TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
45. Olağan Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 45. Olağan Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi
10 Ekim katliamında yaşamını yitiren meslektaşlarımız Başak Sidar Çevik ve Güney Doğan`ın anısına saygıyla...
Odamız; örgüt içi demokrasisi güçlendirilmiş, demokratik katılımcılık anlayışını benimser. "Birlikte üretme, birlikte karar alma, birlikte yönetme" temel ilkemizden hiçbir zaman ödün vermeden, İnşaat Mühendislerinin mesleki sosyal gelişmelerini sağlamayı ve uzmanlık alanlarını toplum yararına kullanmalarını amaçlar. Mesleğimizin ve örgütümüzün muhatap olduğu politikaların, ülkemizdeki ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlardan bağımsız ele alınamayacağı bilinmektedir, ülke ve halkın sorunları üzerine politikalar geliştirip, çözüm önerileri getiren, insan hakları, kamusal alanın genişletilmesi ve demokrasi mücadelesinde aktif olarak yer alan bir örgütlenme olma sorumluluğunu 45. Dönemde de sürdürmekte kararlıdır.
Ülkemiz ve Ortadoğu coğrafyası, 2008 krizi sonrası dönemde, uluslararası sermayenin oyunlarına sahne olmayı sürdürmektedir. Irak işgali ile başlayan Ortadoğu ve bölgenin yeniden tasarlanması süreci Suriye noktasında çıkmaza girmiş, bölgemizden başlayarak tüm dünya ülkelerini 3. Dünya Savaşının eşiğine getirmiştir. Küresel aktörler Suriye üzerine politikalarında anlaşamamış ve yine halkların payına yokluk, sürgün, acı ve ölümlerden başka bir şey düşmemiştir.
Dün Irak`ta bugün Suriye`de Ortadoğu halklarının kaderi üzerinden çıkar devşirmeye çalışan zihniyet bugün savaşı ülkemize getirmiş, içinden çıkılmaz bataklığın ortasına sürüklemiştir. 7 Haziran sonrası süreçte "istikrar" açıklamalarının peşi sıra gelen Suruç`la başlayan Diyarbakır, Ankara, Sultanahmet ve İstiklal`e kadar yayılan katliamlarla savaş politikalarının en ağır bedeli yine halkımıza ödetilmiştir.
Siyasal iktidar 14 yıllık politikaları süresinde, tüm muhalif sesleri susturma, tüm toplumu zapt-u rapt altına alma çabaları hız kesmeden devam etmiştir. Akademisyenlerden, gazetecilere, sendikalardan meslek örgütlerine tüm kişi ve kurumlar hedef tahtasına oturtulmuş, yok sayılıp yok edilmek istenmiştir. Tam da bu sebepten ötürüdür ki, emekten, halktan ve kamu yararından taviz vermeyen tutumu sebebiyle TMMOB sürekli iktidarın gündeminde olmuş ve her fırsatta yeni bir torba içine konulmaya çalışılmış, itibarsızlaştırıp etkisizleştirilmek istenmiştir.
Emeğe yönelik saldırılar had safhaya ulaşmış, iş cinayetleri fıtratlaştırılmış, ölüm emekçilerin kaderi haline getirilmek istenmiştir. İş cinayetlerinde emekçilerimiz katledilirken, hayatta kalanların tekmelenmesi "ihmal" edilmemiştir. Önümüzdeki süreçte gündemleşecek olan Özel istihdam Bürolarıyla ise taşeron uygulama da yeni bir boyuta geçmenin, işçi güvenliğini hiçleştiren ve geleceksizliği garantileyen yasa ve uygulamalarla da sömürüde yeni bir boyut atlamanın hesapları yapılmaktadır.
Sokağa çıkma yasakları ve fiili OHAL uygulamalarıyla insanlarımız katledilmiş, darbe dönemlerini aratmayan uygulamalar hayata geçirilmiş, iktidar içerde ve dışarıda devam eden savaş politikalarıyla kendi varlığını sürdürmeye çalışmıştır. Bunca katliam, ölüm acı yetmezmiş gibi, insanların acıları dinmeden bölge halkı göçe zorlanmıştır. Kentlerde alınan acil kamulaştırma kararları sonrası TOKİ devreye sokulmak istenmekte, yıkımlar üzerinden rant devşirme zihniyeti tüm çirkinliğiyle sergilenmeye devam ettirilmektedir. Yine bu bölgelerin kaderi de ülkemizdeki pek çok pratikten de bildiğimiz üzere kimliksizleştirilmek istenmektedir.
14 yıllık tahakkümün sonunda taciz ve tecavüz normalleştirilmiş, kadın cinayetleri sıradanlaştırılmış, ülkemiz kadınları korunmak yerine tahrik ve iyi hal indirimleri ile bir kez daha katledilmiştir. Devletin ilgili organlarından sapkınca açıklamalarla, yaşananlar topluma kanıksatılmaya çalışılmıştır. Pek çok olay ya üzeri kapatılmaya çalışılmış ya da bilinçli bir siyasetin ürünü olarak yok sayılmıştır.
Emeğe düşman, insana düşman, doğaya düşman, yaşama düşman politikalar, görülmemiş bir pervasızlıkla sürdürülmektedir. İhtiyaca cevap vermekten uzak, sürdürülebilir olmayan HES projeleri, Nükleer ve Termik Santraller, Kanal İstanbul, 3. Havalimanı, 3.Köprü, Yeşilyol, gibi doğa talanı ile rant sağlayacak uygulamalar ortak değerlerimizi tüketerek yok etmeye devam etmektedir. Munzur özelinde olduğu gibi, toplumun belli kesimi için önemli olan tüm yapılar bir bir yok edilmektedir. Cerattepe`de ağacına, havasına, yaşamına sahip çıkan halkın direnişi, iktidarın baskı aygıtlarıyla bastırılmak istenmiş, polis copunun, gazın, TOMA`nın hedefi olmakla birlikte, yargı süreçlerini hiçe sayan bir dikta anlayışının uygulamalarıyla pasifize edilmeye çalışılmıştır. Direnişin giderek büyümesi ve yeni bir muhalefet cephesinin gelişme ihtimali AKP`yi geri adım atmaya zorlamıştır.
Tüm bu uygulamalar neticesinde mesleğimiz ve meslektaşlarımız da neo-liberal politikalar ve uygulayıcıların en büyük mağdurlarından olmuşlardır. Ülke ekonomisi inşaat sektörü üzerinden sürdürülmeye çalışılmaktadır. İnşaat özelinden başlayarak, ekonomik sistemin devamı için bilimsel bilgi ve bilgiyi üreten odalar ve meslek insanları yok sayılmıştır. Meslek eğitimindeki konularda keyfi kararlarla meslek eğitimi niteliksizleştirilmiş, hemen hemen her üniversitede bir inşaat mühendisliği bölümü açılmıştır. Mantar biter gibi açılan üniversiteler teknik ve donanım açıdan yetersiz eğitimlerle mesleğin niteliğini düşürürken, ucuz işgücü ve taşeron uygulamaları mesleğin hak ve sorumluluklarına ilişkin tam bir kaos hali yaratmaktadır.
45. Olağan Genel Kurulumuz, meslek örgütümüzün; •Ülkemizde demokrasi ve özgürlük mücadeleleri, •Eğitim Politikaları, •Yapı Denetim Yasası ve Yönetmelikleri, •İmar Yasası ve Yönetmelikleri, •Kentsel Dönüşüm Yasası, •Enerji Politikaları, •Meslektaşlarımızın Özlük Haklarına Yönelik Yasal
Düzenlemeler, •İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Politikaları, •Kamu İhale Yasası, •Bilirkişilik Kanunu, •Mesleki Denetim Yasası, •Mesleki Yeterlilik Yasası gibi gündeminde olan konularda bilgilendirme ve mücadelesini sürdürme konusundaki çabalarının devam etmesi gerektiğini,
Gücünü aldığı örgütlülüğünü güçlendirmek adına Genç-İMO ve Genç Mühendisler çalışmalarını yoğunlaştırarak sürdürmesini,
Taşeronlaştırma, özelleştirme vb. alanlarda kamu yararını hiçe sayan uygulamalara karşı savunduğu emek eksenli hattı korumasını ve geliştirmesini,
Mühendislerin de aralarında bulunduğu kamu çalışanları özelinde yaşanan sendikasızlaştırma, görev alanı dışında çalıştırılma, keyfi sürgünler vb. alanlarda mücadeleyi sürdürmesini ve sendikal alanda faaliyet yürütülmesini desteklemesini,
Ülkenin bağımsızlığına, ülke kaynakları ve toplum çıkarlarının gözetilmesini, demokrasi talebini, insan hak ve özgürlüklerinin savunulmasını, bilimin yol göstericiliğine önem ve özen gösterilmesini,
Odayı vesayet altında bırakabilecek yaklaşımlardan ve ilişkilerden uzak durulmasını,
Başta TMMOB ve bağlı Odaları olmak üzere, diğer meslek kuruluşları, sendikalar ve demokratik kitle örgütleriyle iş birliği ve güç birliğini artırmasını,
Üyeleşme oranının artırılması doğrultusunda çalışmalar yapmasını,
Üye-Oda ilişkilerinde, üyenin işlerini kolaylaştırmasını, bütün üyelere eşit mesafede durmasını,
Kolektif, üretken, ve uyumlu bir tarza sahip olmasını,
Merkezi-demokratik yapımızın korumasını ve geliştirmesini,
Üye ve toplumun odamız faaliyetlerini yakından takip edebilmesi için yayın organlarının ve sosyal medyanın aktif bir şekilde kullanılması için çalışmalar yapılmasını,
Acil ve temel sorunlar kapsamında değerlendirmektedir.
Meslek örgütlülüğümüz; temel şiarı olan "Bilimi ve tekniği rantın değil, emeğin hizmetine sunma" ilkesinden taviz vermeden, ilerici, yurtsever, devrimci bir yön göstericilikle mücadele ve örgütlüğünü gündeminde tutmaya devam edecektir.