TMMOB Engelli Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Sempozyumu düzenlendi
TMMOB Engelli Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Sempozyumu 26 Ekim 2013 Cumartesi günü Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi`nde düzenlendi. Toplam dört oturumda; Türkiye`de engelli politikalarından engelsiz kentlere, ulaşımdan işçi sağlığı ve iş güvenliğine bir çok konunun ele alındığı sempozyum, engelli mühendis, mimar ve şehir plancıların duygu ve düşüncelerini paylaştığı forum bölümüyle sona erdi.
Sempozyumun açılışında ilk olarak Düzenleme Kurulu adına TMMOB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ayşegül Oruçkaptan konuştu. Oruçkaptan, Düzenleme Kurulu olarak sempozyum çalışmalarını yürütürken; "Mühendis, mimar veya şehir plancısı olarak kendimiz engelli olabiliriz, bir yakınımız engelli olabilir, hepimiz engelli adayıyız" çerçevesinden baktıklarını ve mühendis, mimar veya şehir plancısı olarak, engelli bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmak için neler yapabiliriz, standartları nasıl geliştirilebiliriz, ne tür projeler üretebiliriz konularını dikkate aldıklarını söyledi.
Engellerle dolu bir ülkede yaşadığımızı belirterek, demokrasideki engellerin, zihinlerdeki engellerin en tehlikelileri olduğunu söyleyen Ayşegül Oruçkaptan, "Engelli demokrasimizin en son örneğini siyasi iktidarın yaşam haklarımıza ve yaşam alanlarımıza müdahale etmesi sonucunda kendiliğinden gerçekleşen halk isyanında yaşadık... Hepimizin bildiği gibi Gezi ve ODTÜ olaylarında yaşananlar sonucunda 6 genç arkadaşımızı yitirdik, sayısız genç arkadaşımız yaralandı, bir kısmı almış oldukları darbelerden dolayı hayatlarına engelleriyle devam edecekler. Hepsini buradan saygıyla anmak istiyorum" diye konuştu.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da açılışta yaptığı konuşmada, ilk kez geçen çalışma döneminde düzenlenen Engelli Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Çalıştayı ile Birlik çalışmaları içinde yeni bir başlık açıldığını belirterek, düzenlenen sempozyumla engelli meslektaşların sorunlarına ve çözümlerine yönelik çabayı bir adım daha ileri götürmeyi amaçladıklarını ifade etti.
Neoliberal anlayışın biçimlendirdiği günlük yaşamda insani değerlerin yerini daha fazla kar hırsı ile piyasa değerlerinin aldığını söyleyen Soğancı, "Sosyal devletin tasfiye edilmesi ve devletin üstlenmesi gereken sorumlulukların piyasa koşullarına havale edilmesinin en çok vurduğu kesimlerden biri de engelli yurttaşlarımız olmuştur. Elbette gündelik yaşamın rutin yapısı ‘engelli‘ yurttaşlarımız için daha ağır sonuçlar doğurmaktadır. Kentlerimizin fiziki yapısından eğitime, sağlığa, ulaşıma ve çalışma yaşamına kadar tüm alanlar engelli yurttaşlarımız için bir işkencehaneye benzemektedir. Kaldırımlar, yayaları tamamen hiçe sayan yollar, üst geçitler, merdivenler, kapılar, tuvaletler, taşıma araçları ve sayamadığımız daha nice şey aşılması gereken birer engel olarak yaşamı zorlaştırmaktadır. Nüfusumuzun %12‘sini oluşturan büyük bir kesim, hayatın dışına itilmiş durumdadır" diye konuştu.
Bu sorunların engelli yurttaşların lehine çözülmesinin toplumsal bilinç ve duyarlılıkla mümkün olduğunu, ancak en önemli görevin kamuya, devlete düştüğünü ifade eden Soğancı, mevcut sözleşmelerin, yasa ve yönetmeliklerin engelli yurttaşlar lehine sonuçlar üretmekten uzak, yetersiz ve kağıt üzerinde düzenlemeler olarak kaldığına dikkat çekti.
Soğancı sözlerine şöyle devam etti:
"Çalışma yaşamını belirleyen politikalar da en çok engelli çalışanları vurmaktadır. Bu durumdan TMMOB üyesi engelli mühendis, mimar ve şehir plancıları da doğrudan etkilenmektedir. Bilindiği üzere 657 ve 4857 sayılı yasalar çerçevesinde zorunlu istihdam kotaları mevcuttur. Özel sektörde 50 ve 50‘nin üzerinde işçi çalıştıran iş yerlerinde %3, kamu sektöründe %4 ve devlet memurluğunda %3 oranında engelli çalışan istihdam edilmesi zorunludur. Özel sektör ve kamu işverenlerinde engelli personel istihdam edilmediği durumlarda istihdam edilmeyen her bir kişi için para cezası uygulanmaktadır. Ancak, para cezası devlet memurluğu kontenjanı için uygulanmamaktadır. Devlet Personel Başkanlığı Haziran 2013 verilerine bakıldığında toplam memur sayısının yüzde %3`ü olan 55.334 kişilik engelli kontenjanında 23.545 kişilik engelli açığı mevcuttur.
Engelli yurttaşlarımız için özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri devletin asli yükümlülüğü olmasına rağmen bu alan son yıllarda hızla özel sektöre devredilmiştir. Ülkemizdeki işsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığının kıskacı altında engelli yurttaşlarımız bu hizmetlere ulaşamamaktadır. Sosyal devletin tasfiyesi ile daha fazla kar hırsının ağır faturası engelli yurttaşlarımıza da ödetilmektedir. Engelli yurttaşlarımızın piyasanın acımasız koşullarına teslim edilmesi kabul edilemez bir durumdur.
Çalışmalarının öznesinde insan olan TMMOB, mesleki ve toplumsal sorumluluğunun bir gereği olarak engellilik alanına bilim ve tekniğin birikimini ve sorun çözücü gücünü aktarmayı hedeflemektedir. TMMOB Engelli Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Sempozyumu`nun bu anlamda yolumuzu aydınlatacak bir fener olacağına inanarak yolumuz açık olsun diyorum."