İMO 45. Dönem Danışma Kurulu 1. Toplantısı Gerçekleşti

İMO 45. Dönem Danışma Kurulu 1. Toplantısı Gerçekleşti
 
İnşaat Mühendisleri Odası 45. Dönem Danışma Kurulu ilk toplantısı, 4 Haziran 2016 tarihinde yapıldı.
 
Teoman Öztürk Konferans Salonu`nda gerçekleşen toplantıya İMO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe, 2. Başkanı Şükrü Erdem, Sekreter Üyesi Hüseyin Kaya, Sayman Üyesi Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Üyeleri Cemal Akça, Cihat Mazmanoğlu ve Necati Atıcı ile birlikte 94 Danışma Kurulu üyesi katıldı.
 
Toplantı, İMO Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Hüseyin Kaya`nın açışıyla başladı. Yapılan Divan seçiminde Divan Başkanlığına Ülkü Özer, Başkan Yardımcılığına Meral Saraç Çavga, Yazman Üyeliklere İsmail Cem Baskın ve Ahmet Evci getirildi. Divanın, toplantı gündemini Kurul Üyeleri`nin oylamasına sunmasıyla toplantı başladı. Toplantının açılış konuşmasını İMO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe yaptı. Gökçe`nin konuşmasının ardından 45. Dönem İMO Yönetim Kurulu Çalışma Raporu üzerine görüşme başladı. 3 oturum süren görüşmelerde; Nevzat Ersan, Ahmet Göksoy, Beyhan Ölçer, Çağdaş Kaya, Bülent Erkul, Hüsnü Gürpınar, Abdullah Bakır, Hakkı Nadir Çelebi, Haluk Selçuk, İhsan Kaş, Kamuran Turgut, Ömer Zafer Alku, Nusret Suna, Gülsun Parlar, Mete Akalın, Meral Saraç Çavga, Gürkan Erdoğan, Sabri İnce, Mustafa Balcı, Murat Gökdemir, Ertan Parlar, Ayhan Emekli, Soykut Özer, Cevat Öncü, Mustafa Yaylalı söz aldı.
 
Son olarak kürsüye gelen İMO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe, yapılan sunumları ve yorumları değerlendirerek Danışma Kurulu toplantısının kapanış konuşmasını yaptı. Toplantı boyunca süren tartışmalar ve görüş alışverişlerinin sonunda 45. Dönem Çalışma Programı belirlendi.
 
İMO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe`nin İMO 45. Dönem 1. Danışma Kurulu Toplantısı`nda yaptığı konuşma metni:
 
Sayın Divan Başkanı ve Divan Kurulu Üyeleri,                  
Danışma Kurulunun Değerli Üyeleri;
 
Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
 
Danışma kurulu üyeleri olarak, yeni çalışma döneminde üstlendiğiniz görev nedeniyle sizleri kutluyorum. 45. Çalışma Dönemi`nde siz değerli meslektaşlarımla birlikte çalışacak olmaktan mutluluk duyduğumu bilmenizi isterim. Ayrıca 44.Dönemde çeşitli kurullarımızda görev alan meslektaşlarımın aramızda bulunmuş olmalarından dolayı da mutluluk duyuyorum. Genel Kurul sonrası ilk Danışma Kurulu toplantımız olması nedeniyle Yönetim Kurulumuz adına da başarı dileklerimizi iletmek istiyorum.
 
Demokratik geleneklerimize yakışır bir iradeyle Şube Genel Kurullarımızı, Oda Genel Kurulumuzu ve geçen hafta da Birlik Genel Kurulumuzu yaparak tamamladık. Seçilen yeni kurullarımıza bu zor dönemde başarılar diliyorum. Birliğimizin, Odamızın ve Şubelerimizin bugünlere gelmesinde önemli katkıları olan ve sonsuzluğa uğurlamış olduğumuz arkadaşlarımızı ve meslek büyüklerimizi saygıyla anıyorum. Sömürü ve rant düzenine karşı, yolsuzluk ve rüşvete karşı, ötekileştirme ve baskı düzenine karşı mücadele eden meslektaşlarımı saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
 
45.Dönem Yönetim Kurulumuz, daha önceki dönemlerde olduğu gibi, iki yıllık çalışma döneminde mesleğimize, meslektaşlarımıza, ülke ve kentlerimize yönelik saldırılara karşı doğruluk, dürüstlük ve güvenirlilik, insan emeğine ve gelişimine olan saygı, hakkaniyet, açıklık, yeterlilik ve sorumluluk anlayışına bağlı olarak çalışmalarını sürdürecektir.
 
Genel Kurulumuz, önümüzdeki sürece ilişkin birçok konuda oldukça önemli öngörülerde bulunmuştur. Bu çalışma dönemi boyunca yapacağımız Danışma Kurulları, Şube Yönetim Kurulları Ortak Toplantıları ve Şube Başkanları Toplantıları ile mesleğimizi, meslektaşlarımızı ve meslek örgütümüzü daha ileriye taşımak için çalışacağız. Artık daha fazla birbirimizi dinlemeye anlamaya ihtiyacımız var. Daha fazla dayanışma içinde olmaya, birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Tüm şubelerimizle birlikte geçmişten bu güne getirilen birikimlerin üzerine yeni birikimler ekleyerek, yolumuza devam edeceğiz.
 
Sevgili meslektaşlarım Danışma Kurulu toplantımızı, ülke gündeminin olanca ağırlığıyla hissedildiği bir dönemde gerçekleştiriyoruz. Bir yandan insanlarımız şiddetin gölgesinde hayatta kalmaya çalışıyor, kentler yıkılıyor; bir yandan yoksulluk, iş cinayetleri gibi büyük sıkıntılarla boğuşmaya devam ediyor; diğer bir yandan ise meslek alanımıza ilişkin hayati önemdeki konu ve sorunlar çözülmeyi bekleyen bir sorun olarak önümüzde duruyor.
 
Ülkemiz oldukça zor günlerden geçiyor. Son bir yıllık döneme göz atacak olursak,7 Haziran Milletvekili Seçimi, Suruç Katliamı, 10 Ekim Ankara Katliamı, 1 Kasım Milletvekili Seçimi, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi`nin öldürülmesi, Rus Uçağının düşürülmesi, Sultanahmet Katliamı, yine Ankara da yapılan katliam ve Beyoğlu İstiklal Caddesinde yapılan Katliam ilk akla gelenlerdir. Bu katliamları bir kez daha kınıyorum.
 
Yine ülkemizin Güneydoğu`sunda haziran ayından bu yana devam eden ve şehirlere yayılan çocuk, kadın, yaşlı, genç, asker, polis ve çok sayıda insanımızın ölmesine ve yaralanmasına neden olan, yurttaşlarımızın sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşamasını ortadan kaldıran çatışmalar bir iç savaş boyutuna ulaşmıştır. Sivil yurttaşların evlerini terk etmeleri yeni bir insanlık dramını da gündeme getirmiş bulunmaktadır.
 
Danışma kurulumuzun sayın üyeleri,
 
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ve ortaya çıkarmış olduğu yıkımlar, dünyamız da yeni paylaşım savaşlarının ve yeni yıkımların da olabileceğini ortaya koymuştur. Yeni savaşların ortaya çıkaracağı can kayıplarıyla birlikte uygarlıkların yarattığı birikimlerin de korunması gündeme gelmiştir. Bu nedenle İnsan Hakları Bildirgesi yayınlanmıştır. Bu bildirgeye göre temel insan hak ve özgürlükleri güvence altına alınmıştır. "Halkların Barış Hakkı Bildirgesi" ile de her devlet barış hakkını korumak ve bu hakkın uygulanmasını sağlamakla yükümlü kılınmıştır. Buna göre "bütün insanlar özgürdür, saygınlık ve haklar bakımından eşittir. Barış içinde yaşamak, hürriyet ve güvenlik her bireyin hakkıdır" denilmiştir. Buna rağmen bölgemiz de ve dünyamız da  bir insanlık dram yaşanmaktadır.
 
Bu durum insanlığın ortak birikimi olan değerleri, tarihsel ve kültürel mirasları da yok etmiştir. Antik uygarlıkların kesişme noktası olan, kültürel ve tarihi zenginliklerin beşiği olan bölgemizin kültürel zenginlikleri de yok edilmektedir. Bölgemizdeki çatışmalar önlenmelidir.
 
Ayrıca ülkemizde bozulan toplumsal barış sağlanarak doğa ve kültür değerlerinin korunması da önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Bizler, öldürmek yerine yaşatmaktan, barıştan ve uygarlıktan yana olan bir mesleğin insanlarıyız.  
 
Diğer yandan kentlerde hiçbir bilimsel kural, toplumsal, demografik kaygı, kamusal yarar gözetilmeden büyük projeler yapılıyor. Yık-yap anlayışıyla, rantı merkezine alan kentsel dönüşüm projeleri hayat geçiriliyor. Kentler kuralsız, acımasız bir şekilde, piyasanın ihtiyaçlarına göre düzenleniyor.
 
Danışma Kurulumuzun sayın üyeleri,
 
Ülkemizde, inşaat mühendisliği eğitimi gibi, insan hayatını, can güvenliğini doğrudan ilgilendiren bir alanda çok ciddi sorunlar yaşıyoruz. 2015 yılında yapılan üniversite sınavlarına baktığımızda 252 bininci sırada bulunan öğrencinin, 198 puanla inşaat mühendisliği bölümüne kayıt yaptırabildiğini görüyoruz. YÖK`ün bu dönem inşaat mühendisliği için başlattığı alt sınır uygulamasına göre, 242 bininci sırada bulunan öğrenci inşaat mühendisliği bölümlerine kayıt yaptırabilecek. 2015 yılında 242 bininci sırada bulunan öğrencinin aldığı puan 224. Ayrıca fiziki şartları uygun olmayan, laboratuvarı bulunmayan ve öğretim kadroları yetersiz olan apartmandan bozma binalarda eğitim yapılıyor. Her yıl 8-9 bin mühendis aramıza katılacak. 2009-
 
2019 yılları arasında aramıza 60 bin meslektaş katılacaktır.
 
İşçi sağlığı iş güvenliği konusu oldukça sorunludur. 2014 yılında 1886, 2015 yılında 1731 işçi yaşamını yitirmiştir. Bunların 1/3 ü inşaat sektöründe ortaya çıkan ölümlerdir. Örneğin bir ziraat mühendisinin, kimya mühendisinin yapı elemanları arasındaki ilişkiyi bilmeyen meslek insanlarının iş güvenliği uzmanı olarak çalışmaları da kabul edilemez.
 
Yapı denetimi konusu da oldukça sorunludur. 3 yıl da 3 basit proje yapmak proje denetim belgesi almak için yeterlidir. Adı Mühendis olan her mühendisin yapı alanında şantiye şefi olarak çalışmaları kabul edilemez bir durumdur.
 
Binaların risk durumunu belirlemek için 5 yıllık mühendis olmak yine yeterli olarak görülmektedir.
 
Bugün ülkemiz de plan kavramı geri itilmiş, patronaj ilişkileriyle yeni imtiyazlar sağlanmıştır. İmar planları kentsel rantın dağıtılması konusunda bir araç olarak kullanılmıştır. Üretime dayalı bir ekonomik model yerine, ihtiyaç temelli olmayan inşaata dayalı bir ekonomik model tercih edilmiştir.
 
Ulaştırma alanında yapılan yatırımlar araçların taşınmasına göre değil insanların erişimlerini sağlamak için düzenlenmelidir. Karayolcu ve yatırımcı anlayışlar, toplu taşıma projelerinin olumlu yanlarını da azaltmaktadır.
 
Kent ve ülke yöneticileri ulaştırma sistemlerini bilimin ve bilginin bir gereği olarak değil kendi prestijleri ve ilişkileri doğrultusunda ulaştırma sistemlerini ve bu sistemlerin yerlerini belirlemektedirler. 3.Köprü, 3.Havaalanı ve Avrasya Tüp Tüneli İstanbul`u büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacak projelerdir.
 
Kentsel dönüşüm konusu sosyal, ekonomik, çevresel ve mekansal gelişmenin bir bütünü olarak ele alınmalıdır. Ayrıca geleceğe yönelik toplumsal bir öngörünün oluşturulması ve yönetilmesi süreci olarak düşünülmelidir. Bütünlüklü bir planlamanın bir sonucu olarak ele alınmalıdır. Oysa kentsel dönüşüm konusu bütünlüklü bir planlamanın yerini almıştır. Yık_yap anlayışıyla yeni sorun alanları yaratılmaktadır. Güçlendirme konusu dikkate alınmıyor, konut alanları küçülüyor, konut sayısı artıyor. Bu durum demografik yapının bozulmasına, fiziksel eşiklerin aşılmasına neden oluyor. Açıkçası nüfus %30-%40 oranında arttığı gibi, ulaşım ve trafik sorunları da giderek büyüyor. İstanbul başta olmak üzere kentlerimizde ki boş alanların ve yeşil alanların AVM ye ve gökdelenlere dönüşmesi ve kentsel dönüşüm uygulamaları, deprem riskini azaltmak yerine yeni afetlerle kentlerimizi baş başa bırakmıştır. Sel ve su baskınları giderek artıyor, ısı adaları oluşuyor, hava kirliliği giderek artıyor, sosyal ve toplumsal sorunların yanında, deprem riski daha da artıyor.
 
Ayrıca ormanlarımız, kıyılarımız ve meralarımız hiçbir kural tanımaksızın yapılaşmaya açılıyor.
 
Kamu İhale Kanunu da yürürlüğe girdiği 01.01.2003 tarihinden bu yana 30`un üzerinde değişikliğe uğramış, yönetmelik değişiklikleriyle kamu ihale sisteminin temel ilkeleri ortadan kaldırılmıştır. Mühendis ve mimarların hakları gasp edilmiştir.
 
Bir başka önemli konu da su ve enerji politikalarıdır. Türkiye, enerji ihtiyacının yüzde 74`ünü dışarıdan karşılamaktadır. Bu bağımlılık gerekçe gösterilerek HES`lere hız verilmiştir. Suyu ticari bir meta olarak gören ve onu piyasanın acımasız kurallarına bırakan bu yaklaşım kabul edilemez. Gerçek bir çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan, plansız ve projesiz olarak ihale edilen hidroelektrik santralleri çevreyi, ekolojik sistemi, doğal ve sosyal yaşamı ciddi anlamda olumsuz olarak etkilemektedir. Odamız geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi, bu dönemde de su ve enerji politikalarına yönelik çalışmalarını sürdürecektir.
 
Değerli meslektaşlarım, yetkin mühendislik deprem kuşağında bulunan ülkemiz için önemli bir konudur. Yetkin mühendisliğin önemi yalnızca bizim tarafımızdan değil çeşitli çevrelerce de kabul görmüştür. Özellikle 1999 depremlerinin ortaya çıkardığı gerçeklerin zorunlu sonucuna rağmen bir türlü yasal bir çerçeveye oturamamıştır. 45. Çalışma Dönemimizde, yetkin mühendislik konusunu canlı tutmaya devam edeceğiz.
 
Referans Belgesi Yönetmeliği Odamızın önem verdiği bir çalışmadır. Meslektaşlarımızın donanımlarını artırmak, hizmetin niteliğini yükseltmek, uzmanlık konularına göre veri tabanı hazırlayarak toplumun ihtiyaç duyduğu güvenilir referans kaynağı oluşturmak için bu yönetmelikle ilgili çalışmalarımız devam edecektir.
 
Bilirkişilik hizmetinin gelmiş olduğu sorunlu noktayı biliyoruz. Bu hizmet, kamu yararı ön planda olan, toplumun hak ve çıkarlarını koruyan, yurttaşların haklarını gözeten, mağduriyetlerini önleyen bir anlayışla yapılması gereken bir iştir. Ancak, bilirkişiliğin güvenilirliği konusunda, kamuoyunda olumsuz bir görüş hakimdir. Yargının re`sen atama yetkisi Odamızın sürece müdahil olmasının önünde bir engel olarak durmaktadır. Bilirkişilik sisteminde yaşanan olumsuzlukların giderilmesi bir yana, TMMOB ve Odamızın görüş ve önerileri dikkate alınmayarak yeni bir Bilirkişilik Kanun Tasarısı hazırlanmıştır. İnşaat Mühendisleri Odası 45. Çalışma Döneminde, Oda ve Şubelerimizde yürütülmekte olan teknik bilirkişilik yapılanması ve eğitimleri ile ilgili çalışmalara devam edecektir.
 
Odamızın son yıllarda özen gösterdiği bir konu olan meslek içi eğitimlerimizdir. Bu dönemde de bu konu önemle ele alınacaktır. e-eğitim, uzaktan eğitim şeklinde verilmesi için gereken çalışmalar yapılacaktır.
 
Değerli arkadaşlar, Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği`nde yapılan değişikliklerle Odamızın kamu adına yaptığı denetim kanallarını ortadan kaldırılmıştır. 2006 yılında yürürlüğe giren SİM Yönetmeliği`nin üyelerimizin mesleki gelişimini artırdığını biliyoruz. Yönetim Kurulumuz, 45. Çalışma Döneminde SİM-İTB uygulamaları konusundaki çalışmalarını da sürdürecektir.
 
Genç meslektaşlarımıza ve meslektaş adaylarımıza yönelik çalışmalara devam edeceğiz. Öğrencilerin daha okul sıralarındayken Odamızla tanışmalarını önemsiyoruz. İnşaat mühendisliği öğrencilerinin Oda etkinliklerine katılmaları, Oda`ya aidiyet duymaya başlamaları örgütümüz için çok önemlidir.
 
Aramıza yeni katılan inşaat mühendislerinin Oda çalışmalarına aktif katılım sağlamaları önemlidir. Genç inşaat mühendislerinin mesleğini, meslek alanını ve ülke gerçeklerini anlaması, sorgulaması ve deneyimli üyelerimizden "gönüllü danışmanlık hizmeti" almasına yönelik çalışmalar yapmak üzere "Genç İnşaat Mühendisleri Komisyonları" oluşturulması, Yönetim Kurulumuzun önemle ele aldığı konulardan biri olacaktır.
 
Odamız bilimsel ve mesleki çalışmalar ile kurul ve komisyon çalışmalarına büyük bir önem göstermektedir. Bu çalışma döneminde de kurul ve komisyonlarımız çalışmalarını yürütecektir. Mesleki alanlarımıza ilişkin güncel bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı, sorunların ve çözüm önerilerinin tartışıldığı kongre, konferans, sempozyum ve çalıştaylar bu dönemde de Odamızın yürüteceği faaliyetler olacaktır.
 
Danışma Kurulunun değerli üyeleri; yaşadığımız ekonomik sıkıntılar ve iletişim çağının gereklilikleri Odamızın yayın politikasını yeninden gözden geçirmesini zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede, elektronik ortamda hazırlanan E-bülten her hafta, Teknik Güç ise her ay e-dergi formatında üyelerimize ulaştırılmaktadır. Yeni dönemde, TMH ile ilgili biçim ve içerik bakımından zenginleştirici bir çaba içinde olunacaktır. Teknik Dergi`ye ilişkin olarak da, uzmanlık alanlarına bölünmesi, dergi basım sayısının artırılması ve bu uygulama için kaynak oluşturulması yönünde çalışmalar yapılacaktır.
 
Kurumsal web sitesinde karşılaşılan sorunların giderilmesi, yazılımın geliştirilmesi doğrultusunda çalışmalar gerçekleştirilecektir. Üyelerimize hızlı iletişim ve online hizmet olanağı sağlamaya yönelik İMO Akıllı Telefon Uygulaması ile ilgili çalışmalar yapılacaktır.
 
Değerli arkadaşlar, Odamız yedi yıldan bu yana "Depreme Duyarlılık" etkinlikleri düzenlemektedir. Deprem tehlikesinin unutulmaması ve kamu idaresinin sorumluluğunun hatırlatılması amacıyla düzenlenen etkinlikler 45. Çalışma Döneminde de devam edecek, farklı içerik ve formatta da olsa, Odamız depremi unutturmama doğrultusundaki faaliyetlerini sürdürecektir.
 
Odamız, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği`ne ilişkin üyelerimizin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalar yapacaktır.
 
Danışma Kurulunun değerli üyeleri, meslek alanımızın, meslektaşlarımızın ve örgütümüzün sorun ve ihtiyaçları çerçevesinde hazırladığımız Çalışma Programı Taslak metnini sizlere ulaştırdık. Çalışmalarımızı Şube Yönetim Kurulları, Şube Başkanları, Bölge toplantıları ve çalıştay, sempozyum, kongre ve konferanslarla zenginleştireceğiz. Bu metin,  taslak bir metindir. Danışma Kurulumuzda gerçekleşecek tartışmalar, geliştirilecek öneriler, Odamıza önemli katkılar sağlayacaktır. Şimdiden hepinize, yapacağınız katkılardan dolayı teşekkür eder, Danışma Kurulumuzun başarılı geçmesini diler, saygılar sunarım.