İstanbul Şubemiz Genel Kurul ve Seçim Sonuç Bildirgesi açıkladı
İstanbul Şubemiz, 15-16 Şubat 2014 tarihlerinde gerçekleştirdiği Şube Genel Kurulu`nun ardından sonuç bildirgesi yayımladı. Bildirgede genel kurul süreci değerlendirildi ve 44. Çalışma Döneminde yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verildi.
İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe imzasıyla yayımlanan bildirgenin tam metni şöyle:
Değerli Meslektaşlarım,
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi`nin Genel Kurulu 15 Şubat 2014 tarihinde, Şubemizi iki yıl yönetecek olan yönetim kurulunu belirleyen Seçimler ise 16 Şubat 2014 Pazar günü yapıldı.
Farklı listelerin yarıştığı seçimleri Çağdaş İnşaat Mühendisleri kazanarak Şubemizi iki yıl yönetme hakkına sahip oldu. Bilinmesi gerekir ki, bugüne kadar sürdürdüğümüz kavrayıcı ve kapsayıcı olma anlayışı bundan sonra da devam edecektir.
Genel kurulumuza ve Seçimlere katılan tüm meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
Bugün kentlerimiz, özellikle de büyük kentlerimiz başta İstanbul olmak üzere yaşanamaz bir hale gelmiştir.
Geçmişten günümüze kadar kentleşme için gerekli olan araçları ve hizmet sunumlarını gerçekleştirmek için, öncelikle kentsel arazilerin sahipleri planlama ve planların uygulanmaları evrelerinde büyük ölçüde söz sahibi olmuşlardır. Bu anlayış nedeniyle kentlerimiz, kentsel ihtiyaçların belirlenmesi doğrultusunda değil de, daha fazla kentsel araziyi elinde tutanların taleplerine göre şekillendirilmiştir.
Bugün ise inşaat sektörünün sürüklediği "arsa benden, para senden" dönemi acımasız bir şekilde sürdürülerek, kentimizin tarihi ve doğal güzellikleri yok edilmiş, daha da yok edilmektedir. Kentsel arsa üretmek adına daha çok hazineye ait boş alanlar veya daha az yapılaşmış olan yerlere çok yüksek yoğunluklar verilerek sosyal amacı olmayan, kişi ve grup çıkarını önde tutan uygulamalar İstanbul`u, yeni afetlere çok daha açık bir hale getirmiştir.
Bir taraftan boş alanlara yüksek yoğunluklar verilerek akıl ve bilim dışı yapılaşmanın önü açılırken, diğer yandan var olan yapıları yenilemek ve deprem güvenlikli yapılar oluşturmak adına, YIK-YAP anlayışıyla hareket edilmektedir. Bir kentin tüm yaşam alanlarını yok sayarak uygulamalar sadece mekânsal ölçekte ele alınamaz. Sosyal, ekonomik, fiziksel ve çevresel koşulların, kamu yararı öncelikli, insan odaklı olarak bütünlüklü bir planlamaya göre düzenlenmesi gerekmektedir.
Ülkemizde bugüne kadar neredeyse tırnaklarla kazılarak yaratılan kazanımların ve değerler sisteminin ayaklar altına alınmış olmasının sıkıntısı yaşanıyor. Yapılan köprülerle, duble yollarla bir ülkenin sistemi özünde değişmiyor."Yaratılan dış düşmanların yanında" ülkemizin içinde de yeni düşmanlar yaratılabiliyor.
Bir yandan giderek dünyadan yalıtılan bir devlet olma yolunda ilerlerken, diğer yandan da her geçen gün biraz daha etkisizleştirilen kurumların yokla-var arasındaki varlığı, oldukça rahatsız edici bir hal alıyor.
Değerli Meslektaşlarım,
Bugün ülkemizde, iktidar ve iktidara bağlı yönetimlerin sürdürdüğü baskılar karşısında, "doğru olanları veya doğru bilinenleri" söyleyebilecek kurum ve kuruluş sayısı yok denecek kadar azalmıştır.
Medya uzunca bir süredir tek taraflı yayın yapmayı sürdürüyor. "Alo Fatih" hatları sıradan bir olay haline gelmiş; muhalefet partilerinin konuşmaları verilmediği gibi, televizyonların alt yazı olarak geçtiği konulara bile müdahale edilerek televizyonlardan kaldırtılabiliyor.
İnşaat Mühendisleri Odası, bağlı şubeleri ve İstanbul Şubesi`nin Deprem, Ulaşım, Kentsel Dönüşüm, Mühendislik, İmar ve benzeri konulara ilişkin yapmış olduğu açıklamalar sürekli olarak sansür ediliyor. HALKIMIZIN DOĞRU BİLGİLERE ULAŞMA VE ÖĞRENME HAKLARI ENGELLENİYOR. YANLIŞ BİLGİLER TEK TARAFLI, SÜREKLİ OLARAK DOĞRUYMUŞ GİBİ POMPALANIYOR.
İhalelere fesat karıştırılıyor, açıklık ve saydamlık yok ediliyor. Kamu İhale Yasası görülen lüzum(!) üzerine 11 yıl içinde 26 kez değiştiriliyor. TOKİ başta olmak üzere birçok kurumun uygulamaları Sayıştay denetiminin dışına çıkarılıyor. Kamuya ait kaynakların haksızca kullandırıldığı müteahhitlerden yandaş medya oluşturmak için para transferi yapılıyor. Gazete patronları fırçalanıyor, yapılan ihalelerin iptal edilmesi için yol gösteriliyor. Yol gösterilenlere ihaleler veriliyor. Evlerde biriktirilen dolar ve avroların nerelere nasıl transfer edildiği veya edileceği basına yansıyor. Hukuk ve adalet, siyasetin dar kalıpları arasına sıkıştırılarak siyasallaştırılıyor, evrensel hukuk ilkelerinden uzaklaşılıyor.
Bu koşullar altında İMO İstanbul Şubesi`nin ve diğer meslek odalarının, kentsel rantların yandaşlara haksız ve hukuksuz bir şekilde aktarılmasına karşı yürütmüş olduğu çalışmalardan da bir sonuç alınması giderek imkansızlaşıyor.
HSYK ile ilgili yasanın birçok maddesinin Anayasaya aykırı olabileceği Cumhurbaşkanı Sayın Gül tarafından ifade edilmesine rağmen, TBMM`ne iade edilmeyerek onaylanıyor. Odamızın sınırlı olan yetkileri bile ortadan kaldırılarak daha da etkisizleştirilmeye çalışılıyor. Kentsel arazilerin, kent yağmacılarına engelsiz teslim edilmesini sağlamak için, Mühendislik ve Mimarlık hizmetleri bir formaliteye ve imzacılığa dönüştürülerek hizmet alanlarımız daraltılıp yok ediliyor.
Değerli Meslektaşlarım,
Bugünlerde yayınlanan görüntülü ve görüntüsüz kasetlerdeki iddialar, ülkemizin ve kentimizin nasıl yönetildiğini, aynı zamanda nasıl soyulduğunu da açıkça ortaya koyuyor.
RÜŞVETİN, YOLSUZLUĞUN ve HUKUKSUZLUĞUN nasıl sıradanlaştırıldığı; iki yıl önce yapılan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yönetimini belirleyen seçimlerde, bugün ismi çok duyulan müteahhitlerin kimleri neden desteklemiş olduklarını anlamayanlar için de durum, daha da anlaşılır bir hale geliyor. Sadece bu müteahhitlerin değil, yerel ve merkezi idarelerin destek` tutumlarının nedenlerini görmeyen ve anlamayanlar için de durum giderek daha da anlaşılabilir bir hale geliyor. Artık saklanan mızrak çuvala` sığmıyor.
Dünden bu yana altı sürekli olarak çizilen HAKSIZLIK, YOLSUZLUK, HUKUKSUZLUK ve alındığı iddia edilen RÜŞVETLER de giderek bir iddia olmaktan çıkıyor.
Tüm bu ve benzeri olaylarla birlikte mühendis emeği giderek daha fazla sömürüldüğü gibi, Odamız da vesayet altına sokulmaya çalışılıyor. Bugüne kadar uygulanan tüm baskı ve ötekileştirmelere rağmen yeni seçilen Şube yönetim kurulumuz; bilimden, akıldan, özgürlükten, eşitlikten, dayanışmadan, insan ve mühendis emeğine sahip çıkmaktan yana olan tutumunu sürdürmeye devam edecektir.
Haksızlık, yolsuzluk, rüşvet ve hukuksuzluklara karşı olan tutumumuzun bu dönemde de sürdürüleceğinin bilinmesini isteriz.
Şube yönetim kurulumuz iki yılı kapsayacak olan bu çalışma döneminde de; mesleki dayanışmayı önemseyecek, insanı değil, konuyu ve sorunları tartışacaktır. Hukuk ve adalete ihtiyaç duymayanların da birgün Hukuk ve Adalete ihtiyaçları olacağı unutulmayacak, kavrayıcı ve kapsayıcı olma anlayışıyla çalışmalarımız sürdürülecektir.
Bugüne kadar olduğu gibi bu Genel kurul ve Seçimler sırasında da meslektaşlarımızın bize göstermiş olduğu ilgiye, vermiş oldukları desteğe ve katkıya çok teşekkür ediyoruz.
15-16 Şubat 2014 tarihinde yapılan Genel Kurulumuza katılan meslektaşlarımıza, yine Şube yönetim kurulunu belirleyen Seçimlere katılarak bize oy veren veya oy vermeyen tüm meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
Sonuç Olarak;
· Mesleğimizi itibarsızlaştıranlara ve kent topraklarını kendi çıkarları için kullananlara karşı olan tutumumuzu sürdüreceğiz.
· Popülist ve çıkara dayalı politikalar sürdürenlere karşı, ülke ve kent gerçeği ile örtüşen politikaları sürdürenlerle birlikte olacağız.
· İnşaat Mühendisliği eğitimini sadece bir "diploma almak" olarak görenlere karşı durup, nitelikli bir inşaat mühendisliği eğitiminin tercih edilmesini sürekli olarak talep edenlerle birlikteliğimizi sürdüreceğiz.
· Mesleğimizin etik kurallarını evrensel boyutta geliştirerek özenle uygulayıp bu anlayışta olanlarla işbirliği içinde olacağız.
· Çevremizi katleden ve bunların ekonomik, sosyal ve toplumsal etkilerini dikkate almadan yapılan "rant" projelerine karşı olan tutumumuzu her koşulda sürdüreceğiz.
· 3.Köprü, 3.Havaalanı, iki yakaya iki kent, içinden otomobillerin geçeceği Tüp Tünel gibi projelerin neden yapılmaması gerektiğini anlatmaya devam edeceğiz.
· İstanbul`un göç olan bir kent olmasının durdurulabileceğini, Anadolu`da başka çekim merkezlerinin oluşturulabileceğini anlatmayı sürdüreceğiz.
· Otomobile ve bireysel ulaşıma dayalı bir ulaşım sistemi yerine, toplu taşıma sisteminin geliştirilmesi gerektiğini anlatacağız.
· Metro ve diğer raylı sistemlerin geliştirilmesini, Metro, hafif metro, tramvay, tercihli otobüs yolu ve deniz yolu ulaşımı arasındaki geçişlerin kolaylaştırılmasına sürekli olarak vurgu yapacağız.
· Kentimizi depreme hazırlamanın ve Kentsel Dönüşüm konusunun aynı zamanda sürdürülebilir, evrensel düzeyde kentsel yaşamın alt yapısını oluşturup, sosyal, toplumsal, ekonomik, hukuksal ve teknik boyutlarıyla ele alınması gereken ve bu uygulamanın zor olmayan bir çalışmayı gerektirdiğini anlatmaya devam edeceğiz.
· Bugün uygulanmakta olan Kentsel Dönüşüm Uygulamalarının, İstanbul`u beş afetle karşı karşıya bırakacağını anlatmayı sürdüreceğiz, anlamak isteyenlere destek olacağız.
· Mesleğimiz, kentimiz ve ülkemizle ilgili olarak söyleşi, panel, sempozyum, kongre ve konferanslar düzenlemeyi sürdüreceğiz. Meslekiçi eğitim seminerlerine ve kurslarına yine önem vererek çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Mesleki ve insani konulardaki dayanışmanız, katılımınız ve katkınız için şimdiden teşekkür ediyoruz.