4. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu Sonuç Bildirgesi açıklandı

4. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu Sonuç Bildirgesi açıklandı

Odamız adına yürütücülüğünü Konya Şubemizin yaptığı 4. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu`nun sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede soruna ilişkin tespit ve çözüm önerileri sunuldu.

Sonuç Bildirgesinin tam metni şöyle:

 

4. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

İnşaat Mühendisleri Odası IV. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu İMO Konya Şubesi yürütücülüğünde 1-3 Kasım 2013 tarihlerinde Konya`da gerçekleştirilmiştir.

Sempozyum, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi tüm sektörleri kapsayan bir konuyu inşaat sektörü bünyesindeki özel konumuna uygun olarak ele almak ve bu alandaki sorunları doğru bir şekilde tespit edip gerçekçi çözüm önerileri üretmek amacıyla düzenlenmiştir. Sempozyum boyunca söz konusu amaç doğrultusunda işçi sağlığı ve iş güvenliğini ilgilendiren hususlar, inşaat mühendisliği eğitiminden, konuya ilişkin mevzuatın oluşturulmasında izlenen yönteme, uygulamada açığa çıkan sorunların mevzuat ile ilişkisinden, işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının çalışma koşullarına kadar inşaat mühendisliğini ilgilendiren her alanı kapsayacak şekilde tartışmaya açılmıştır.  

Sempozyum programı doğrultusunda toplam beş oturum ve bir panel gerçekleştirilmiş, bilim kurulu tarafından kabul edilmiş on beş bildiri sunulmuştur.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu`nda öne çıkan tespitler ve çözüm önerileri aşağıdaki gibidir:

1.  İşçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları bakımından inşaat sektörü diğer sektörlere nazaran daha özel bir konuma sahiptir. Konuyla ilgili saha araştırmaları, incelenen dava dosyaları ve hatta Sosyal Güvenlik Kurumu verileri de göstermektedir ki genel olarak iş kazalarında ve özel olarak da sürekli iş görememezlikle ve ölümle sonuçlanan iş kazalarında inşaat sektörü ilk sıralardaki yerini korumaktadır.

2. İşçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının çözümünde belirleyici olan ilk adım bilimsel esaslar ışığında elde edilmiş verilere sahip olmaktır. Bu anlamda kendisine başvurulan resmi veriler genellikle Sosyal Güvenlik Kurumu`nun açıkladığı istatistiklerden ibarettir. Söz konusu istatistiki veriler sadece kuruma yapılan bildirimleri esas aldığından mevcut duruma ilişkin gerçekçi bir tablonun ortaya çıkarılması bakımından yetersiz olduğu gibi sorunların tespitine imkân verecek ayrıntıları da içerememektedir. Sorunların tespit edilmesi için verilerin mevcut durumu ortaya koyacak nicelikte olması gerekmektedir. Ayrıca yaşanan vakalara ilişkin veriler ise ayrıntılı analizlere imkân verecek nitelikte olmalı ve bu anlamda özel bir çalışma yürütülmelidir. Konunun önem ve ciddiyetine uygun bir öncelik verilerek, kurumlar arası işbirliği aracılığıyla yapılan akademik çalışmalardan yargıya intikal eden vakalara kadar elde edilen verilerin düzenlenmesi ve kamuoyuyla paylaşılması sağlanmalıdır.

3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği alanında yaşanan sorunların kamuoyunda görünürlük kazanmasının da etkisiyle 2012 yılından beri yoğun bir mevzuat çalışması yürütülmektedir. 30 Haziran 2012 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu" bünyesinde bugüne kadar sayısız yönetmelik yayınlanmıştır. Bu anlamda İnşaat Sektörünü yakından ilgilendiren en önemli yönetmelik 5 Ekim 2013 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren "Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği`dir.

3.1 Mevzuata ilişkin olarak, konunun uzmanı akademisyenlerden ve meslek odalarından alınan görüşlerin mevzuatın oluşturulması sürecinde ne denli dikkate alındığı yönünde ciddi şüpheler mevcuttur. Görüş almanın bir yasak savma haline gelmiş olması, uygulamada ciddi sorunlara yol açacak çelişkilerin korunması anlamına gelmektedir. Ayrıca harcanan emeğin sorgulanır olması görüş bildiren uzmanların motivasyonunu da olumsuz yönde etkilemektedir.

3.2 İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili mevzuat bakımından inşaat sektörünü de yakından ilgilendiren şu hususların altı çizilmelidir:

a) İş güvenliği uzmanları, kendi işverenlerini denetleme durumunda kalmaktadır. Bu, iş güvenliği açısından önemli risklere davetiye çıkarmakta, işleyişte zafiyete yol açmaktadır. İş güvenliği uzmanlarının mesleklerini layığıyla icra edebilmesi için görece bağımsız bir konuma sahip olmalarını sağlayacak düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerekmektedir.

b) 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu`na göre yapı işlerinde A sınıfı iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu varken  "Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği`nde" "sağlık ve güvenlik koordinatörü gerçek ve tüzel kişiliği" adlandırmasıyla yeni bir görev tanımlaması yapılmıştır. Uygulamada ciddi karışıklıklara yol açacak olan bu belirsizlik değiştirilmeli, iş güvenliği uzmanı tanımının kanun ve yönetmeliklerde tutarlılık arz edecek şekilde yeniden düzenlenmesi sağlanmalıdır.

4. İnşaatlarda ortaya çıkan işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin sorunların tek başına mevzuatın düzenlenmesi ile çözülemeyeceği açıktır. Bu anlamda inşaat mühendisliği eğitimi boyunca tüm üniversitelerde geçerliliği olan bir standardın yakalanması, iş güvenliği uzmanı eğitimlerinin niteliğinin yükseltilmesi ciddi önem arz etmektedir. İşçilere yönelik eğitimlerin de özellikle inşaat sektöründeki işçilerin eğitim düzeylerini göz önünde bulunduran bir sıklıkta ve nitelikte olması sağlanmalı, işçilerin haklarının bilincinde olarak hareket etmelerini sağlayacak örgütlenmelerin engellenmesi bir yana aksine teşvik edilmesi gerekmektedir. Sadece inşaat sektörü bünyesinde yer alan aktörlerin değil tüm toplumun işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki farkındalık düzeyini arttırma hedefi doğrultusunda çalışmalar yapılmalı konunun bir kültür olarak yerleştirilmesi sağlanmalıdır.

5.  Çalışma koşulları bakımından inşaat sektöründeki taşeron zincirinin ucuz iş gücü temini doğrultusunda kontrolsüz ve standartsız bir şekilde büyümesi işçi sağlığını ve iş güvenliğini olumsuz yönde etkilemektedir. İşçi sağlığının ve iş güvenliğinin sağlanması için tüm sektörlerdeki ancak özel olarak da her geçen gün daha da vahşi bir hale gelen inşaat sektöründeki çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönünde somut adımların atılması gerekmektedir. 

6. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunu sektörün tüm aktörlerini bir araya getiren düzlemlerde tartışmaya açan etkinlik ve faaliyetlerin çoğaltılması, sadece yaşanan sorunların boyutlarını belirlemek açısından değil aynı zamanda çözüm üretilmesi anlamında da önem arz etmektedir. Yetkili kişilerin de katılımına açık olan bu tür çalışmaların sonuçlarının sorumlu kurum ve kuruluşlarca dikkate alınması, güvenli çalışma koşullarının elbirliğiyle inşa edilmesine olanak sağlayacaktır. Bu bağlamda konu üzerinde yapılan akademik çalışmalara ve sektörel tecrübelere bir sunu ve tartışma ortamı sağlayacak inşaat yönetimi konusundaki derginin yayın hayatına geçmesi biran önce sağlanmalıdır.