Ormanlarımız tehlike altında

Orman Kanunu Uygulama Yönetmelikleri yayımlandı

Ormanlarımız tehlike altında

AKP Hükümeti ormanları haritadan silmeye hazırlanıyor. Resmi Gazete`nin 18 Nisan 2014 tarihli sayısında yayımlanan Orman Kanunu`nun 16. maddesinin Uygulama Yönetmeliği ile 17. ve 18. maddesinin Uygulama Yönetmeliği hükümlerinden siyasi iktidarın rant uğruna ülkenin yeşil alanlarını yok etmeyi göze aldığı anlaşılıyor. 

Yönetmelik hükümlerine göre; ormanlık alanlarda enerji üretim santralleri, petrol ve doğalgaz boru hattı, petrol ve doğalgaz arama tesislerinin kurulmasına izin veriliyor, ayrıca haberleşme tesisleri, işletilme ve yeraltı doğalgaz depolanmasına ilişkin tesisler ile eğitim ve spor tesisleri, yol, liman geri hizmet alanı, havaalanı, demiryolu, teleferik hattı, tünel gibi ulaşım tesislerinin inşa edilebilmesinin önü açılıyor. 

Özel yükseköğretim kurumları hariç olmak üzere, yükseköğretim kurumlarının ormanlık alan içerisinde eğitim ve araştırma amaçlı tesis kurmasına, Kredi Yurtlar Kurumu`nun öğrenci yurdu inşa etmesine izin veren Yönetmelikler, ormanlık alan içerisinde balık üretme çiftlikleri kurulmasına, define aranmasına, arkeolojik kazı yapılmasına da olanak tanıyor. Bu hüküm, bir başka yoruma hacet bırakmayacak kadar açık ve nettir. Ormanlık alanlar yer yer köstebek yuvasına dönecek, yer yer betona teslim edilecektir. 

İşin ilginç yanı, ormanlık alan içerisinde inşa edilecek tesislerde patlayıcı madde bulundurulması bile Yönetmeliklerle serbest bırakılıyor.Ormanların topyekûnyok olmasıyla sonuçlanacak herhangi bir olumsuzluğun değerlendirilmeye alınmaması ve sadece ormanlık alanda yerüstünde patlayıcı madde bulundurulmasının yasaklanması, ağaçların yeraltından yani topraktan beslendiği gerçekliği ile örtüşmüyor.Belli ki Hükümet, "ağaçların kökünü kazımak" istemektedir. 

Yönetmelikler, orman arazilerine yapılacak tesislerin özel şirketler marifetiyle denetlenebilmesine olanak tanıyan hükümlerle dikkat çekiyor. Kamunun yani toplumun ortak değeri olan ormanlık alanları önce yapılaşmaya açılacak, sonra bu yapılar ve işletilmesi kamu tarafından değil, "Serbest Yeminli Ormancılık Büroları" tarafından denetlenecek. Kamusal alanı, kamusal hizmetleri hızla özelleştiren siyasi iktidar açıkçası kendi anlayışına uygun bir adım atmış, denetlenme işini özelleştirmiştir. 

Bu hüküm Yönetmelikte şu şekilde yer alıyor: "Ancak su isale hattı, baraj, gölet, doğalgaz boru hattı, petrol boru hattı, elektronik haberleşme sistemlerine ait baz istasyonu, enerji nakil hattı, yol, telefon iletim hattı izinlerinde saha kontrolleri yatırım tamamlanıncaya kadar her yıl, yatırımın tamamlanmasını takiben sonu sıfır ve beş ile biten yıllarda yapılır." Denetimin işlevselliği bir tarafa bu hükmün, denetimsizliği teşvik edecek içeriğe sahip olduğu açıktır.Maddenin içeriği kafa karıştırıcı olsa da, beş senede bir denetleneceği belirtilmektedir ki, asli amacı kar olan işletmelerin denetimsiz geçireceği beş yıl zarfında ormanlık alanlarda ne gibi hasarlara yol açacağı muamma olarak kalacaktır. Denetim, özel şirketler eliyle yürütülse de öz itibariyle kamusal bir iştir ve piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilmeyecek önemdedir. Denetim kesintisiz ve işlevsel olmak durumundadır. Beş senede bir yapılacak denetim, "dostlar alışverişte görsün"den öte geçemeyecektir. 

Açık olan şu ki, ilgili Yönetmelik hükümleri uygulamaya alındığında ormanlar yapılaşmaya açılacak ve hızla doğal vasfını kaybedecektir. 

Siyasi iktidarın ne yapmak istediğini anlamak mümkün değildir.  Net olan, ormanların bu oranda yapılaşmaya açılması ülkemiz için vahamet olacağıdır.

Anlaşılan o ki HES`lerle yok edilen ormanlar, Üçüncü Boğaz Köprüsü ile katledilen yeşil alanlar, Atatürk Orman Çiftliği`nde kesilen ağaçlar siyasi iktidarı ikna etmemiş, topyekûn bir "orman temizliği" için start verilmiştir.  

Hükümet tez elden Yönetmelikleri geri çekmeli, toplumun tüm örgütlü kurumlarını çalışmalara katarak ormanları çoğaltacak, doğanın dengesini koruyacak uygulamalar için çalışma başlatılmalıdır.