TMMOB Cumhuriyet savcılarına açık suç duyurusu yaptı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, yaşanan polis şiddeti ve gaz bombardımanı üzerine Cumhuriyet savcılarını göreve çağırdı. Soğancı "İktidarı anladık ancak, bu vahşeti Cumhuriyet savcıları niçin seyretmektedir?" diye sordu.
Açık suç duyurusu metni şöyle:
CUMHURİYET SAVCILARINA AÇIK SUÇ DUYURUSU
İKTİDARI ANLADIK ANCAK, BU VAHŞETİ CUMHURİYET SAVCILARI NİÇİN SEYRETMEKTEDİR?
Bilindiği üzere, Anayasanın 34. maddesi, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemenin bir hak olduğunu ve bu hakkın kullanılmasının izne tabi olmadığını açık bir biçimde düzenlemiştir. Örgütlenme ve gösteri yürüyüşü hakkı, aynı zamanda Anayasanın 2. maddesinde düzenlenen "demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti" ilkesi ile yakından ilgilidir. Demokratik yaşamın vazgeçilmez öğesi örgütlenme hakkıdır, ancak bu hakkın tek başına bir şey ifade etmeyeceği açık olduğundan düşünce ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınması gereği doğmuştur. Bu nedenle, Anayasanın 12nci maddesi; herkesin, "kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetler"e sahip olduğunu söylemektedir. Bu hak ve hürriyetler kapsamında da Anayasanın 25 ve 26ncı maddelerinde "düşünce ve ifade özgürlüğü" yer almaktadır.
İfade özgürlüğünün ifade şekillerinden biri de toplantı ve gösteri yapmaktır. Aksi takdirde siyasal iktidarların kamuoyu tarafından denetlenmesi olanaksız hale gelir ki bu da demokratik yaşamın gerekleri ile bağdaşmaz. Demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin geçerli olduğu ve kurumsallaştığı bir ülkede, bir hak talep etmek veya siyasal iktidarı uygulamalarından dolayı protesto etmek; her koşulda tahammül edilmesi ve başta kamu makamları tarafından hoşgörü ile karşılanması gereken bir davranıştır. Bu anlamda muhalefet, demokratik toplum yaşamının olağan ve vazgeçilmez unsurudur.
Anayasa ve yasaları bizden daha iyi bilen ve bilmesi gereken Cumhuriyet savcıları günlerdir yaşanan bu vahşet karşısında niçin suskun kalmaktadırlar?
Günlerdir Ankaranın merkezine, işyerlerimize, sokağımıza gaz bombaları yağmaktadır. Penceremizin ve kapımızın önünden kapsüller toplamaktayız. Nefes alamıyoruz. Pencere açamıyoruz ve bordrolu memurlar eliyle bırakın ifade özgürlüğünü yaşam hakkımız elimizden alınmaktadır.
Yönetim Kurulu üyemiz TMMOBnin kapısında kapsülle ayağından yaralanmıştır. Vergilerimizle maaş alanlar ya vahşet uygulamakta ya da seyretmektedir. Halka hizmetle görevli olanlar, iktidar baskısına hizmet etmektedirler.
Toplum vicdanı ve tarihin belleği bu vahşeti unutmayacaktır. Bu vahşete ortak olmak istemeyenler, yasal yetkilerini zulümden yana değil, görevleri gereği insan haklarını koruma yönünde kullanmalıdırlar.
Buradan suç duyurusunda bulunuyoruz. Ankarada savcı varsa iktidar eliyle yürütülen vahşet hakkında ivedilikle soruşturma açmalıdır. En temel hakkımız olarak mahkemelerimizin adil karar vermesini talep ediyoruz. Bizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruya zorlamayınız.
Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı