Nevzat Ersan ÇED düzenlemesiyle ilgili soruları yanıtladı

 
Oda Yönetim Kurulu Başkanımız Nevzat Ersan ÇED düzenlemesiyle ilgili soruları yanıtladı

Oda Yönetim Kurulu Başkanımız Nevzat Ersan, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği`nde 25 Kasım 2014 tarihinde yapılan değişiklik nedeniyle Sözcü gazetesinin sorularını yanıtladı. 

Gazetenin soruları ile Nevzat Ersan`ın yanıtları şöyle: 

 
·         Yönetmelikteki bu değişiklik neleri kapsıyor? Sonuçlarını kısaca değerlendirir misiniz?   
·         Sizce yönetmelikle ilgili bu değişikliğin amacı nedir?(Aslında nedeni çok açık olsa da sizin de değerlendirmenizi istedim) 
·         Şimdiye kadar ÇED olumlu raporu verilmeyen projeler bu yönetmelikle birlikte tekrar değerlendirilecek mi?
·         Bu yönetmelik kapsamındaki projelere yine de itiraz hakkı olacak mı?
·         Bu değişiklikle bu tip projelerin yapılacağı bölgede yaşayan halkın artık görüşü alınmamış olacak. Bu anlamda zaten sıkıntı yaşarken şimdi sizce durum ne olacak? Sosyal etkilerini değerlendirebilir misiniz?
·         Yönetmelikteki bu değişiklikle ilgili hukuki bir itirazlar yapılmaya başlandı mı? 

 

Yönetmelik değişikliğinin neleri kapsadığı kamuoyunda ayrıntıları ile yer aldı. Bizim açımızdan asıl soru, AKP iktidarının bu değişikliğe neden gerek duyduğudur. 

ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) kavramının tarihi hayli eskilere dayanıyor. İlk kez Ağustos 1983`te 2872 sayılı Çevre Kanunu`nun 10. maddesiyle mevzuata girdi. O günden bugüne ÇED mevzuatı pek çok kez değiştirildi. Hatırladığım kadarıyla 20`ye yakın değişiklik yapıldı. Daha eskilere gitmeye gerek yok. Ancak bugün değiştirilen ÇED Yönetmeliği`nin bundan bir sene önce Ekim 2013`te çıkarıldığını hatırlayacak olursak, ÇED konusunun AKP iktidarının yakın ilgisinde bulunduğu ve bunun da son derece manidar olduğu belirtilmelidir. 

Peki, AKP iktidarı neden ilgileniyor ÇED konusuyla? Sanıyorum ki sorunuz yanıtı da burada gizli. Çünkü büyük ölçekli projelerin çevreye olan etkisini değerlendiren bu raporlar, çevrenin akıbetini belirlemektedir. Projenin çevreye olumsuz etkisi varsa proje gerçekleşme şansı bulamıyor, aksi durumda proje hayata geçiyor. AKP iktidarı büyük ölçekli projelerin çevrede yarattığı tahribatı değil de, projenin yaratacağı rantı önemsediğinden, projelerin önünde yasal engel çıkmaması amacıyla ÇED Yönetmeliği`nde değişikliğe gidiyor. Bir başka ifade ile büyük projeleri alan firmaların elini rahatlatmak istiyor. Amasra`da termik santral yapılmasını, boğaza üçüncü köprü inşa edilmesini, Yırca`ya santral kurulması önünde engel istemiyor. Bu uğurda zeytin ağaçlarını, Amasra`nın doğal ve kültürel hayatını, İstanbul ormanlarını hiçe sayıyor. 

Yönetmelikte son yapılan değişikliğin adeta adrese teslim olduğu anlaşılıyor. Düşünebiliyor musunuz golf tesisleri, AVM`ler ÇED dışı tutuluyor, toplu konut yani TOKİ projeleriyle ilgili ise gözle görülür bir esneme sağlanıyor. Şimdiye dek defalarca dile getirmiş ve "AVM Hükümeti" kavramını kullanmıştık. Bu hükümet AVM, TOKİ hükümetidir. Son değişiklik bunu bir kez daha tescil etmiştir.

Yönetmelik uygulamaya alındığında ne olacak? Olacağı şu: kaçınılmaz bir çevre felaketi ile karşı karşıya kalacağımız çok açık. Orman, su havzası, yer altı suları, yeşil alan, kültürel ve tarihi doku, doğal hayat demeden isteyen istediği yere İsteyen istediği büyük ölçekli projenin temelini atıp uygulamaya başlayabilecek. Yönetmelik ve yönetmelikle düzenlenen muafiyetler nedeniyle ne bölge halkı ne çevreciler ne üniversiteler ne de meslek odaları hesap soramayacak, yargı yoluna başvuramayacak. Yönetmelikle Türkiye`nin talan düzeni resmiyet kazanmış olacak.  

Hukuki durumla ilgili sorularınıza da şöyle yanıt verebilirim. Örneğin Yönetmeliğin geçici 1. Maddesi ile 25 Kasım 2014 tarihinden önce  "ÇED Başvuru Dosyası veya Proje Tanıtım Dosyası Valiliğe ya da Bakanlığa sunulmuş projeler hakkında yeni Yönetmeliğin lehte olan hükümlerinin uygulanabileceği" düzenlenmiştir. Yani muafiyet önceki projeler için de geçerli olacak. 

Yönetmeliğin Resmi gazetede yayımından itibaren 60 gün içerisinde tamamının ya da tek tek maddelerinin iptali için ilgilileri tarafından Danıştay`a dava açılabilir. 

TMMOB ve bağlı Odaları, kendi meslek alanlarıyla ilgili olarak toplumsal ve kamusal yarar ilkesini gözeterek dava açabilir, şimdiye kadar pek çok dava da açılmıştır. Nitekim Çevre Mühendisleri Odası`nın dava açma hazırlığı içerisinde olduğu bilinmektedir. 

Haberin linki için tıklayınız.