2 Temmuz 1993`te Pir Sultan Şenlikleri`ne katılmak üzere Sivas`a giden 33 aydınımız ile 2 otel çalışanının, Madımak Oteli`nde diri diri yakılarak katledildiği vahşi katliamın üzerinden 23 yıl geçti.
2 Temmuz günü 35 canımız saatler süren bir provokasyonun sonucu yakılırken güvenlik güçleri ve yetkili makamlar seyirci kalmış, dönemin başbakanı katliamcılara kol kanat gererek, "çok şükür otelin çevresindeki vatandaşlarımıza bir zarar gelmemiştir" açıklamasında bulunmuştu. Aradan geçen yıllar boyunca süren davalarda deliller yok edildi, olayın asıl sorumluları yargı karşısına çıkarılmadı. Katillerin avukatlığını yapan birçok ismin bugün iktidar partisi milletvekilliği koltuklarını doldurduğunu gördük. Faillerinin bir kısmı "zaman aşımı" ile ceza almaktan kurtarılırken, dönemin başbakanı bu kararı, "Milletimize hayırlı olsun" diyerek karşıladı. Davaya ilişkin en son verilen zaman aşımı kararını görüşecek olan Anayasa Mahkemesinin üyelerinden birinin, sanıkların avukatı olduğu ortaya çıktı.
Ne yazık ki ülkemizin tarihinde birçok hesabı sorulmamış katliam bulunmaktadır. Daha da kötüsü, son bir yılda sıkça yaşanan kitle katliamları ve bunlara ilişkin yürütülen soruşturma süreçleri de benzer akıbetlere yol açılacağını göstermektedir.
Türkiye; şairlerin, aydınların, gazetecilerin, ülkenin geleceğine dair umut vadeden güzel insanların katliam odağında bulunduğu bir ülkedir. Bu gerçek; Suruç Katliamı ve 10 Ekim Ankara Katliamı başta olmak üzere son süreçte yaşanan gelişmelerle kendini doğrulamıştır. Gazeteciler, aydınlar tehdit edilmekte, tutuklanmakta; eğitim sistemi her geçen gün daha fazla Sünni-İslam anlayışıyla dizayn edilmekte, demokrat kesimlere yönelik katliamlar gerçekleştirilmekte ve ülkenin doğusunda gelişen silahlı çatışmalar iç savaş ölçeğine ulaşmaktadır. Bu gidiş toplumumuzda büyük bir endişe yaratmaktadır.
Bir toplumun geleceğe temiz bir sayfa açarak ilerlemesi için geçmişte yaşanan katliamlarla yüzleşmesi gerekmektedir. 23 yıl önce gerçekleştirilen Sivas Katliamı bugün hâlâ toplumun vicdanında açık bir yara olarak kanamaya devam etmektedir. Eli kanlı çeteler, katliamcı zihniyet bu hesabı sorulmamış olaydan güç alarak yeni katliamlara imza atmaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası olarak, Sivas Katliamının 23. yıldönümünde insanlığa karşı işlenen suçların zamanaşımına uğrayamayacağı gerçeğinden hareketle, yitirdiğimiz 35 insanımız için adaleti aramaya devam ediyoruz. İktidar hesaplarıyla yürütülen içerde ve dışarda savaşçı, mezhepçi, toplumu kutuplaştırıcı politikaların büyük acılar ve daha şiddetli çatışmalardan başka hiçbir şeye yaramayacağı açıktır. Bu yüzden; inandığımız en yüce değerlerden olan demokrasi, adalet ve özgürlük için çaba göstermeyi sürdüreceğiz.