Riskli bina tespit çalışmalarıyla ilgili yanlış bilgilendirmeye İMO`dan tepki
Odamız, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ve Prof. Dr. Ali Osman Öncel`in riskli bina tespit yöntemi hakkında bazı televizyon kanallarında yer alan açıklamalarının bilimsel olmadığını ve kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini belirterek, başta üniversiteler olmak üzere tüm ilgili kurum ve kuruluşları bu konuda duyarlı olmaya çağırdı.
Bu kapsamda, habere konu edilen yöntemin bilimsel olmadığı ve riskli bina tespit yönteminin nasıl olması gerektiğine dair görüşlerini bir yazı ile ilgili kurumlara ileten Odamız, Ahmet Ercan ve Ali Osman Öncel hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını talep etti.
Odamız, vatandaşların bu tür haberlerle yanlış yönlendirildiğini belirterek, Ahmet Ercan ve Ali Osman Öncel`in kanun, yönetmelik ve bilimsel esaslara aykırı açıklamalarda bulunduğuna dikkat çekti.
Riskli yapı tespitinde" üç saatlik jeofizik eğitimi yeter" (!)
18 Şubat 2013 tarihinde TRT1 ve Kanal 24 televizyonlarında yayımlanan ve "Sultanbeyli Belediyesi bir ilke imza attı", riskli bina tespitinde "betondan örnek alma yöntemi artık geçmişte kaldı" gibi spotlarla verilen haber, İstanbul Üniversitesi öğretim görevlilerinden Jeofizik Mühendisi Ahmet Ercan ile Ali Osman Öncel`in spotları destekleyici görüşleri üzerinde kurgulanmıştı.
Ercan ve Öncel, binalarda deprem riskinin belirlenmesi amacıyla yeni bir sistem geliştirildiğini, artık binadan parça alınmasına gerek kalmadığını, insan hastalıklarının tespit edilmesinde kullanılan röntgen, MR, elektro gibi yöntemlerin betonun nitelikli olup olmadığının tespitinde de kullanılabileceğini belirterek, bu yöntemle betonun içinde kaç tane donatının bulunduğunun, beton kalitesinin BS20, BS35 veya BS40 standartlarını taşıyıp taşımadığının görülebileceğini ifade etmişler ve bu yöntemin kentsel dönüşüm projelerinde, riskli binaların tespitinde rahatlıkla kullanılabileceğini, çekilen röntgenin ise meslekle ilgisi olmayan sıradan vatandaşların bile üç saatlik jeofizik eğitiminden sonra yorumlayabileceğini kaydetmişlerdi.
"Bu yöntem 30 yıldır kullanılıyor"
Odamız tarafından Sultangazi Belediyesi, İstanbul Üniversitesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İçişleri Başkanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, TMMOB ve Jeofizik Mühendisleri Odası`na gönderilen yazıda, riskli bina tespit çalışmaları hakkında bilimsel doğrular paylaşıldı ve yanlış görüşlere vurgu yapıldı.
Yazıda, habere konu edilen yöntemin 30 yılı aşkın bir süredir inşaat sektöründe kullanıldığı hatırlatılarak, riskli bina tespitinin 2007 Deprem Yönetmeliği`nin 7. Bölümü uyarınca yapıldığına dikkat çekilerek, "Söz konusu cihazlar, Yönetmelik çerçevesinde, yapıların depreme dayanıklılığının tespit edilmesinde, röleve çalışmalarında yapı bilgi düzeylerine bağlı olarak gerek taşıyıcı elemanlarda karot numunelerinin alınacağı uygun yerin (donatılara hasar vermeden) tespiti ve gerekse betonarme taşıyıcı elaman içerisindeki donatıların sayı ve konumları ile ilgili bilgilerin elde edilmesinde üniversiteler ve inşaat firmaları tarafından kullanılmaktadır. Bu verilerden, depreme dayanıklılık değerlendirmesinin Deprem Yönetmeliği`nde belirtilen ‘binalardan bilgi toplanması` aşamasında yararlanılmakta, ayrıca üst yapı analizleri gibi ek çalışmalar yapılmaktadır" denildi.
Yazıda ayrıca riskli yapı tespitinin "6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun" uyarınca "Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik" çerçevesinde yaptırılması gerektiği hatırlatıldı. Yönetmeliğin 7. Bölümünde yer alan "Binalardan bilgi toplanması kapsamında tanımlanan inceleme, veri toplama, derleme, değerlendirme, malzeme örneği alma ve deney yapma işlemlerinin İnşaat Mühendislerinin sorumluluğu altında yapılacağı" hükmüne dikkat çekildi.
Yazılar, 6 Mart 2013 tarihinde ilgili kurumlara gönderildi.
Kurumlara gönderilen yazılar aşağıdaki dosyalarda mevcuttur.