Standard dergisine İSG’yle ilgili görüş gönderildi

 

Standard dergisine İSG`yle ilgili görüş gönderildi

 

Türk Standardları Enstitüsü`nün yayın organı Standard dergisi, Odamızdan işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili görüş talep etti. Şubat 2013 sayısında" işçi sağlığı ve iş güvenliği" konusunu işleyecek olan dergiye gönderilen İMO görüşü şöyle:

İşçi sağlığı ve iş güvenliği, inşaat sektörünün temel sorunlarından biridir. Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre; inşaat işçileri, diğer sektörlerde çalışan işçilere oranla 3–4 kat daha fazla kazaya uğrama riski taşımaktadır.  Türkiye`de inşaat sektörü, tüm sektörler arasında toplam iş kazası sayısı bakımından ön sıralarda ve ölümlü iş kazalarında ise ilk sırada yer almaktadır. Sektörümüzde ölümle sonuçlanan kazalar, tüm sektörlerdeki ölümlü kazaların yüzde 30`nu oluşturmaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`nın 2011 yılında incelediği 4 bin 222 iş kazasının verilerine göre ise iş kazalarında en çok ölüm ve yaralanma inşaat sektöründe yaşanmaktadır. Bu verilere rağmen Türkiye`de iş kazaları ile ilgili tutulan istatistiklerin sağlıklı olmadığının ve bu noktada başta SGK olmak üzere sektörün tüm paydaşlarının önemli bir sorumluluğa sahip olduğunun da altı çizilmelidir.

Araştırmalar, iş kazalarının yüzde 50`sinin "kolaylıkla" önlenebilecek kazalar olduğunu ve yüzde 48`inin de sistemli bir çalışma ile önlenebileceğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, alt işveren sistemi yasalardaki boşluk ve eksikler nedeniyle görev ve sorumluluk karmaşasına yol açmakta ve iş kazalarında tetikleyici olmaktadır. Kazaların, sorunların temelleri ve gerçek kaynakları incelenmeden "kadere" ve işçilerin bireysel hatalarına bağlanması da sıkıntılı olan başka bir yaklaşımdır. Bu algının değiştirilmesi gerekmektedir. Bir yandan kâr hırsı diğer yandan ise en ucuza imal ettirmesi olgusu çalışma yaşamının asıl belirleyicisi olmakta ve maalesef de mevzuat bu belirleyicilere göre düzenlenmektedir. Bu durumun, "iş cinayetlerinin" önüne geçilememesinin etken nedeni olduğu gözardı edilmemelidir.

Diğer bir yandan ise, inşaat, maden ve gemi inşaatı sektörlerinin proje bazlı sektörler olduğu ve seri imalat ve hizmet sektörü gibi diğer sektörlerden çok farklı niteliklere sahip olmaları nedeniyle hem mevzuat hem de İSG eğitimi açısından ayrı ele alınmaları olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Konuya bu yönden olacak bir yaklaşım son yıllarda ülkemizde yaşadığımız kömür ocağı, tersane ve inşaat kazaları gibi kamu oyunda infial yaratan elim kazaların azaltılmasında hiç şüphesiz ki daha etken olacaktır.

Sağlıklı ve güvenli ortamda çalışma hakkı temel insan hakkıdır; çalışanın beden bütünlüğünü ve sağlığını bozacak etkilerden korunması esastır. Bu hakkın korunmasında ve kullanılmasında kamu idaresi asli sorumludur. Bu nedenle konunun asli unsurlarının hak, yetki, sorumluluklarının belirlenmesi ve cezaların bu belirlemeyle uyumlu olması gerekmektedir.

İnşaat Mühendisleri Odası 17 Kasım 2012 tarihinde "İnşaatlarda İş Güvenliği Çalıştayı" düzenlemiş, Çalıştay`da akademisyenler, İş Güvenliği Uzmanları, inşaat mühendisleri, ilgili kamu kurumlarından yönetici ve uzman kişiler ile işçi temsilcilerinin de de olduğu  geniş katılımlı bir topluluk biraraya gelmiştir.

Çalıştay`da, hem mevzuattan kaynaklı sorunlar ele alınmış, hem de uygulamaya dönük sıkıntılar ve çözüm önerileri dile getirilmiştir. İş güvenliği bağlamında, inşaat sektörü paydaşlarının eşit düzeyde temsil edilmesi, sahici ve bir o kadar da verimli bir tartışma ortamının oluşmasını sağlamıştır. İnşaat Mühendisleri Odası`nın amacı, sorunları ve çözüm önerilerini, konunun öznelerinin oluşturduğu bir zeminde ele alınmasıdır ki, Çalıştay bu anlamda amaca uygun gerçekleşmiştir.

Çalıştay Sonuç Bildirisi`nde yer alan belirlemelerin ve çözüm önerilerinin tüm sektör bileşenlerinin dikkate alması gereken önemde olduğu özellikle belirtilmelidir. 

Çalıştay`da; ülkemizin iş kazalarındaki sicilinin hayli kabarık olduğu, Dünya ölçeğinde iş kazaları sıralamasında ülkemizin bulunduğu yerin, sorunun büyüklüğünü gösterdiği, çözümün ancak inşaat sektörü paydaşların işbirliğiyle sağlanabileceği, eksiksiz istatistiki verilere ulaşmak için ilgili kamu kurumları tarafından gerçekleştirilecek merkezi çalışmalara ihtiyaç bulunduğu, SGK`nın dönem dönem kamuoyuyla paylaştığı iş kazaları verilerinde ciddi hata ve eksiklikler görüldüğü, özellikle inşaat şirketlerinin iş kazaları istatistikleri tutmadığı, yasa ve yönetmelik değişiklikleri ve denetim konusunda geliştirilen sistemlere rağmen sorunun çözülemediği, mevzuat değişikliklerinin tek başına sorunu çözemeyeceği gerçeğinden hareketle, sektör bileşenleriyle kamu kurumlarının ortaklaşa yürüteceği çalışmaların önem kazandığı, iş sahipleri, mühendisler, işçileri kapsayan meslek içi eğitimin ivedilikle ve büyük bir hassasiyetle ele alınması gerektiği, iş güvenliği konusunun üniversite eğitim müfredatına dahil edilmesinin kaçınılmazlığı, üniversiteler ve TÜBİTAK gibi kurumların konuya bilimsel araştırmalar yaparak destek vermesi, bu çalışmalar için kaynak oluşturulması, denetim mekanizmasının kurulması ve gereği gibi işletilmesinin, yasa ve yönetmelik hazırlamaktan, standart belirlemekten daha büyük bir öneme haiz olduğu, iş güvenliği uzmanlığının bir yetkinlik, yeterlilik gerektirdiği ve bu çerçevede iş güvenliği uzmanlarının özelleşmiş bir eğitim programına tabi tutulması,  iş güvenliği uzmanlarının ekonomik anlamda işin sahibine olan bağımlılığının ve iş akdi ilişkisinin yaratacağı olumsuzluklara karşı, bu kişilerin iş güvencesi dahil olmak üzere, verimli ve sağlıklı çalışmaları kamu idaresi tarafından güvence altına alınması vb. tespitler ve öneriler sonuç bildirisine alınmıştır.