III. Su Yapıları Sempozyumu Sonuç Bildirgesi açıklandı
Odamız adına Ankara Şubemizin yürütücülüğünü yaptığı III. Su Yapıları Sempozyumu`nun sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesinde sempozyum boyunca yapılan sunum, tartışma ve değerlendirmeler sonucu öne çıkan bulgular çerçevesinde su ve su yapılarıyla ilgili öneriler sıralandı.
Sonuç bildirgesinin tam metni şöyle:
SEMPOZYUM SONUÇ BİLDİRGESİ
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İnşaat Mühendisleri Odası Üçüncü Su Yapıları Sempozyumu 7-8 Aralık tarihinde Ankara Şube yürütücülüğünde Ankara`da gerçekleşmiştir. Sempozyum su yapılarıyla ilgili çalışmalar yapan üniversiteleri, kamu kurum ve kuruluşlarını, özel sektörde görev yapanları bir araya getirmiştir.
İnşaat mühendisliği ve inşaat mühendisleri açısından "Su Yapıları", su temininden enerji üretimine, sulamadan taşkın kontrolüne, çevresel düzenlemeden eğlen-dinlen alanlarının oluşturulmasına kadar uzanan ve çoğu zaman birden fazla bileşeni ve amacı bulunan yapılar ile suyun kullanım şeklini belirleyen politikaları da kapsayan teorik ve uygulama boyutunda yapılan çalışmaları ifade etmektedir.
Böylesine geniş bir alana yayılan ve yaşamın temel bileşeni "su"yla ilişkisi ile insan hayatına birebir dokunan bu yapıların tüm yönleriyle ele alınması, konu ile ilgili üniversite, kamu kuruluşları, yerel yönetimler, özel sektör ve meslek odalarının bir araya getirilerek mevcut durumun, sorunların ve çözüm önerilerinin tartışılması ve geleceğe yönelik öngörülerin paylaşılması Sempozyum`un temel amacı olmuştur.
Sempozyum konuları tüm su yapılarını kapsam içine alacak şekilde belirlenmiş, aşağıda verilen temalar kapsamında 2`si çağrılı olmak üzere toplam 27 bildiri sunulmuş ve tartışılmıştır.
- Geçmişten Geleceğe Su Yapıları
(Vaka analizleri, iyi ve kötü örnekler, yaşlanan ve atıl durumda bulunan su yapıları ve olası çözümler) - Su Yapılarında Planlama, Projelendirme İşletme Esaslı Yaklaşımlar
(Ulusal ve uluslararası düzeyde planlama yönetim senaryoları ve kurgusal yaklaşımlar) - Teknik Çözümler, Değerlendirmeler ve Optimizasyonu
(Hidrolik, elektromekanik, sismik, geoteknik ve yapısal tasarımlar, sayısal ve fiziksel modellemeler ve uygulamaları) - Su Yapılarında İşletme Sorunları ve Yapı Güvenliği
(Ölçüm, yapı güvenliğini izlenmesi, verilerin paylaşımı ve teknik değerlendirmesi, kurumlar arası veri paylaşımı ve işletim etkileşimi, su yapılarının denetim esasları ve yasal düzenlemeler) - Suların Yasal ve Uygulama Esasları Açısından Değerlendirilmesi
(Ulusal ve uluslararası su politikaları, su yönetiminin yasal yapılanması, Su Kanunu, su yönetiminde yerel yönetimler-merkezi yönetim etkileşimleri, kentsel ve kırsal su yönetimi ve tahsisi, taşkın kayıtlarının ekonomik analizleri ve taşkın öngörü çalışmaları) - Çevresel ve Sosyal Etkiler
(Teknik-Çevresel etkileşim, nüfus hareketliliği ve kültürel değişim, doğal dengenin korunması, sürdürülebilirlik, suyun nicel ve nitel değişimleri)
Ayrıca, su yapılarının hemen hemen tüm boyutlarının ele alınıp irdelendiği Sempozyumun sonunda, genel değerlendirmenin yapıldığı bir "Sempozyum Değerlendirme Forumu" da gerçekleştirilmiştir.
Sempozyum süresince yapılan bildiri sunumları, tartışmalar ve değerlendirmeler sonucunda öne çıkan bulgular ve bulgular temelinde geliştirilen öneriler aşağıda sıralanmıştır.
- Su, bir doğal kaynaktan öte başlı başına bir varlıktır. Sadece insanların değil yeryüzündeki tüm canlı ve cansız varlıkların suya gereksinimleri vardır. Dolayısı ile su ve su yapıları, bu büyük çerçeve içinde değerlendirilmelidir.
- Su hukuken "sahipsiz şey"dir. Suya erişim, "İnsan Hakları"nın bir parçasıdır. Sular üzerinde tasarlanan ve gerçekleştirilen su yapıları ve bunlardan sağlanan yararlar da bu anlamda toplumundur.
- Suyun kendi yasaları vardır. Su ile ilgilenmek ciddi bir iştir. Sadece suya ilişkin doğa yasalarını bilmek, su ile ilgili formülleri geliştirmek ve uygulamak yetmez. Suyun binyıllardır çevrimini, hiç aksatmadan yinelediği döngüsünü anlayabilmek, deneyimlerden ders çıkarmak, ‘suyun mülkü`ne saygı göstermek de gerektir.
- Her ne kadar dünyanın dörtte üçü su ile kaplı olsa da, insan gereksinimleri için teknik ve ekonomik yönlerden kullanılabilecek miktarı oldukça sınırlıdır. Dahası, suyun coğrafi dağılımı da eşitsizdir.
- Kimi yerde kıtlığı ötelemek, gidermek; kimi yerde suyun akışını düzenlemek, yararlanmak; kimi yerde dizginlemek, zararlarını önlemek amacıyla ihtiyaç duyulan su yapıları konusunda planlama yaparken, projelendirmeye gidilirken ve yapımları gerçekleştirilirken gerek amaçların belirlenmesinde, gerek tahsislerin yapılmasında, gerekse uygulamada yöntemlerin saptanmasında konu tüm boyutları ile ele alınmak ve toplum yararı ön planda tutularak çözümler geliştirmek bir zorunluluktur.
- Su yapıları yatırımları, gerek ölçeklerinin büyüklüğü gerekse etki alanının genişliği açısından önemli ve büyük yatırımlardır. Bu yönüyle su yapıları yatırım kararlarında yerindelik ve gereklilik değerlendirmesi özel önem arz etmektedir. Değerlendirme süreçlerinde şeffaflık sağlanmalı, kurumlar arasında bilgi ve veri paylaşımı olanaklı hale getirilmelidir.
- Gerek geçmiş uygarlıklara saygı, gerekse geçmiş bilgi ve deneyimlerden dersler çıkarılarak yararlanılması açısından tarihi su yapılarının korunması gereklidir. Halen ülkemizde bu konuda düzenli bir arşiv ve dokümantasyon bulunmaması, ayrıca mevcut bilgilere erişim zorluğu su yapılarının gelişimi açısından önemli bir eksikliktir.
- Bugün özelleştirme politikaları çerçevesinde büyük ölçüde özel sektöre devredilen su yapılarının planlama, inşaat ve işletme süreçlerinin denetiminde yaşanan güçlükler ve bu yapıların gerek tasarım kontrolü gerekse yapım sırasındaki denetim mekanizmalarının tam anlamıyla işlevlerini görememesi, can-mal güvenliği açısından büyük riskler taşımaktadır. Bu sorunların çözümlenmesi ve çözüm önerilerinin geliştirilmesinde toplum yararının ön planda tutulması, ekolojik ve çevresel konularda duyarlı davranılması, doğal yaşamı olumsuz etkileyecek her tür çalışma ve girişimden uzak durulması büyük öneme sahiptir.
- Su yönetimi konusundaki karar alma süreçlerinde ve planlamalarda entegre havza yaklaşımının Büyük Menderes havzası örneğinde olduğu gibi olumlu sonuçlar doğuracağı değerlendirilmektedir. Bu alandaki çalışmalar idari yapılanmasını tamamlamış olan Su Yönetimi Genel Müdürlüğü`nün görev alanı içerisinde yürütülmektedir. Bu çalışmaların yürütülmesinde, ilgili kurum, kuruluş ve yönetim organlarının eşgüdüm içerisinde olması sağlanmalı, suyun yönetiminde toplum yararını önceleyen bir bakış açısı hakim kılınmalıdır.
- Teknik değerlendirme açısından da kurumlar arası işbirliği ve bilimsel çalışmaların paylaşımı su yapıları için ayrı bir önem taşımaktadır. Bu bakış açısı doğrultusunda birçok disiplinin uyum içerisinde çalışması, su yapılarının planlanması ve hayata geçirilmesi açısından bir gerekliliktir. Planlama ve tasarımların başarılı olabilmesi, ilgili yapıların boyutlandırılması, kapasite belirleme süreçlerinin sağlıklı yürütülmesi, yeterli nitelik ve nicelikteki veriler ile sağlanabilir. Veri toplanması ve sistematiği esaslarında ölçümlerin sürekliliğinin sağlanmasının toplumsal bir hizmet olduğu anlayışı, bu alandaki veri temin, maliyet ve değerlendirilmesinde ön planda tutulmalıdır.
- "Mühendislik hidrolojisi" alanında çalışmalarda bulunanların su yapılarının amaçlarına uygun olarak planlanabilmesi; bu alanda çalışma yürütülmesi aşamalarında verimli olabilmeleri için lisans eğitimi sonrasında mesleki bilgi almalarının yararlı olacağı değerlendirilmektedir. Uzmanlık esaslı bu eğitim gereksiniminin sağlanması amacıyla kurumsal yapıların oluşturulması veya mevcut kurumsal yapıların bu konuya eğilim göstermesinin sağlanması yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
- Suyun yönetiminde ve su yapılarının karar, tasarım, inşa ve işletmesinde toplum yararı ön planda tutulmalı, bilimsel yaklaşımlar doğrultusunda beklentilerin yaşama geçirilmesinde, konu ile ilgili tüm kamu / özel kurum ve kuruluşları, giderek azalan, tükenen ve kirlenen kaynaklarımızdan sorumlu olduğumuz ve gelecek nesillere karşı görevlerimizin bulunduğu bilinciyle hareket etmelidir.