Taksim`in tarihsel ve simgesel önemine sahip çıkacağız
2013 1 Mayıs`ı, İstanbul`da tarihinde ender görülen bir sıkıyönetime tanık olmuş, neredeyse 12 Eylül günlerinde olduğu gibi sokağa çıkma yasağı uygulanmış, insanların seyahat özgürlüğü elinden alınmış, çalışanlar işyerlerine ulaşamamış, sabahın erken saatlerinden başlayarak polis, irili ufaklı bütün gruplara tazyikli su ve gaz bombalarıyla saldırmış, polisin uyguladığı şiddet sadece göstericilerle sınırı kalmamış, Taksim Meydanı çevresinde yaşayan, çalışan tüm vatandaşlar şiddete maruz kalmış, olaylar nedeniyle 200`den fazla insan yaralanmış, onlarca gösterici gözaltına alınmıştır.
İstanbul Taksim Meydanı`nda üç senedir gerçekleştirilen 1 Mayıs mitinglerinde hiç kimsenin burnu bile kanamamış, yüz binlerce insan büyük bir coşkuyla 1 Mayıs`ı karşılaşmıştır.2013 1 Mayıs`ı neden istenmeyen görüntülere sahne olmuştur?
İstanbul Valiliği`nin mitinge, Taksim Meydanı`ndaki inşaatın kalabalıklar için tehlikeli olacağını gerekçe göstererek izin vermediği bilinmektedir. Valiliğin görevi, önlem alarak vatandaşlarını olası tehlikeden korumak değil midir? Valilik olası tehlikeden koruduğu insanları bizzat güvenlik güçlerinin saldırgan tutumu nedeniyle tehlikeye atmamış mıdır?
Bu soruların yanıtını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan daha önceki konuşmalarda vermiş, "sürmekte olan inşaat" gerekçesinin, Taksim Meydanı`nı emekçilere yasaklamak dışında bir anlam taşımadığını açık etmiştir. Başbakan, İstanbul`da miting alanlarının tespit edildiğini, Taksim Meydanı`nın bunlar arasında yer almadığını, Taksim`e AVM yapılmasının planlandığını söylemiştir ki, bu, teknik gerekçelerin değil, siyasi iktidarın ideolojik yaklaşımının belirleyici olduğunu göstermiştir. Siyasi iktidar, Taksim`i kentsel rant merkezi haline getirmek istemektedir. Bunun ilk adımını da Meydanı 1 Mayıs`a kapatarak atmıştır.
Siyasi iktidarın Taksim`e dönük mesajı açıktır: Artık Taksim, alışveriş yapmak isteyenlere açık olacaktır; Meydan yoksullara, işçilere, emeklilere, emeği ile geçinenlere kapatılacaktır.
İnşaat Mühendisleri Odası olarak, İstanbul Valiliği`nin yasakçı, yasaklayıcı anlayışını ve polisin uyguladığı şiddeti kınıyoruz. Yasakları ve polisin şiddetini meşru göstermeye çalışan siyasi iktidar sözcülerinin açıklamalarını ise kabul edilebilir bulmadığımızı ifade ediyoruz. Taksim Meydanı`nın geleneksel ve simgesel bir öneme sahip olduğunu, dün olduğu gibi gelecekte de bu önemi tartıştırmayacağımızı ilan ediyoruz.