Demiryollarındaki altyapı eksikliği kazalara davetiye çıkarmaktadır
Demiryollarındaki altyapı eksikliği kazalara davetiye çıkarmaktadır
Adana-Mersin demiryolunda meydana gelen kazada ne yazık ki 10 vatandaşımız hayatını kaybetti, beş vatandaşımız da yaralandı. Kazada yakınlarını kaybeden ailelere sabır, yaralılara şifa diliyoruz.
Bu vahim olay kamuoyunun dikkatini bir kez daha demiryolu taşımacılığı üzerine çekti. Demiryollarında kazalara davetiye çıkaran altyapı eksikliği bulunmaktadır ve bu iddia kurumda örgütlü sendikalar ve meslek odaları tarafından sık sık gündeme taşınmaktadır. Ulaştırma Bakanlığı anlaşılmaz bir biçimde eksiklikleri gidermek, sorunları çözmek doğrultusunda kayda değer, sonuç değiştirici adım atmamaktadır.
Örneğin Ulaştırma Bakanlığı, 3 Temmuz 2013 tarihinde "Demiryolu Hemzemin Geçitlerinde Alınacak Tedbirler ve Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik" yayımlamış, hemzeminler yerine alt-üst geçitlerin yapılması gerektiği belirtilmiş, bu işlerin tamamlanması için üç yıllık bir süre konulmuştur. Ayrıca hemzeminlerin Yönetmeliğe uygun hale getirilmesi gerektiği, sinyalizasyon ve bariyer eksikliklerinin tamamlanması, önleyici tedbirlerin alınması, uygun olmayan ve iyileştirilemeyecek hemzeminlerin kapatılması Yönetmelikte yer almıştır.
68 kilometrelik Adana-Mersin demiryolu güzergahı üzerinde 31 adet hemzemin bulunduğu bilinmektedir. Hemzeminlerden neredeyse dakikalarla ifade edilebilecek sıklıkla tren geçmekte, sinyalizasyon, alt üst geçit eksikliği, hız denetiminin yapılamaması nedeniyle onlarca kaza yaşanmaktadır.
Üzülerek ifade ediyoruz ki, ölen vatandaşlarımızın sayısı çok olduğu için bu kaza gündeme gelmiştir. Oysa ilgili güzergahta irili-ufaklı pek çok kaza meydana gelmekte, canlar yanmakta, maddi-manevi zarar oluşmakta ancak haber değeri bile taşımamaktadır. Kaldı ki hemzemin kazalarının sadece Adana-Mersin demiryoluyla sınırlı olmadığı, hemzeminlerin bir bütün olarak kazalara davetiye çıkardığı bilinmektedir.
Demiryolları özelleştirme, taşeronlaşma kıskacındadır; demiryolları kamusal bir yatırım ve hizmet gibi değil, kâr aracı olarak algılanmakta, dolayısıyla denetimsizliğine, başıboşluğa mahkum edilmektedir.
Türkiye bir çelişkiler ülkesidir. Bir yandan hızlı tren uygulamaları bağlamında pembe bir tablo çizilmekte, diğer yandan sıradan önlemlerin alınmaması, küçük yatırımların yapılmaması nedeniyle kazalar meydana gelmektedir. Bu çelişkiyi anlamak ve kabul etmek mümkün değildir.
Sorumluları istifaya davet etmek ülkemizde en etkisiz ve hiçbir anlam ifade etmeyen bir taleptir. Hızlandırılmış tren kazasının birinci dereceden sorumlusu Ulaştırma Bakanı ancak belediye başkan adayı olduğu için koltuğundan 2014 yılında ayrılmıştır. Demiryollarında yaşanan ve yaşanacak olan her felakette, Hükümetin ve Ulaştırma Bakanının doğrudan sorumluluğu bulunmaktadır ki Odamız sorumluları tarihe kayıt olarak düşmektedir.