Çok iyi biliyoruz ki kurtuluşumuz kendi ellerimizdedir. Kadınlar artık susmayacaklar!

Çok iyi biliyoruz ki kurtuluşumuz kendi ellerimizdedir. Kadınlar artık susmayacaklar!

Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bir simgesi haline gelen 8 Mart Dünya Kadınlar gününün gerek dünyada gerekse de ülkemiz genelinde her geçen yıl daha da önem arz ettiği zamanlardan geçiyoruz.  Toplumsal cinsiyet bakımından tüm dünya genelinde -çeşitli derece farkları olsa da- ikincil bir konumda yer alan ve buna mahkum edilmek istenen kadınların sürdürdüğü mücadelenin haklılığı oranında görünürlüğü de her geçen gün artıyor.  Çatışmasızlık ve barış ortamında dahi emeği, bedeni ve yaşamı üzerinde söz sahibi olmak için mücadele etmek zorunda olan kadınları, şiddet sarmalının ortadoğu sınırlarını aşıp dünyaya yayıldığı bu tarihsel dönemeçte çok daha çetin bir mücadele bekliyor. Kadınlar için yaşam; bazen savaşın yıkımından kaçıp göç yollarında sağ kalmak için, bazen daha insani ve eşit koşullarda yaşamak için, bazense savaşa karşı barışın sesini yükseltmek için mücadele etmek anlamına geliyor.

Ülkemizdeki kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi ise  neredeyse "var olma" ve "yok olma" mücadelesine dönüşmüş durumda. Zira vicdan ve akıl sahibi her insanı derinden etkileyen kadına yönelik şiddetin boyutları artan "kadın cinayetleri" olarak karşımıza çıkıyor. Sayısız kadının adını ve hikayesini taşıdığımız 8 Mart alanlarına her sene yeni adlar ve hikayeler ekleyerek çıkıyoruz. Geçtiğimiz yılın 8 Mart`ı ile simgeselleşen Özgecan cinayeti dün gibi hatrımızdayken, 2016 yılının 8 Mart`ına yeni bir cinayetle, intihara sürüklenerek hayatını kaybeden Cansel Buse`nin acısı ile giriyoruz.

Kadına yönelik şiddetin boyutları her geçen gün daha da derinleşirken, sorumluların tercihleri ise endişemizi daha da arttırıryor. Kadın cinayetlerine uygulanan tahrik veya iyi hal indirimlerini sonlandırmak yerine kurbanların yaşam tarzlarına dil uzatmayı özendiren söylemler dökülüyor en yetkili ağızlardan. Bir diğer yandan 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kadınların eşit ve özgür koşullarda yaşama hakkını vurgulamak için bir fırsat olarak değerlendirmek yerine, alanları ve sokakları kadınlara kapatmak tercih ediliyor. Kadınlar bu ataerkil akla en güzel yanıtı verdiler ve vermeye de devam edecekler. Bizler de inşaat mühendisi kadınlar olarak yaşamın her alanında farklı biçimlerde karşımıza çıkan bu ataerkil akla karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

Mesleğinin seçiminden, eğitim sürecine ve icrasına kadar cinsiyet ayrımcılığının birçok biçimiyle karşılaşan inşaat mühendisi kadınlar olarak bu 8 Mart`ta da eşitlik ve özgürlük talebimizin arkasında durarak kadın dayanışmasını güçlendireceğiz. Çok iyi biliyoruz ki kurtuluşumuz kendi ellerimizdedir. Kadınlar artık susmayacaklar!

Tüm kadınları ve kadın meslektaşlarımızı dayanışma ruhuyla selamlıyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüzü Kutluyoruz. 8 Mart`ların göstermelik karanfil/gül dağıtımı gibi etkinliklerle sınırlandırılmasındansa, tıpkı 1 Mayıslar gibi, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelelerinin günü olarak tanınmasını diliyoruz.

İMO KADIN İNŞAAT MÜHENDİSLERİ KOMİSYONU