe girişimi nedeni ile çeşitli kurumlardan tasfiye edilen, göz altına alınan hatta ve hatta tutuklanan insanların arasında kuru olanlarla birlikte yaş olanların da yanmamasıdır. Artık çeşitli kurum ve kuruluşlar da görev alanların dini inanca, etnik kimliye ve her hangi bir cemaat ve tarikata mensup insanların değil "liyakata" dayalı görevlendirmelerin yapılmasının sağlanması gerekmektedir.

Kötülüklerin ve anti-demokratik uygulamaların hakim olduğu bir anlayışla yönetilen ülkemizin bir çok ili ve bu illerin bir çok mahallesi bomba imalathanesi haline getirilmiştir. Bu durum neredeyse olağan bir hal almıştır. Bugün her bombalama, her suikast ve ölüm olayı "milli birliğimize kast ediyorlar" diyerek geçiştirilemez.

Küresel büyük merkezlerin ve silah tacirlerinin bizim gibi ülkeler de darbe yaparak (12 Mart, 12Eylül ve 15 Temmuz da olduğu gibi) kendi çıkarlarına hizmet edecek yönetimleri iş başına getiriyorlar. Amaçlarına ulaşmak için de anti-demokratik ve insani olmayan her yolu deniyorlar. Siyasi cinayetler, bombalamalar, inanç ve etnik kimlik üzerinden politika yapıp veya yaptırarak farklılıkları birbirlerine karşı düşmanlaştırıyorlar. İnsanlarımız yapılan ideolojik bombardıman karşısında işini ekmeğini ve yaşam biçimini bir tarafa bırakarak cenaze namazların da bile bir araya gelmekte zorlanıyorlar. Bu durumdan da küresel büyük güçler yararlanıyor. Gerek ülkemizin içinde gerekse ülkemizin dışında küresel emperyalist güçlerin "stratejik işbirliği"adı altında kurguladıkları yolun arkasından gidenlerin payları da oldukça fazladır.

Savaşı ve şiddeti destekleyen güçlerin amaçları daha çok kan ve göz yaşının dökülmesidir. Bu güçler, sorunların demokratik yöntemlerle çözülmesini istemezler. Ülkemizde de toplumsal barışın sağlanarak demokratik bir yönetimin kurulması silah ve enerji tacirlerinin işine asla gelmez.

Bugün şiddetin temel siyaset aracı haline getirilmesinin ezilenlere işçi ve emekçi katmanlara hiçbir yararı yoktur. Sanılanın aksine bölünmeyi, ayrışmayı ve daha çok düşman olmayı körükler.

Ülkemizin bir Ortadoğu ülkesi olmaktan kurtularak sorunsuz bir toplumsal düzene evrilmesi için;eksiksiz işleyecek bir demokrasiye, insan hakları ve hukukun evrensel ilkelerine uyacak bir yönetim anlayışına ihtiyaç var.

Sayın Kılıçdaroğlu`na yapılan saldırının ve nerede ise her gün yaşadığımız bomba olaylarının arkasında ve yanında hangi güç olursa olsun, bundan sonraki çalışmalarımızda da uluslararası tekellerin dayattığı siyasal zeminin güçlenmesinin karşısında olacağız.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu